Metal madenlerinde bu tip göçükler ve kaymaların fazla rastlanan olaylar olmadığını kaydeden İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, “Fizibilite çalışması sistematik olarak maden kurulmaya başladığı andan itibaren başlar. O cürufun oraya atılacağı planlandığı andan itibaren başlar. Nereye atılacak, zemin sağlam mı?” dedi.İSTANBUL (İGFA) - Erzincan İliç’te bir altın madeninde meydana gelen toprak kayması nedeniyle, siyanürlü toprak altında kalan 9 işçi için süren arama kurtarma çalışmaları iş sağlığı ve güvenliği konusunu yeniden gündeme getirdi.

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi İş Sağlığı ve Güvenliği Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, Erzincan’da bir altın madeninde meydana gelen toprak koyması ve işçilerin siyanürlü toprak altında kalmasını değerlendirdi.

“ALTIN MADENİNDE YÜZDE 1 KADAR ALTIN VAR”

Asgari ücret için üçüncü kez toplanılıyor. Bugünkü toplantı asgari ücreti belirleyecek mi? Asgari ücret için üçüncü kez toplanılıyor. Bugünkü toplantı asgari ücreti belirleyecek mi?

Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, özellikle altın madeninde yüzde 1 kadar altın var olduğunu, yüzde 99 ise altını siyanürle, hidrojen sülfürle karıştırarak altın elde edildiğini kaydederek, “Kalan cüruf içinde 39’a yakın toksik madde var olduğu söyleniyor, bilimsel yayınlarda. Bu, bir şekilde yığılmış. Bu yığılırken kontrollü bir yığılma gözükmüyor. Ve bu aniden heyelan gibi geliyor. Heyelan gibi bu, toplam cüruf geliyor. Çok tehlikeli bir malzeme. İnşallah akarsulara ulaşmaz” dedi.    

Pasa içindeki siyanürün yağmur ya da suya karışarak hidrojenin siyanür buharına döneceğini, havada uçup kaybolana kadar çok tehlikeli olduğunu ifade eden Uçan, “Burada sorun pasa içindeki ağır elementler. HM (ağır metal) iyonları karmaşık biyokimyasal reaksiyonlarda önemli bir rol oynar. Ag (Gümüş), As (Arsenik), Cd (Kadmiyum), Pb (Kurşun)ve Hg (Civa) gibi esansiyel olmayan HM'lerin canlı organizmalar için biyolojik önemi yoktur ve ekosistemde bulunduklarında çok toksiktirler, yer altı sularına geçip geçmediklerini incelemek lazım.” şeklinde ifade etti.

Sıvı olan kısmının gölet gibi bir yerde tutulduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Ama madenin yüzde 1’ini alıyorsun, yüzde 99’u dışarıda kalıyor. Toprağı inşaat hafriyatı gibi. Çok az bir kısmını aldın yüzde 1 gibi, yüzde 99 kaldı. Bu yüzde 99’u bir yerlere dökülüyor. Döküldüğü vakit de böyle bir kayma riski olan yerlere değil daha düz alanlara dökülmesi gerekiyor.” diye konuştu.

Erzincan’daki madende kontrollü bir yığılma gözükmediğini, toplam cürufun heyelan gibi geldiğini dile getiren İSG Uzmanı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Rüştü Uçan, “Çok tehlikeli bir malzeme. İnşallah akarsulara ulaşmaz.” değerlendirmesini yaptı.

Uçan, yaklaşık 40 yıldan beri biriken bir şey olduğunun söylendiğini de dile getirerek, “Çevreyle ilgili problem çok büyük. Toprak altında kalan 9 kişinim bulunması çok zor. Dünyada bunun gibi 18’e yakın kaza olmuş. Hepsindeki büyüklük hemen hemen bizdekinin onda biri gibi.” dedi.

Yamaç gibi bir alanda kaymaya başladığında, onu durduracak bir güç bulunmasının çok zor olduğunu da ifade eden Uçan, “Onun için daha düzlük alanlara konulması lazım. Bu yamaca konulmuş ve geliyor. Ve gelmeye başladığı zaman aynı kar yığını gibi devamı geliyor. Büyük bir çevre felaketi gözüküyor.” dedi.

Kayan toprağın siyanürle ve diğer sülfürik asitle karıştırılarak içinden altın bulunmaya çalışılmış altın olmayan kısım olduğunu hatırlatan Uçan, “Bu malzeme akıyor. Görünen o, çünkü o sabit bir şey değil. Bir kaya olsa bir yere tutunur. Bu ise taşınan toprak. Bu tür bir heyelan riski olan bir yere koyulmaması lazım." şeklinde sözlerini tamamladı.

Kaynak: igf