Son dönemde hızla artan enflasyon ve ekonomik belirsizlikler, ülke genelinde yoksulluğun daha fazla hissedilmesine neden olurken, TÜİK’in açıkladığı veriler birçok kişi için şaşırtıcı oldu.

Yoksulluk Oranlarında Artış

Rapora göre, Türkiye’de göreli yoksulluk oranı yüzde 13.9’a yükselirken, yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında bulunanların oranı ise yüzde 31’e çıktı. Bu veriler, ekonomik krizlerin ve enflasyonun bireylerin yaşam koşullarını ne kadar olumsuz etkilediğini ortaya koyuyor. 30 farklı ekonomik bölgeye ayrılan Türkiye’de, gelir seviyeleri incelendiğinde yoksulluğun en yoğun yaşandığı şehirlerin birçoğunun aynı coğrafi bölgede yer aldığı dikkat çekiyor.

Erzurum Palandöken Kayak Merkezi’nde çığ meydana geldi! Erzurum Palandöken Kayak Merkezi’nde çığ meydana geldi!

Ağrı, Kars, Iğdır ve Ardahan Zirvede

TÜİK’in derlediği verilere göre Türkiye’nin en yoksul şehirleri, TR A2 olarak tanımlanan bölgedeki Ağrı, Kars, Iğdır ve Ardahan oldu. Bu şehirler, göreli yoksulluk oranlarında ülkenin en üst sıralarında yer alıyor. Türkiye’nin doğusunda bulunan bu dört şehir, ekonomik olarak diğer bölgelere göre daha dezavantajlı durumda ve işsizlik, düşük gelir seviyeleri gibi sorunlarla mücadele ediyor.

Yoksulluğun Bölgesel Yüzü

Bu şehirlerin aynı bölgede yer alması, Türkiye’deki bölgesel ekonomik eşitsizliklerin altını çiziyor. Yıllardır süregelen ekonomik dengesizlikler ve bölgesel kalkınma projelerinin yetersizliği, özellikle doğu illerindeki yoksulluk oranlarının yüksek kalmasına neden oluyor. Kırsal bölgelerde yaşayan nüfusun ekonomik fırsatlara erişimindeki zorluklar, bu şehirlerde gelir düzeylerinin düşük kalmasına yol açıyor. Bu da bireylerin sosyal dışlanma riski altında yaşamasına ve yaşam standartlarının giderek kötüleşmesine neden oluyor.

Yoksulluk ve Sosyal Dışlanma Riskine Dikkat

Raporda dikkat çeken bir diğer veri ise Türkiye genelinde yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında bulunanların oranının yüzde 31’e yükselmiş olması. Bu oran, sadece düşük gelirle değil, aynı zamanda toplumsal dışlanma ve dezavantajlı koşullarla da mücadele eden geniş bir kesimi temsil ediyor. Yüksek enflasyonun da etkisiyle birçok kişi temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyor.

Türkiye’nin ekonomik yapısındaki bu dengesizlikler, bölgesel kalkınma projelerinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Özellikle yoksulluk oranlarının yüksek olduğu şehirler için uzun vadeli ve sürdürülebilir kalkınma politikalarının gerekliliği, bu raporla birlikte daha da belirgin hale geliyor.

Editör: Benza Gürler