Ekonomi gazetecisi Faruk Erdem, A Para canlı yayınında yaptığı değerlendirmede, “Asgari ücretin hesabı kesin değildir ama bugüne kadar hep enflasyona endeksli artışlar yapıldığını gördük. Bu yıl sonunda yüzde 28,5’lik bir enflasyon bekleniyor. Bu gerçekleşirse net asgari ücret 28 bin 500 TL civarında olabilir. Ancak geçmiş yıllarda enflasyonun 5-10 puan üzerinde artışlar da yapıldı. Böyle bir şey olursa, net asgari ücretin 30 bin TL ve üzerine çıkacağını söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
Aralık ayı geldiğinde Asgari Ücret Tespit Komisyonu, işçi ve işveren temsilcileriyle birlikte masaya oturacak. Komisyon, yalnızca enflasyonu değil, geçim endeksi, dört kişilik bir ailenin mutfak masrafı, işveren maliyeti ve istihdam durumu gibi verileri de dikkate alacak. Uzmanlar, işverenin maliyet ve işçi refahını dengeleyen kararların bu toplantıda şekilleneceğini vurguluyor.
Faruk Erdem, asgari ücretin yalnızca çalışanlar için değil, aynı zamanda memur ve emeklilerin refah payı açısından da bir gösterge olduğunu belirtiyor. “Enflasyonun üzerinde bir artış, sadece asgari ücretlilerin değil, memur ve emeklilerin de alım gücünü gösterecek bir referans olur” diyen Erdem, işverenlerin de artık taşın altına elini koyma zamanı geldiğini ifade ediyor.
Geçmiş yıllarda asgari ücretten vergi kaldırılması ve ücretlerin bir kısmının vergiden muaf tutulması gibi uygulamalarla devletin çalışanları desteklediğini hatırlatan Erdem, “Bu nedenle işverenler de çalışanlarını enflasyon karşısında korumalı. Aralık ayında alınacak karar, hem işçi hem işveren hem de ülke ekonomisi açısından kritik önemde” dedi.
2026 için senaryoların en olası noktası, enflasyon tahminleri ve geçmiş trendler doğrultusunda 28–30 bin TL arasında bir net asgari ücret olarak öne çıkıyor. Ancak Aralık ayındaki toplantının ardından kesin rakamın netleşmesi bekleniyor.
