Yeniden hamile olmak; yani eve bir kişinin daha katılacak olması aileler için büyük bir mutluluk kaynağı. Ancak bu haberi çocuğa vermek bazen beklenenden zor olabilir. Büyük çocuğun nasıl tepki vereceği, kardeş haberinin nasıl anlatılacağı, anlatırken nelere dikkat etmek gerektiği ebeveynlerde kaygıya neden olabilir.
Yalan söylemeden gerçek anlatılmalı diyen Uzman Klinik Psikolog Merve Kırna,
“Bir çocuğa kardeş haberi; ilk üç aylık riskli dönem atlatıldıktan sonra ebeveynleri tarafından verilmeli. Çocuk bu süreçten önce öğrenirse, yalan söylemeden gerçek anlatılmalı. Küçük yaş grubu bir çocuğunuz varsa, zaman kavramı oluşmadığı için “kardeşim ne zaman gelecek” diye sorabilir. Somut örneklerle “Havalar ısındığında denize gireceğimiz zaman”, “Havalar soğuduğunda mont giyeceğimiz zaman” gibi ifadeler kullanmak çocuğun kafasında daha net yer bulacak” ifadelerini kullandı.
Sıklıkla merak edilen bir konu ise; bu haberi en doğru şekilde çocuğuma nasıl vermeliyim?
Ebeveynler yeni bir bebek haberini evdeki çocuğa anlatırken nasıl bir tepki ile karşılaşacaklarını bilmediklerini vurgulayan Psikolog Kırna,
“Çocuğun keyfinin yerinde olduğu, sakin bir zaman diliminde, basit ve anlaşılır bir dil ile söylemek tercih edilmeli. Kaygılı ya da aşırı coşkulu şekilde söylemler çocuklarda kaygıya, belirsizliğe ya da rekabet duygularına yer açabilir.
Unutulmamalı ki; bir çocuk dünyaya getirmek anne ve babanın kararı ve sorumluluğu. Bu kararı da anne baba hazır olduğunda almalı. Bu sebeple “Kardeşin olmasını ister misin” gibi sorular sorarak bu karar çocuğa bırakılmayacağı gibi “Kardeş istiyorum” diyen bir çocuk için de kardeş dünyaya getirerek bu sorumluluk çocuğa yüklenmemeli.
Çocuğun kardeş haberine vereceği tepkiler çocuğun kişilik örüntüsü, ailenin çocuğa aktarış biçimi, çocuğun yaşı ile doğru orantılı. Çocuğun üstüne fazladan sorumluluk yükleyen söyleniş biçimlerinden biri “Artık büyüdün ve abi/abla oluyorsun, bir kardeşin olacak” gibi söylemler ile çocuğa bu haberi verilmesi. Bunun yerine “Ailemize bir bebek katılıyor” gibi cümleler kurmak hem çocuğa sorumluluk yüklenmemesine hem de bu kararın ebeveynlerin kararı olduğunun bildirilmesi açısından önemli” şeklinde konuştu.
Kırna,
“Bu süreçte çocuk birçok şeyi sorgulayabilir ve soru sorabilir. “Acaba ben yeterli olmadım mı onlara, kardeş yaptılar?”, “Kardeş gelince beni unuturlar mı?”, “Bana olan sevgilerinde bir azalma olur mu?” gibi sorduğu sorular karşısında “Her şey çok güzel olacak”, “Sana oyun arkadaşı geliyor, birlikte oyunlar oynayacaksınız” gibi söylemler ve gerçekçi olmayan beklentiler çocukta hayal kırıklığına neden olabilir. Bebek doğduktan sonra oyun oynamak isteyebilir ve bu gerçekleşmediğinde hayal kırıklığı yaşanabilir. Gerçekçi bir şekilde yeni doğan bir bebeğin ilk zamanlar daha fazla bakıma ihtiyacı olduğu vurgusu yapılarak, çocuğu sürece hazırlamak önemlidir. Çocuğun sorularına içten ve gerçekçi yanıtlar vermek oluşabilecek kaygısını, hayal kırıklığını önlemek adına önemlidir” dedi.
Farklı yaş gruplarına göre nasıl anlatılmalı?
1-2 yaş civarı çocuklar; kardeşi olacağını tam olarak anlamayacaklarını söyleyen Kırna, konuşmasını şu cümlelerle tdevam etti:
“Kısa ve net bir şekilde karnınızda bebek olduğu ve havalar ısınınca/havalar soğuyunca gibi örneklerle doğacağı tarih söylenmeli.
Okul öncesi dönemdeki çocuklar; yeni bebeği tehdit olarak görebilir, bir gün bu haberi “Kardeşim olacağı için çok mutluyum” diye karşılarken, diğer gün “İstemiyorum kardeş” diyerek tepkileri farklılaşabilir. Bu süreçte de kısa, net ve anlaşılır şekilde çocuğa anlatmak, duygularını önemsemek önemli.
Okul çağı çocukları ise; uzun zamandır tek ilgi kaynağı oldukları için hayal kırıklığı, öfke, mutsuzluk, hüzün gibi duygular yaşayabilirler. Duygularını anlamak, adlandırmak ve anlaşıldığını hissettirmek önemli.”
Kırna,
“Bu süreçte doğacak bebek ile kıyaslama yapılmamalı, ya da çocuk kendisini kötü hissetmesin diye var olan kurallar ve sınırlar genişletilmemelidir. Bu durumda çocukta stres yaratabilir ya da sınırları esnetmek isteyebilir. Evdeki düzen mümkün olduğunca korunarak değiştirilmemeli. Okula başlama, evden taşınma, odasının değişimi gibi değişiklikler çocukta “Kardeşim geldiği için ben evden gittim, okula yazdırdılar”, “Kardeşim geldiği için odamı değiştirdiler, o gelmeseydi kendi odamda kalırdım” gibi düşüncelere yol açabilir” dedi.