Büyükşehir Belediye Meclisi Mart ayı toplantısı ikinci oturumu şok görüntülere sahne oldu. Ulucami ve çevresindeki vatandaşların doldurduğu salonda olaylar peş peşe gelişti.
Haberler hafta ortasında Türkiye gündemine dahi yansıdı. Ulusal basın olayların bir şişe sudan çıktığını yazdı. Keşke öyle olsaydı, dedim içimden.
Aslında meclis gündeminde Ulucami ve çevresine ilişkin görüşülecek bir madde yoktu. Yani o vatandaşların galeyana gelmesini gerektirecek bir durum yoktu. Çünkü bir hafta önceki meclis toplantısında konu görüşülmüş, kamulaştırmaların devamına dair öneri reddedilmişti.
Peki o vatandaşlar oraya neden ve nasıl geldi? Dahası MHP’li meclis üyesi ile o vatandaşlar arasında neden tatsız diyaloglar yaşandı?
Meclis üyesine izleyici müdahale ediyor ve meclis başkanı polisten yardım istiyorsa, polis o an neden hareketsiz kalıyordu?
Yani sokakta bir vatandaş bir vatandaşı tartaklasa polis müdahale edecek, ama meclis salonunda adam kesseler polis içeri giremeyecek. Öyle mi? İzleyiciler meclis üyelerine saldırsa, salonu yerle bir etse bile emniyet müdürü hala meclisin toplanmasını ve polisin müdahalesi için karar almasını bekleyecek öyle mi?
O zaman bu mecliste izleyiciler istediği her türlü kararı aldırır ya da istemediği kararları kolaylıkla engelleyebilir. Nasıl olsa izleyicilerle meclis üyeleri adeta kucak kucağa oturuyor. İstemediğin karar var ise topla arkadaşlarını bas meclisi. Polis olayları seyredeceğine göre, kim tutar seni?
Eğer yönetmelik ve mevzuat böyle yorumlanıyorsa; Manisa’daki bütün belediye meclis toplantıları adeta patlamaya hazır birer bomba. Bugüne kadar kanlı olay çıkmaması sadece bir şans.
Ulucami’den gelen vatandaşlar nedeniyle toplantının açılamadığı haberi üzerine binaya çok sayıda MHP’li vatandaş da geldi. Eğer bu gergin ortamda Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün salona inseydi ve o toplantıyı açsaydı; bugün belki çok daha ağır ve sert konuları konuşuyor olabilirdik. Bence o an, o toplantının açılması hata olurdu. Cengiz Ergün de öyle düşündü. Ergün belki bekleyerek, bütün bir hafta sürecek olayları çok basit bir şekilde önlemiş oldu.
***
Velhasıl akıllarda pek çok soru işaretlerinin kaldığı belediye meclis toplantısı dağıldı. Ama geriye son bir soru kaldı.
Zülfikar Gürcan’ın kürsüye yürüme girişimi engellenince AK Partili meclis üyeleri salonu terk etti. Tabi onlarla beraber aynı anda Ulucami çevresinden gelen vatandaşlar da. Bu belki bir tesadüftür. Ama ya değilse?
Salon boşaldı. MHP ve CHP’li meclis üyeleri salona indi. Başkan Ergün oturumu açtı ancak yeterli çoğunluk sağlanamadığı için toplantı ertelendi. İki gün sonra yapılan toplantıya yüzlerce polis geldi. Bina dışında ve çevresinde geniş güvenlik önlemi alındı. O vatandaşlar bu kez daha kalabalık geldi. Ama salon, önceden çoğunluğu bayan izleyicilerden oluşan bir grup tarafından doldurulduğu için, onlar içeri alınmadı. Böylelikle gergin bir ortamda Mart ayı meclis toplantısı sonlandırılmış oldu. Toplantıda AK Partili ve MHP’li meclis üyeleri birbirlerine karşı son derece nazik idiler. Önergelerde uzlaşı yoktu belki ama siyasi nezaket çerçevesi vardı.
Açıkçası bu çizgi Manisa Büyükşehir Belediye Meclisi’nde korunmalı. Manisa için kol kola girin, el ele verin denilebilecek noktadan artık çok uzaktayız. Ama en azından siyasi nezaketin korunması istenebilir.
MHP İl Başkanı Tanju Balatlı’nın olayların ardından yaptığı açıklama çok dikkatimi çekti. Her satırını tekrar tekrar gözden geçirdim. Çok iyi analiz edilmesi gereken bir açıklama olmuş. Balatlı orada şu soruyu ortaya atıyor. Manisa’da kargaşa mı isteniyor?
Hayır Manisa’da kimse kargaşa istemiyor. İstememeli. Şehrimizin insanları yine barış, sükunet ve huzur içinde yaşamaya devam etmeli. Barış ve sükunetin devamı için de herkes özen göstermeli.
Şu yorum da Manisa için faydalı olmaz. Mart ayı meclis toplantısının ilk oturumunda MHP Grubu gol attı, ikinci oturumunda AK Parti grubu rövanş aldı. Olayların bu şekilde yorumlandığını da duymuyor değilim.
Ne MHP grubu gol attı, ne de AK Parti rövanş aldı. AK Parti’de siyaset üreten değerli insanlar var. Onların içinden hiç biri; meclise, meclis dışından müdahale ile rövanş almayı, Ulucami’den insanları toplayıp onlarla güç göstermeyi isteyecek kadar akıl yoksunu olamaz. Çünkü böylesi bir etkinin doğuracağı tepkiyi herkes hesap edebilir.
Üstelik ilk oturumda MHP grubu kimseye gol atmadı. Olay sadece Gölmarmara Belediye Başkanı Kamil Öz ve Gölmarmaralı meclis üyelerinin daha önce kendilerinin sunduğu teklifin arkasında durmasından ibaret. Bu olayın da hala AK Parti içinde hainlik diye nitelenmesi yada Gölmarmaralı meclis üyeleri hakkında dedikodu türetilmesini hayretle izliyorum.
Editör: TE Bilisim