Şakir Koruk yazdı; İHANET “Tavanda ittifak var, tabanda yok”

Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, işte bu sözleriyle Türkiye’de gündeme oturdu. Ardından MHP Kurultayından sonra, malum çevrelerce Başkan Ergün aleyhinde hummalı bir algı operasyonu başladı. Böylelikle yerel seçime bir yıl kala, sosyal medya üzerinden ittifak ortakları arasında hır-gür patlak verdi. Peki Başkan Cengiz Ergün, yerel televizyondaki röportajında aslında ne dedi? 1-Ankara’da kapılar yüzüme kapanıyor, 2-İller Bankası’ndan onaylanmış krediyi 15 aydır alamıyoruz, 3-70 mahallenin alt ve üst yapı ihalesini yaptık ama 84 mahalle daha bu krediyi bekliyor, 4-Büyükşehir Yasası ile birlikte kapatılan kurumlardan aktarılan borçlar, Türkiye’deki diğer belediyelerden tahsil edilmezken bizden çatır çatır alınıyor, 5-Ali Rıza Çevik İlkokulu’nun bulunduğu alana yapılacak otopark ile ilgili izinlerin çıkmasını bekler iken, işlerin daha da yavaşlatıldığına şahitlik ediyoruz. Ankara’da, kapıların Manisa’nın yüzüne kapanması için kimler, hangi amaçlarla aracılık ediyor olabilir?  Bu türden bir girişim ittifakın ruhuna uygun olabilir mi? Başkan Ergün’ün dikkat çektiği nokta işte bunlardı. Tabi bir de şunlar var. “Manisa’nın anahtarını istiyorum”, “Manisa Büyükşehir Belediyesi koltuğunda MHP’li bir başkanın oturmasını içimize sindiremiyoruz” *** Şimdi gelelim bu sözlerin analizine. Türkiye’de İller Bankası’na en çok borcu olan iller şöyle; Bursa, Gaziantep, Sakarya, Konya, Antalya. 5’i de Ak Partili belediye. Toplam borç 4 milyar 12 milyon. Manisa’nın bir buçuk yıldır beklediği ancak bir türlü alamadığı kaynak ise 100 milyon TL. Durum böyle iken onayı çıkmış ancak bir türlü gelmeyen bu kaynağa; “Burası Türkiye, işler biraz yavaş ilerliyor” şeklinde izah etmek mümkün mü? 2014 yerel seçimlerinde Başkan Ergün 354 bin oy ile sandıktan çıktı. Gerek Ak Parti milletvekilleri,  gerek AK Parti il başkanının beyanatlarını o seçimde MHP’ye oy vermiş 354 bin seçmen, sizce nasıl yorumluyor olabilir acaba? Peki bugün MHP’li başkan için bunları ve çok daha fazlasını söyleyen AK Parti temsilcileri, Cumhurbaşkanlığı seçiminde 354 bin seçmen ile nasıl diyalog kuracaklar? *** Son yerel seçimde MHP yüzde 40, AK Parti yüzde 36 oranında oy aldı. Son referandumu da yine Manisa’da “Hayır” cephesi kazandı. Ak Parti açısından Manisa’da peş peşe bu yenilgiler gelir iken;

• Bugün MKYK Üyesi ve Manisa Milletvekili olan Murat Baybatur il başkanı ve milletvekili değil miydi?
• Selçuk Özdağ Manisa’da bütün bunlar olur iken MKYK üyesi ve Manisa milletvekili değil miydi?
• Hüseyin Tanrıverdi, Büyükşehir Başkan Adayı, MKYK üyesi ve Manisa milletvekili değil miydi?
• Peki ya Berk Mersinli. O da İl başkanı değil miydi?

Tuhaf değil mi? Bugün Manisa’da ittifakın ruhunu gıcıklayıcı açıklamalar da yine bu isimlerden geliyor. Belli ki; Cumhurbaşkanlığı ve yerel seçimlere hazırlık yapıyorlar. %76’lık potansiyel üzerinden hesap yapmak yerine, “Ben yok isem parti niye var” düşünce ve stratejisi hakim. Hal böyle iken; Cumhur İttifakı’na, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ve Sayın Devlet Bahçeli’ye aslında ihanet eden sizce kim olabilir? *** Gelelim bugüne. MHP kurultayının ardından 2019 hazırlıklarını sıkı sürdüren malum ekip, troller üzerinden yeni bir algı operasyonuna start verdi. Başkan Cengiz Ergün’ün, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından dışlanacağı algısı üzerinde çalışılıyor. Bel altı gırla gidiyor. Amaç malum.

• O kongreyi canlı izledim. Başkan Cengiz Ergün oradaydı. MHP Lideri Bahçeli, “Bizde dava arkadaşlarımız vardır, işte bu salondadır, hamd olsun dimdik ayaktadır” dedi. Bu ne anlama geliyor?
• Sayın Bahçeli, “Mevcut belediyeleri koruyacağız, üzerine yeni belediyeler ekleyeceğiz” dedi. Peki bu ne anlama geliyor?
• Sayın Bahçeli, konuşmasının devamında Başkan Cengiz Ergün’e mi, yoksa tabanda ittifakı baltalamak isteyenlere mi sert çıktı? Hem Cumhurbaşkanımız Erdoğan da ittifakı baltalamak isteyenlere sert çıkmıyor mu?

Aklı olan herkes bu çizginin çok kritik bir nokta olduğunu idrak edebilir. Çünkü bu çizgi ittifak ve ihanet çizgisi. Bu çizginin ittifak ortakları arasında; en azından Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar, hır-gür ve bel altı siyasi söylemleri kaldıracağını düşünmüyorum.