Yılmaz, Türkiye’nin son 20 yılda dünya ortalamasının üzerinde büyüdüğünü belirterek, “Bu yıl Türkiye’nin yüksek gelirli ülkeler ligine adım atması bekleniyor. Ekonomik büyüklüğümüz 1,5 trilyon doları aşacak, kişi başına gelir 17 bin doları geçecek.” dedi.
Yılmaz ayrıca, IMF tahminlerine göre Türkiye’nin nominal bazda dünyanın 16., satın alma gücü paritesine göre ise 11. büyük ekonomisi olacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Manisa’da düzenlenen “İş Dünyası Buluşması” programında yaptığı konuşmada, küresel ekonomide yaşanan değişimleri değerlendirerek şu ifadeleri kullandı:
“Dünyanın ekonomik olarak zor bir dönemindeyiz. Gerçekçi bir şekilde bunları görmemiz, tespit etmemiz gerekiyor. Eski kurallara dayalı, daha istikrarlı, belirsizliklerin daha az olduğu dünya yok artık. Yeni şartlar oluşmuş durumda. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri ile Çin arasındaki tarife müzakerelerine hep birlikte şahitlik ediyoruz. Bu kişilerle alakalı bir durum değil, bazen biz olayı biraz fazla kişisel görüyoruz. Falanca yönetici geldi diye oldu diye değerlendiriyoruz ama ben doğrusu öyle olmadığını düşünüyorum. Dünyada yapısal bir durum var. Üretim merkezleri dünyanın farklı coğrafyalarına kayıyor, kaymaya da devam ediyor. Bunun getirdiği birtakım gerilimler var ve bu da belirsizlikleri artırıyor.”
Yılmaz, dünya genelinde belirsizliklerin arttığını, jeopolitik risklerin de yükseldiğini belirtti:
“Dünya genelinde belirsizlikler artıyor. Bir yandan da jeopolitik gerilimler, riskler maalesef dünyada yükselmiş durumda. Bölgemizde de bunu görüyoruz; Gazze’den Ukrayna’ya birçok çatışmanın riskleri arttığı bir dönemdeyiz. Özellikle bu tür dönemler, meseleleri daha fazla tartışmamız gereken dönemlerdir.”
“Belirsizliklerin arttığı bir dünyada iç istikrar çok önemli”
“Biz şuna inanıyoruz: Dünyada belirsizliğin arttığı bir dönemde ülkelerin istikrarı ve ülke içi belirsizliklerin azaltılması çok önemli hale geliyor. Bunu başardığınız zaman, belirsizliğin arttığı bir dünyada istikrarlı ve belirlilik oluşturan bir ülke olduğunuzda, bu size daha büyük bir avantaj sağlıyor. Türkiye olarak istikrarlı bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Belli bir politika çerçevesi içinde ilerliyoruz. Siyasi istikrarsızlığımız yok, çok şükür. Yeni yönetim sistemimizle birlikte bunu garantiye almış durumdayız. Politika belirsizliklerini de Orta Vadeli Program’la en aza indirmiş durumdayız.”
“Dolayısıyla bu belirsizliklerin yoğun olduğu, çatışmaların yükseldiği bir dünyada Türkiye olarak emin adımlarla, kararlı adımlarla yolumuza devam ediyoruz.”
“Türkiye son 20 yılda dünya ortalamasının üzerinde büyüdü”
“Son 20 yıllık sürece baktığımızda, dünyanın yıllık ortalama yüzde 3,5 büyüdüğünü görüyoruz. 2002’den bugüne, hükümetlerimiz döneminde Türkiye ekonomisi yıllık ortalama yüzde 5,4 büyüme kaydetmiş. Yani dünyanın her yıl ortalama 1,9 puan üzerinde büyümüşüz. Bu da Türkiye’yi ciddi bir eşiğe getirmiş durumda.”
“2002’de Avrupa Birliği’nin kişi başına gelirini 100 kabul ettiğinizde Türkiye 38 seviyesindeydi, bugün 70’i aşmış durumda. OECD’de de tablo aynı. OECD’de kişi başına gelirin üçte biri civarında bir gelirimiz vardı, bugün üçte ikisi civarına gelmiş durumdayız.”
“Türkiye yüksek gelirli ülkeler ligine adım atıyor”
“Son 22 yılda kim ne derse desin Türkiye önemli bir hamle yapmıştır. Dünya Bankası sınıflandırmasıyla Türkiye, alt orta gelir grubu bir ülke olmaktan üst orta gelir grubu bir ülke olmaya terfi etmiş oldu. Kalıcı bir şekilde bunu gerçekleştirdik. Bugün yeni bir eşiğe gelmiş durumdayız. Bu bizim yaptığımız bir hesap değil, Dünya Bankası’nın atlas yöntemiyle yaptığı bir hesaplama.”
“İlk defa bu yıl Türkiye’nin yüksek gelirli ülkeler ligine, alt basamaktan da olsa adım atması bekleniyor. Bunun gerçekleşeceğini düşünüyoruz. Eşikler her zaman önemlidir. Eşikler sadece rakamsal bir değişimi değil, niteliksel bir değişimi de ifade eder. Türkiye’nin bu yıl gireceği yüksek gelirli ülke grubunda kalıcı hale gelmesi ve bunun gerektirdiği dönüşümleri sürdürmesi gerekiyor.”
“Ekonomik büyüklüğümüz 1,5 trilyon doları aşacak”
“2002 yılında 238 milyar dolar olan ekonomimiz, bu yıl itibarıyla 1,5 trilyon doları aşacak. 2002’de kişi başına gelir 3600 dolar civarındaydı, bu yıl 17 bin doları aşan bir kişi başına gelir bekliyoruz.”
“IMF’nin Ekim ayında yayınladığı Dünya Ekonomik Görünümü raporundaki tahminlerin gerçekleşmesi halinde Türkiye, dünya sıralamasında bir basamak yükselecek. Geçen yıl nominal dolar bazında dünyanın 17. büyük ekonomisiydik, satın alma gücü paritesine göre ise 12. büyük ekonomisiyiz. Bu tahminler gerçekleşirse nominal dolar bazında dünyanın 16., satın alma gücü paritesine göre ise 11. büyük ekonomisi olacağız. İlk defa İtalya’yı hacim olarak geçmiş olacağız. Avrupa’nın 4. büyük ekonomisi konumuna yükseleceğiz.”
“Dolayısıyla Türkiye böyle bir noktada. Türkiye olarak emin adımlarla, kararlı adımlarla yolumuza devam ediyoruz.”







