Yazdığı ve çizdiği çocuk kitaplarıyla kısa sürede alanında hızla popüler olan Manisalı yazar Gülşah Yemen, kapılarını ilk defa 45 Haber’e açtı. Genç yaşında birçok önemli başarılara imza atmış olan Yemen’le çocukların vazgeçilmesi olan çocuk boyama kitapları üzerine konuştuk.
BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN SÖZ EDER MİSİNİZ?
1987 doğumluyum ve röportaj başlığında bahsedildiği üzere Manisalıyım. Yaklaşık 10 yıldır Manisa dışında yaşasam da kalbim elbette her zaman memleket hasretiyle dolu. İlkokul dönemini Özel Körfez İlkokulu’nda tamamladıktan sonra orta okul dönemimi Ahmet Tütüncüoğlu İlköğretim Okulu’nda sürdürdüm. Ardından Manisa Lisesi’nden mezun oldum. 2005 senesinde Muğla Üniversitesi Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Öğretmenliği bölümüne girdim ve 2009 senesinde mezun oldum. Öğrenciliğim sırasında Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri’nde Özel eğitim ihtiyacı duyan çocuklarla çalıştım ve mezuniyet ertesi İstanbul Beşiktaş’ta bir anaokuluna atandım. Hala ilk atandığım kurumda görev yapmaya devam ediyorum. 2014 Haziran ayında değerli İbrahim Sarıoğlu ile evlendik. İkimiz de Ege aşığıyız ancak uzaklardayız. Ara ara Ege’ye tayin olmaya çalışsak da maalesef henüz istediğimiz ilçe ve kurumlarda açık oluşmadığı için İstanbul’da tam gaz devam ediyoruz. Bir yandan minik öğrencilerim, bir yandan da kitaplarımla mutlu mesut yaşıyoruz.
YAZMAYA İLK NE ZAMAN VE NASIL BAŞLADINIZ?
Aslında benim hikayem, ilk ne zaman yazmaya başladınız sorusuyla değil de, ilk ne zaman çizmeye başladınız sorusuyla daha da bağdaşıyor. Temelde elbette kitap; yazılan bir şeydir ancak ben yazarak değil de çizerek başladım bu serüvene. Malum okul öncesi eğitimde okuma yazma eğitimi olmadığı için biz öğretmenlerin en çok dikkate aldığı durum içeriğin yanı sıra “görsellik” oluyor. Mesleğe ilk başladığımdan bu yana kitaplarla fazlasıyla iç içeyim. Bir çok okul öncesi dönem kitabına muhakkak en az bir kez dokunmuşumdur Bir anlamda mevcut kaynaklardan beklentilerimi kendi kitaplarıma yansıttım. Sonuçta direkt sahada çalışıyorum ve bir öğretmen gözüyle “,bu kitapta şu eksik bu eksik, bu olmamış bu olmuş diye yorumluyorum”. Serüven de tam burada başlıyor.. Öğretmen arkadaşlarımla sohbetlerimizde “Madem ben sınıfta ihtiyaç duyduğum şeyi birçok kez yayınevleriyle paylaşmama rağmen bu konuda bir gelişme olmuyor, e oturup kendim deneyeyim o zaman” dedim ve sanırım akşamına yaklaşık yüz sayfaya yakın karalamalar, projeler çıkardım. Tabi ilk etapta çok acemiydim ne nasıl yapılır bilmiyordum. Yaklaşık 1 senelik bir çalışmadan sonra çok değerli bir yayıneviyle çalışma fırsatı buldum ve gerisi geldi zaten…
PEKİ NEDEN ÇOCUK KİTAPLARI?
Neden çocuk kitapları sorusunun en güzel cevabı sanırım mesleğimle ve çocuklara olan ssevgimle ilgili. Az önce de belirttiğim gibi sınıfta ihtiyaç duyduklarım ve çocukluğumdan beri resim yapmayı çok sevmem bu konudaki asıl iki etkendir. Çiz, çiz, çiz.. insan bir yerde bu emeklerini değerlendirmek istiyor. Tüm bunlar birleşince de çocuklar için üretebileceğim bir alan çıkıyor.
KİTAPLARINIZI NE KADAR SÜREDE YAZIYORSUNUZ? BAŞKA BİR DEYİŞLE BİR ÇOCUK KİTABININ ORTAYA ÇIKMASI NE KADAR SÜRER?
Bence kişiye göre oldukça değişen bir durum. Tabi elinin hızıyla ve beklediğin ilham perilerinin geliş hızıyla da oldukça ilgili Örneğin ilk kitap 3 ay içerisinde baskıdan çıkmıştı. Son kitap için 1 aylık bir süre yetti diyebilirim. Diyorum ya o kadar anlık gelişiyor ki, bazen günde yedi sekiz sayfa yazıp resimlendirirken, bazı günler ilham perilerim hiç uğramıyor. Tabi bu çizimler elde çizildikten sonra dijital ortamda yeniden çiziliyor bu kısımda eşim de bana eşlik ediyor ve kitabın hazırlanma hızına oldukça katkıda bulunuyor.
YAZDIĞINIZ ÇOCUK KİTAPLARINA ÇEVRENİZDEN VEYA AİLELERDEN NE GİBİ TEPKİLER
ALIYORSUNUZ?
Harika tepkiler alıyorum. Arkadaşlarım ve ailemin gurur duyan bakışlarıyla karşılaşıyorum. Kesinlikle harika bir süreç. Hele ki kitap basılıp elime geçtiğinde evladımı kucağıma almış gibi seviniyorum.
SİZE GÖRE ÇOCUK KİTAPLARI ALIRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ? NEDEN SİZİN KİTAPLARINIZ TEHCİH EDİLMELİ?
İlk olarak kesinlikle çocuğun yaş grubuna uygun kitaplar seçilmeli. Bu çok önemli. Bununla ilgili her yayınevi kitapların üzerine yaş grubu tavsiyesi yazar zaten. Bu kesinlikle ilk adım olmalı kitap seçiminde.
İkincisi kitapların isimlerinde olumsuz kavramlar, alaycı kelimeler seçilmemiş olmalı. (şapşal tavşan, şişman kedi v.s.)
Bir eğitimci ya da ebeveyn kitabı almadan ya da çocuğa okumadan önce mutlaka kendisi okumalı. İçeriğin çocuk ruh sağlığını ve davranışlarını etkilemeyeceğinden emin olunmalı. Kitapta kullanılan dilin sade ve anlaşılır olmasına dikkat edilmeli.
Dil kadar resimler de kesinlikle olumlu öğeler içermeli, korkutucu, endişelendirici, kaygı verici çizimlerden özellikle uzak durulmalı. Özellikle okul öncesi dönemde okuma yazma henüz kazanılmadığı için çocuk direkt resimlere odaklanır, o resimlerden farklı hikayeler meydana getirir. Bu konuda büyük marketlerde satılan ve şiddeti körükleyen bir sürü çocuk dergileri görüyorum. Aileler bu tarz yayınlardan mümkün olduğunca uzak durmalı. Tüm bunların yanı sıra kalın kapaklı, yıpranmaya dayanıklı birinci kalite hamurdan olmasına da dikkat edilmesi oldukça önemli.
İkinci soruya gelirsek, şöyle ki şimdiye kadar kendi kitaplarımın reklamını neredeyse hiç yapmadım ancak kullanan okullardan, öğretmenlerden ve ailelerden hem mail yoluyla hem de diğer sosyal medya organlarıyla oldukça olumlu geri dönüşler alıyorum. Tüm bunlar elbette benim referansım oluyor. Özellikle instagram gibi günümüzün sosyal medya devi sayesinde bu dönüşleri bire bir alabiliyor, kullananlarla tanışıyor ve yorumlarını ilgiyle dinliyorum.
BİRDE İNSTAGRAM PROFİLİNİZ VAR, BUNUN SİZE NE ANLAMDA KATKI SAĞLADINI DÜŞÜNÜYORSUNUZ? İNSTAGRAMDA NELER PAYLAŞIYORSUNUZ ?
İnstagramda @teacherellaa kullanıcı adıyla bir profilim var evet ve gün geçtikçe takipçi sayım artıyor. Şimdiye kadar kullandığım en faydalı aplikasyonlardan biri olarak görüyorum instagramı. Genelde sınıfta yaptığım etkinlikleri paylaşıyorum. Çoğu, ya kendi ürettiğim ya da yabancı site kaynaklı olarak sınıfta yeniden yapılandırdığım etkinlikler. Sanırım orada değişik bir misyonum oldu. İnanılmaz harika insanlarla tanıştım. Dertleştiğim, fikir danıştığım ama hiç tanışmadığım insanların olduğu ikinci dünyam olarak nitelendirsem yalan olmaz. Kız meslek lisesi öğrencileri, okul öncesi ve sınıf öğretmenleri , anne babalar.. Yani her kesimden insanlardan oluşan bir takipçi kitlem var. Yaptıklarını kendine saklamayı sevmeyen bir insanım. Benim İstanbul’da yaptırdığım bir etkinliği faydalı bulup ertesi gün Şırnak’ta bir köy okulunda uygulayan meslektaşlarım var.. Bunun doyumu elbette inanılmaz.. İnstagram sayfamdan herhangi ticari bir beklentim yok açıkçası. Genç annelere, genç meslektaşlarıma faydalı olmaya çalışıyorum hepsi bu…
ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇLERDE YENİ PROJELERDE GÖREBİLECEK MİYİZ SİZİ?
Tabi ki evet… Hatta Şubat ayında süper ötesi çocuk kitapları geliyor. Çok değerli meslektaşım Sevgili M.Tunç Atalay’ın yazmış ve resimlendirmiş olduğu okul öncesi dönem hikaye kitaplarından ilki olan “Siyah Beyaz Hikaye” nin kapağının tasarımı bana ait. Bu harika proje içerisinde yer aldığım için çok mutluyum. Daha sonraki projeler sürpriz olsun…
Eğitime, kültürel konulara önem verdiğiniz için size çok teşekkür ediyorum sevgili 45 Haber..
BU KEYİFLİ RÖPORTAJ İÇİN KENDİSİNE TEŞEKKÜR EDİYORUZ...GÜLŞAH YEMEN KİTAPLARINI TEMİN ETMEK İÇİN D&R MAĞAZALARI,ONLİNE SATIŞ NOKTALARI VE INSTAGRAM HESABINDAN ULAŞABİLİRSİNİZ...
RÖPORTAJ:ZEYNEP KAYNAK
Editör: TE Bilisim