Bu sezon inişli çıkışlı bir grafik çizen Manisaspor tehlike hattından hızla uzaklaşma gayretiyle çıktığı son üç maçta hanemize yazdırdığı 9 puanın yanı sıra oynanan futbol açısından da olgunlaşan bir görüntü sergiledi.Tabiri caizse yumurta kapıya dayandığında takım olarak neler yapabileceklerini de tüm futbolseverlere böylece göstermiş oldular ki insan ‘’sezon başından beri neredeydiniz be çocuklar’’ diye sormadan edemiyor. İstekli, özgüvenli, mücadele gücünü düşürmeden 90 dakika maçı kovalayan bir Manisaspor yanında, iyi oyun anlamında da gelişen ve futbol mantalitesi yavaş yavaş olgunlaşan bir takım seyrettik.
Bana göre, geçen hafta Samsunspor deplasmanından üç puanla dönen Manisaspor’umuz için Denizlispor maçı; alınan gollü galibiyetlere ‘’tesadüf ‘’ benzetmesi yapanlara karşıda bir nevi cevap ve Samsunspor zaferini tasdik maçıydı. Maçın başlaması ile birlikte ilk dakikalar karşılıklı birbirini kontrol etme ve tartma anlarıydı. İlk devrede skoru lehimize değiştirecek kaleci ikramı pozisyonda Bahattin Köse’nin takım adına puan yazdırmak yerine kendi adına golü yazdırmak istemesi sonucu yaptığı vuruş yan ağlarda kaldı. Halbuki on sekiz üzerinden koşarak gelen ve kaleyi cepheden gören oyuncumuz gollük vuruş açısından daha müsait pozisyondaydı. Keza aynı şekilde ikinci yarı oyuna dahil olup galibiyet golünü atan Gökhan Sazdağı’nın da, kontrpiyede yakaladıkları Denizlispor defansının önünden şut çekmek yerine sağ açıkta müsait olan İsmail Haktan’a topu aktarmaması bir başka harcanan pozisyonumuzdu. Bu anları seyrederken Mersin maçında Gökhan Sazdağı’nın Billal’e indirdiği kafa pasını ve Samsun maçında İsmail Haktan’ın Umut’a attırdığı ilk golümüz geldi aklıma. İkisi de profesyonel oyunculardan beklenen hareketlerdir ki devamlılık ta oyuncunun kariyeri açısından elzem bir şarttır. İlk yarıda Denizlispor’un en etkili oyuncusu Kapel’i durdurmakta epeyce zorlandık. Driplingi ve deparı oldukça iyi olan bu oyuncunun, Denizlispor kalesine kullandığımız serbest atışta orta sahada bomboş bırakılmasını da kenardan hayretle izledik. Kulübemizde izlemiş olacak ki defansı uyaran hiç kimse olmadı. Bu serbest atış sonrası gelişen pozisyonda Ufuk Budak’ın Kapel’i , kalecimiz İsmail Şahmalı’yla karşı karşıya kalacak iken on sekiz üzerinde yerinde bir faulle durdurmasını, hakemin sarı kartla cezalandırması da bizim için şanslı bir andı. İlk golü Metin Yüksel’in kafa şutuyla bulup öne geçmemize rağmen devreyi 2-1 mağlup kapamamız tam bir şoktu bizim için. Basit gol yeme hastalığının kısa vade de tek çaresi kalecimiz İsmail Şahmalı’ının kurtardığı gollük pozisyonlar dışında daha fazla inisiyatif alarak oyuncularımızı sürekli uyarması olacaktır diye düşünüyorum. Çünkü; adam paylaşımı ve alan savunmasında beklenmedik zaafiyetlerle karşılaşıyoruz. Orta sahada ise Billal Sebaihi, yerinde bir tercih olsa da hızlı tek pas atma yeteneği varken ve de top kapma mücadelesinde yeterli fiziksel güce sahip değilken, gereksiz dripling alışkanlığından vazgeçerek oynaması takım adına daha faydalı olacak kanaatindeyim.
İlk yarıda, sürekli değişen hava gibi önce ısıtan sonra donduran Manisaspor’u seyrettikten sonra ikinci yarı bambaşka bir kimlikte takımımızı sahada seyrettik. O ana kadar saha kenarından ‘’bunun amacı ne’’ dedirten Bahattin Köse beraberlik sayısını yine bir kafa golüyle kazandırıp gönlümüzü aldı. Son dakikaya kadar yardımlaşma ve mücadele içerisinde galibiyeti kovalayan bir takım vardı sahada. 90+3 ‘te oluşan karambolde sert bir vuruş yapan Gökhan Sazdağı’nın ayağından gelen golle kazanılan galibiyet deyim yerindeyse Tarzan Tribünlerinde Bahar Havası estirdi.
Görünen o ki, Sait Hocamızın tercihleri ve takım çalışmasının yanı sıra, Başkanımız Abdullah Mergen ve ekibinin Samsun maçı öncesi ve sonrası yapmış olduğu, gazetemiz FotoSKOR’dan duyurduğumuz hamleleri de takım içerisinde karşılığını bulmuş. Umuyorum ki, Allah’ın izni ile bu sene ısınan havaların arkasından birden gelen soğuk gibi olmadan Bahar Havası, yazı getirir. Bu sezon işimiz henüz bitmedi, haydi Manisaspor daha alınacak puanlar var …
Editör: TE Bilisim