İSTANBUL (AA) - Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gül Esra Atalay, geleneksel seçim kampanyalarının artık dijitale geçmesi gerektiğini belirtti.
Üniversiteden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Atalay, 31 Mart yerel seçimleri için özellikle bayrak, broşür, afiş gibi sarf malzemelerin yoğun kullanılmasını ve kampanyalara etkisini değerlendirdi.
Basılı materyallerin seçim kampanyalarında kullanımının geleneksel olarak geçmişten bugüne varlığını sürdürdüğünü aktaran Atalay, şu ifadeleri kullandı:
"Parti yetkilileri ve kampanya yöneticileri bu materyallerin hala etkili olduğunu düşünüyorlar ki 31 Mart seçimlerinde de yine sokakları, caddeleri kaplayan afişler, pankartlar ve broşürlere şahit olduk. Partiler ve adaylar bu malzemeleri varlık göstermek, ‘Ben de varım’ demek ya da seçmen kitlenin aklında kalıcı olmak için kullanıyorlar. Seçim dönemlerinde yolda yürürken bazen parti broşürlerinin neredeyse zorla elimize tutuşturulduğu oluyor. Bir bakıma aday ya da siyasal parti zorla, dayatmayla seçmenin zihninde yer edinmeye çalışıyor."
Atalay, siyasal partiler ve adayların bazı seçmen gruplarının internete erişimleri olmadığını ya da dijital materyalleri kullanmayı tercih etmeyeceklerini düşünerek toplumun her kesimine ulaşabilmek için de hala broşür, afiş gibi malzemeleri kullanmaya devam ettiğini kaydederek, "Özellikle yüz yüze etkileşimin yoğun olarak yaşandığı mitinglerde broşürler seçmenlere dağıtılmak üzere hazırlanıyor. Ancak, dijital iletişim araçlarının artan popülaritesi ve etkinliği göz önüne alındığında, seçim kampanyalarının artık dijital pazarlama ve iletişim stratejilerine yönelmesi gerekiyor. Geleneksel seçim kampanyaları, dijitale geçmeli." açıklamasını yaptı.
- "Türkiye için bunu söyleyemeyiz"
Siyasal iletişim kampanyalarının her şeyden önce hedef kitleyi göz önünde bulundurarak oluşturulduğunu kaydeden Atalay, "Eğer hedef kitleniz, yani seçmenleriniz televizyon, internet gibi mecralardan sizin kampanyanıza yeterince ulaşamayacak bir kitleyse, örneğin çoğunlukla yaşlı ya da eğitim seviyesi düşükse o zaman basılı materyalleri kullanmak bir zaruret olabilir. Fakat Türkiye için bunu söyleyemeyiz. Türkiye’de seçmenlerin yaklaşık yüzde 65’i 50 yaş altı. En kalabalık seçmen grubunu ise 18-24 yaş arasındaki bireyler oluşturuyor." değerlendirmesinde bulundu.
Atalay, seçim öncesi kullanılan afiş, bayrak ve broşürlerin hem görüntü kirliliğine hem de çevre kirliliğine neden olduğunu belirterek afiş, bayrak, pankart ve broşür gibi seçim malzemeleri genellikle kağıt ya da plastik kullanılarak üretildiğine, bu açıdan da doğanın tahrip edildiğine dikkati çekti.
Dijitalleşme ve mobil teknolojilerin topluma derinden nüfuz ettiğini kaydeden Atalay, "Kimsenin başını elindeki telefondan kaldırmadığı bir dönemdeyiz. Böyle bir durumda sokakları afişlerle doldurmanın insanların eline broşür sıkıştırmanın gerçekten bir anlamı kalmadı. Bunun yerine dijital mecralarda, seçmen kitlenin ilgisini çekebilecek, yaratıcı, sıra dışı içeriklere ağırlık verilmeli, sosyal medyanın yarattığı kültür dikkate alınarak, siyasal iletişim kampanyaları bu kültüre uyarlanmalı." ifadelerini kullandı.
Atalay, geleneksel broşürler ve afişler yerine dijital pazarlama ve iletişim stratejilerine odaklanılabileceğini vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sosyal medya platformları, web siteleri, e-posta bültenleri ve mobil uygulamalar gibi dijital kanallar aracılığıyla seçmenlere ulaşılabilir. Eğer materyal kullanımı kaçınılmazsa, geri dönüştürülebilir veya geri dönüştürülmüş malzemelerden yapılmış ürünler tercih edilebilir."