KAMİL ÖZ’E KİM HAYIR DİYECEK?

Manisa’da siyasi tansiyon yükseldi. Bir yanda aday adayları. Diğer tarafta büyükşehir meclisindeki tartışmalar. Dahası artık bu tartışmalar sokağa döküldü. Tartışmaların temelinde su zammı var. AK Parti grubu “Evsel atık bedeli vatandaştan su faturası üzerinden alınsın” şeklinde iki ay önce teklif vermişti. O zaman da yazmıştım. Bu konu su zammı olarak algılanır. Nihayetinde su faturasına eklenecek ek bir bedeli konuşuyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanı Ergün de “Ben burada olduğum sürece bu bedeli alamazsınız” dedi. Dolayısıyla ortaya çıkan algı ve siyasi sonuç şu; AK Parti o teklifle kendi kalesine gol attı. Yunusemre Belediye Başkanı Mehmet Çerçi, bu ayki meclis toplantısında suya indirim isteyeceklerini açıkladı. Mehmet Çerçi, geçen ay su faturasının şişmesini savunurken, bu ay indirim isteyeceğini beyan ediyor. Acaba Sayın Çerçi, su faturasına geçen ay eklenmesini istediği evsel atık bedellerinin ortadan kaldırılmasını mı önerecek, yoksa tarifenin ucuzlamasını mı? Burada şu ince nokta var. Tarife ucuzlarsa MASKİ zarar eder, evsel atık bedeli kalkarsa ilçe belediyelerine kaynak üretilmiş olmaz. Bu yüzden Sayın Çerçi tarifenin ucuzlamasını isteyecek. Ama samimi bir şekilde su indirimi konuşulacaksa, hem tarife ucuzlamalı, hem de evsel atık bedeli faturaya eklenmemeli. Gerçi Başkan Ergün, evsel atık bedelini hukuka taşıyacağını açıkladı. Belki faturaya eklenen bu bedel mahkemeden döner. Neticede Manisa’da henüz katı atık bertaraf tesisi yok. O yüzden bu bedelin faturaya eklenmesini mahkeme de reddebilir. Velhasıl ortaya bir polemik çıktı ve bu işten büyük olasılıkla vatandaş karlı çıkacak. Ama mecliste kilitlenen diğer konular için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Bu açıdan bakıldığında Başkan Ergün’ün itidal ve sağduyu çağrısını önemsiyorum. 17 ilçeye dağıtılan Büyükşehir Belediyesi’nin yayın organı Manisa gazetesinde Başkan Ergün, AK Parti grubuna “Gelin birlikte hizmet edelim” dedi. Bakalım bu çağrıya nasıl bir cevap gelecek? Bu arada Gölmarmara Belediye Başkanı Kamil Öz, Merkez’deki iki arsanın satışından elde edilecek gelirin sadece Büyükşehir, Yunusemre ve Şehzadeler belediyeleri arasında değil; Büyükşehir ve 17 ilçe belediyesi arasında paylaşılmasını teklif etti. Buna her ne kadar AK Parti Grupbaşkanvekili Zülfikar Gürcan daha önce sıcak bakmamış olsa da Cengiz Ergün bu öneriyi meclise getireceğini açıkladı. Herhalde bu öneriye “Hayır” diyecek bir meclis üyesi olamaz. Bu konunun da akıbetini merakla bekliyorum. HANGİ KARŞIT GÖRÜŞ? Üniversiteli Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun haince katledilişini bütün Türkiye gördü. Gencecik bir öğrenci. Okul kapısında, önü kesiliyor ve bıçaklanıyor. Fırat’ın babasını TV’de izledim. Olayı tüm detaylarıyla anlattı. Adamlar okul girişinde pusu kurmuşlar. Fırat’ı takip etmişler. O gün, o saatte, oraya geleceğini biliyorlarmış ve beklemişler. Ama olay Türk medyasında “Karşıt görüşlü öğrencilerin kavgası” olarak yorumlandı. Fırat’ın babası, oğlunun bölücü örgüt mensuplarınca şehit edildiğini söylüyor, karşısındaki spiker hala “Karşıt görüşlü öğrenciler” diye olayı özetliyor. Şu soru aklıma geldi. Acaba olay “Karşıt görüşlü öğrenciler” diye özetlenmemiş olsa, barış süreci zarar mı görecek? Barış süreci bundan sonra nasıl işler bilinmez. Ancak bilinen şu var ki bölücü örgüt artık İzmir’in göbeğinde bile katliam işleyebiliyor. Koca Türkiye’nin gözünün içine baka baka okul avlusunda adam bıçaklayabiliyorlar. Dahası bölücü örgütün eylemi öğrenci kavgası diye yorumlanabiliyor. Adamlar tabiî ki şımarırlar. Ve üstelik bu durum karşısında ülkücüler dışında kimsenin gıkı çıkmıyor. Helal olsun bu gençlere. Barış sürecinden önce bu işler böyle değildi. Ne Kobani eylemleri gibi şımarıkça eylemler oluyordu, ne de şehrin göbeğinde pusu kuruluyordu. Genç Fırat ve daha onun gibi şehit verdiğimiz tüm vatan evlatlarımızın mekanı cennet olsun. Şehadet makamı Yüce Mevlamın bizlere bahşettiği en yüce makam. O yüzden onlara öldü denilmez. Çünkü onlar Hakka yürürler ve onlar ölmezler. Şehitlerin ölmediği kesin ama vatanın bölünüp bölünmediği konusu iyi düşünülmeli. Geldiğimiz nokta pek hayra alamet değil.