Yahşi, kadınların bu rahatsızlığa yakalanma olasılığının 4 kat daha fazla olduğunu belirterek, bunun hormonal değişiklikler ve kadınların duygusal yapılarıyla ilgili olduğunu açıkladı.
Mevsimsel depresyonun temelinde, melatonin hormonunun artışı yatıyor. Beynimizdeki epifiz bezi, karanlık ortamlarda melatonin üretimini artırarak yorgunluk, halsizlik ve uyku ihtiyacı hissi yaratır. Kışın kısa günler ve güneş ışığının azalması, vücudun bu hormonu yoğun bir şekilde üretmesine neden olur, bu da biyokimyasal olarak depresyon belirtilerine yol açar.
Yahşi, mevsimsel depresyonun en etkili tedavisinin güneş ışığı olduğunu vurguladı. Güneş ışığının göz yoluyla epifiz bezine ulaşarak melatonin üretimini azaltıp seratonin üretimini artırdığını, bu sayede kişilerin kendini daha mutlu hissettiğini belirtti.
Sonbahar ve kış aylarının ruh hali üzerindeki etkisini açıklayan Yahşi, doğadaki olumsuz değişimlerin bazı insanlarda ruhsal olarak olumsuz etkiler yaratabileceğini söyledi. Depresyonun genetik geçişli bir hastalık olduğuna dikkat çeken Yahşi, mevsimsel depresyonun belirtilerinin klasik depresyonla aynı olduğunu, ancak mevsim geçişlerinde ortaya çıktığını ifade etti.
Mevsimsel depresyondan korunmak için düzenli açık hava yürüyüşlerinin ve spor yapmanın faydalı olacağını belirten Yahşi, sporun endorfin salınımını artırarak mutluluk hissi yarattığını söyledi. Ayrıca eğitim almak, üretmek ve gönüllü çalışmalarda bulunmanın da dopamin salınımını artırarak kişinin kendini daha iyi hissetmesine yardımcı olduğunu dile getirdi.
Eğer tüm önlemlere rağmen mevsimsel depresyonla baş edilemiyorsa, fototerapi yöntemiyle tedavi öneriliyor. Fototerapi, geniş spektrumlu floresan ışığı kullanarak kişinin melatonin seviyesini dengeliyor ve depresyon belirtilerini hafifletiyor.
Mevsimsel depresyonun hafife alınmaması gerektiğini vurgulayan Yahşi, "Güneş ışığını asla ihmal etmeyin, sağlığınıza dikkat edin ve kendinizi sevin" diyerek sözlerini noktaladı.
