Penguenler ve insanlar, hiç düşündünüz mü? İnsana benzemiyorlar mı?

Biz insanlardan daha insan gibiler mi acaba diye düşünmeden de edemiyorum bazen.

Antarktika'nın amansız soğuklarında dimdik duran, sürü halinde yürüyen, yavrusunu kanatlarının arasında saklayan, eşine sadık, birlikte üşüyen ama birlikte ısınan canlılar...

Sessizler…

Gösterişsizler…

Ama içlerinde bir dünya var.

Bizim gibi konuşmazlar belki ama sessizliklerinde anlam var.

Belki de biz insanlardan daha çok şey anlatıyorlardır sessizlikleriyle.

İnsan…

Kimi zaman sıcak bir odada birbirine üşür.

Kimi zaman binlerce sözle birbirine hiç dokunamaz.

Birlikte yürüme fikrini çoktan unutmuş,

Herkes kendi yoluna.

Penguenler…

Soğukta hayatta kalma şansı, ancak diğer penguenlere yaslandığında artar.

Onlar bilirler ki, yalnızlık soğuktur.

Biz unuttuk.

Penguenler yumurtalarını karların üzerine değil, ayaklarının üzerine koyarlar.

Çünkü bilirler, yavru o sert zemine değerse yaşama şansı kalmaz. Ayaklarının üzerinde korurlar geleceklerini.

Peki ya biz…

Bazen geleceğimiz olan çocuklarımızı,

Toprağa, savaşa, ihmale bırakıyoruz.

Penguenler sadıktır. Eşlerini kolay kolay değiştirmezler.

Birbirlerinin seslerini tanırlar.

Kalabalıkta kaybolmazlar.

Biz insanlarsa… Kalabalıkta birbirimizi unuturuz.

Sesimiz çok

Ama anlamımız eksik.

Yakınız ama soğuk.

Bir aradayız ama yalnız.

Kimi zaman düşünüyorum:

Bu buz dünyasının sessiz sakinleri mi daha canlı, yoksa biz mi daha donuk?

Belki de en büyük fark şu:

Penguenler hayatta kalmak için sarılırken, insanlar bazen hayatta kalmak için uzaklaşır.

Ama hâlâ umut var.

Çünkü hâlâ bazı insanlar, bir penguen gibi sadık.

Bir penguen gibi koruyucu ve dürüst.

Ve bir penguen gibi soğuğa karşı dirençli.

Keşke diyorum bazen…

Keşke biraz daha penguen olabilsek.

Soğuklara rağmen içimizi sıcak tutabilsek.