AKP’nin son 20 yıldır iktidarda olduğu dönemden bu zamana kadar Türkiye’nin artık özgürlüklerden, insan haklarından yoksun bir ülke haline geldiğine dikkat çeken CHP İl Başkanı Balaban, insan haklarının temel taşlarının her geçen yıl tek tek yok edilmeye çalışıldığını ifade etti.
74 yıldır Türkiye’nin de içinde bulundu BM ülkelerinin İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ilkeleri doğrultusunda yönetildiğine dikkat çeken CHP İl Başkanı Balaban yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Bundan tam 74 yıl önce, 10 Aralık 1948 yılında İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edildi. 74 yıldır ülkemizin de dahil olduğu Birleşmiş Milletlere mensup ülkeler bu ilkeler doğrultusunda yönetiliyor. Ama bugün baktığımızda Türkiye’de tablo oldukça vahim. Tüm özgürlük endekslerinde ülkemiz, üzülerek belirtiyorum ki son sıralarda yer alıyor. Basın özgürlüğü, düşünce, ifade ve konuşma özgürlüğü yok. Türkiye’yi insan hakları açısından bir ‘yoklar ülkesi’ne çeviren AKP hükümeti kendisine karşı çıkan her sesi susturmak için elindeki tüm yetki ile saldırıyor. Özgürlüklerimizin tek bir adam tarafından kısıtlanmaya çalışılması, toplumu her alanda belini büküyor. Özgürlüğün ve demokrasinin olmadığı bir ülkede hiçbir yatırımcı kalmak istemiyor. Ekonomi günden güne kötüleştikçe Türkiye yabancı sermayenin ucuz işgücü pazarı haline gelmiş durumda. İnsanlarımızın emeği ayaklar altına alınıyor, paramız pul oluyor. Tüm bunların altında işlemeyen bir demokrasi sistemi var.”
“HANGİ ALANDA EŞİTLİKTEN SÖZ EDEBİLİYORUZ”
CHP İl Başkanı Balaban yazılı açıklamasının son kısmında, Türkiye’de eğitimden sağlığa, ulaşımdan ekonomiye kadar her alanda eşitlikten söz etmenin mümkün olmadığını ifade ederek şu ifadelere yer verdi: “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin ilk maddesinde dendiği gibi; bütün insanlar özgür, onur ve hakları yönünden eşit doğarlar. Peki bu eşitliği yaşayabiliyor muyuz? Maalesef Türkiye’de hiçbir alanda ne çocuklarımız ne de vatandaşlarımız eşit bir hayat sürebiliyor. Özellikle evlatlarımız doğduklarında hayata ne haklar açısından ne de yetiştirilme açısından eşit başlayabiliyor. Geçtiğimiz günlerde 6 yaşında bir çocuğun istismarı haberi ile hepimiz sarsıldık. Ülkemizde eğer insan hakları tam manasıyla oturmuş ve uygulanmış olsaydı 6 yaşındaki çocuğumuz bu durumu yaşaması mümkün olmazdı. Bizler toplumun herkesimi ve özellikle geleceğimizin teminatı evlatlarımız için eşit, özgür ve adil bir dünya istiyoruz. Son 20 yılda alınan kararların birçoğu bunun aksine oldu farkındayız. Ancak halkımız müsterih olsun, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde kuracağımız halk iktidarı ile Türkiye insan hakları konusunda da çağdaş uygarlık düzeyine ulaşacaktır.”