Hutbenin merkezinde, ibadetlerin sabrı kuşanmayı, zamanı doğru kullanmayı öğrettiği vurgusu yer aldı. Müminlere hitap eden Diyanet, ibadetin yalnızca Allah’a kulluk görevi değil; aynı zamanda insanı ahlaken olgunlaştıran, toplumsal huzuru pekiştiren bir disiplin olduğuna dikkat çekti.
“İbadet, yaratılış amacımızdır”
Hutbede okunan ayet ve hadislerle birlikte ibadetin önemine işaret edilerek, ibadetin Müslüman’ın hayatındaki merkezi konumu hatırlatıldı. Cenab-ı Hakk’ın, “Ölüm sana gelinceye kadar Rabbine ibadet et” buyruğu hatırlatılırken, Peygamber Efendimiz’in de “Allah’ın, kulları üzerindeki hakkı, kulların O’na ibadet etmeleri ve hiçbir şeyi O’na ortak koşmamalarıdır” hadisi aktarıldı.
İbadetin, kul ile Allah arasındaki en sağlam bağ olduğu, insanı ilahî rahmet ve sevgiye ulaştıran bir yol olduğu vurgulandı.
“İbadet yük değil, Allah’ın lütfudur”
Hutbede ibadetlerin aslında bir yük değil, Allah’ın kullarına bir lütfu olduğunun altı çizildi. Namaz, oruç, zekât ve diğer ibadetlerin, insanı kötülüklerden uzaklaştırdığı; yardımlaşma, paylaşma, kardeşlik ve ümmet bilincini pekiştirdiği dile getirildi.
“İbadetler; sabrı kuşanmayı, zamanı doğru kullanmayı bizlere öğretir. Nefsimizin cimriliğinden korur, yardımlaşma ve paylaşma bilinci kazandırır. Ümmet olma hassasiyetimizi pekiştirir” ifadeleri hutbenin dikkat çeken bölümlerinden biri oldu.
“Gerçek huzur, Allah’a ibadetle mümkündür”
Diyanet, hutbede Müslümanların başka inançlardan medet ummasının doğru olmadığına işaret ederek, gerçek huzur ve mutluluğun samimiyetle Allah’a ibadet etmekten geçtiğini belirtti. Kalplerin yalnızca Allah’ı zikretmekle huzur bulacağı ayet-i kerimeyle hatırlatıldı.
Gençlerin ve çocukların gönüllerine Allah sevgisinin ve ibadet bilincinin yerleştirilmesinin önemine değinilen hutbede, aksi halde gençlerin batıl inanç ve kültürlerden teselli arama tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı uyarısında bulunuldu.
“Camilerimizi sadece Cuma günleri değil, her gün dolduralım”
Hutbenin bir diğer bölümünde, camilerin toplumsal barış ve kardeşliğin sembolü olduğuna dikkat çekildi. Sadece Cuma günleri değil, vakit namazlarında da camilerin doldurulması, ailece camilere gidilmesi ve çocukların cami kültürüne alıştırılması çağrısı yapıldı.
İbadetlerin hayatı anlamlı kılacağı, imanı kemale erdireceği ve kazançlara bereket katacağı hatırlatıldı. “Duanız, ibadetiniz olmasa Allah ne diye size değer versin” ayetiyle ibadetlerin hayatın merkezine yerleştirilmesi gerektiği vurgulandı.
“Zaferlerimizin arkasında iman ve ibadet vardır”
Hutbenin son bölümünde, Ağustos ayının Malazgirt Zaferi ve Büyük Taarruz gibi İslam ve millet tarihi açısından taşıdığı öneme işaret edildi. Aziz ecdadın, î’lây-i kelimetullah aşkıyla kazandığı zaferlerin bugünkü Müslümanlara birer ibadet, fedakârlık ve teslimiyet dersi olduğu dile getirildi.
