Bir dizi ziyaret kapsamında Bursa'ya gelen MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Fethullah Güner, ilk olarak Özel Öğretim Kurumları temsilcileriyle buluştu.BURSA (İGFA) - Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in selamlarını ileterek konuşmasına başlayan Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Fethullah Güner: “Sayın Bakanımız özel öğretim kurumları alanında yakınen ilgilenen ve takip eden bir bakanımız. Yapılan her çalışmanın, sektörün lehine olan her adımın aslında önderliğini yapıyor, bize yol açıyor. Özel öğretim konuları çok geniş bir alan. Özel öğretim kurumları da büyüklüğüyle, kapasitesiyle, etki alanıyla Türkiye'de neredeyse ulaşmadığı bir birey yok.

Şu an 12 bin özel okulumuz, 9 bin çeşitli kursumuz, 3 bin 200 civarında rehabilitasyon merkezimiz, 4 bin 500 sürücü kursumuz, 700’e yakın SRC kursumuz, 200 civarında iş makinası kursumuz, 2 bin 800 civarında öğrenci yurdumuz, 2 binin üzerinde özel öğretim kurslarımız olmak üzere toplamda 34 bin 200 civarında özel öğretim kurumumuz bulunmaktadır.

12 bin okulumuzda 1,5 milyon öğrencimiz öğrenim görüyor, 200 bin civarında çalışanımız bulunuyor. Sadece sürücü kurslarımızdan yılda 1,5 milyon insana sürücü belgesi veriyoruz. İş makinesi kurslarımızdan ve SRC kurslarımızdan bir yıl içerisinde 2 milyonu aşkın insana eğitim ve belge veriyoruz. Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerimizde her ay 550 bin civarında engelli bireyimize destek eğitimi veriyoruz. Bunun için bizim Genel Müdürlüğümüze, Bakanlığımız bütçesinden sadece rehabilitasyon merkezlerinde destek eğitimi alan bireyler için devletimiz 35 milyar TL bu yıl için kaynak ayırdı. Resmi, özel ayrımı hiç yapmadık. İcraatlarımızı da bu bağlamda kurmaya çalıştık.

Yurtdışı Eğitim Sürecinde Başarıya Ulaşmanın İpuçları Yurtdışı Eğitim Sürecinde Başarıya Ulaşmanın İpuçları

1,5 milyon öğrencinin özel okullarımızda eğitim görmesi demek, aslında gerçekten devlet için çok büyük bir yükün gönüllü eğitimciler tarafından sırtlanması demek. Bunun farkındayız. Dolayısıyla bu alanda yapmak istediğimiz çalışmaların tümünde biz sorun çözen, diyaloğa açık olan, tüm sorunları paydaşlarıyla açık şekilde konuşan bürokratik bir yapıyı hayata geçirmek noktasında bir gayretimiz var. Bu şekilde sektörle bir araya geldiğimiz, hasbihal ettiğimiz, sorunları dinleyip çözümler üretmeye çalıştığımız toplantılarımıza devam edeceğiz. Açık kapı politikamız ile Türkiye’nin her noktasındaki tüm arkadaşlarımızın dertlerini dinledik, çözebildiklerimizi çözdük, çözemediklerimizi de gerekçeleriyle anlattık.

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ

Biz bugün ne yapabilirizi konuştuk, şunu çalıştık. Türkiye’de 81 ilimizde nüfusun yoğunlaştığı ilçelerimizi baz alarak, ikili eğitim yapan okullarımızın ilçe bazlı dağılımını kademelere göre hazırlayarak, aynı ilçelerdeki aynı kademelerdeki özel okullarımızın boş kontenjanlarını çıkardık. Örneğin A ilçemizde şu kadar ilkokulumuzda, şu kadar ortaokulumuzda, şu kadar lisemizde ikili eğitim yapılıyor. Ama aynı havuzdan beslenen alanda, şu kadar özel ilkokulumuzda, şu kadar özel ortaokul, lisemizde, şu kadar boş kontenjanımız var. Burada kamulaştırma yapacağımıza, burada yeni yatırım, yeni okul maliyetleri yapacağımıza, biz teşvik sistemini, ikili eğitim yapan, nüfusun yoğun olduğu, öğrencilerin ikili eğitimde sıkıştığı yerlerde özel okullarla ilgili bir teşvik mekanizmasını hayata geçirerek, çok daha doğru bir teşvik sistemini hayata geçirelim. Bununla ilgili talebimiz, ısrarımız, görüşmelerimiz devam ediyor. Bu olursa hem özel okullarımıza büyük bir katkı sağlayacak hem de kamu maliyetlerini azaltmada ihtiyacımızı karşılayacak. Burası önemli diyoruz.

Kaynak: igf