Parkinson hastalığının genetik yatkınlık ve olası çevresel etkiler sonucu ortaya çıkabildiğini belirten Uzman Doktor Oğuzhan Onultan, 11 Nisan Dünya Parkinson Günü dolayısıyla ilgili bilgiler verdi.İSTANBUL (İGFA) - Parkinson; hastaların yüzde 60’ında dinlenme halinde el parmaklarında, el ya da kolda, bazen de ayakta titreme, yüzde 30’unda ise hareketlerde yavaşlama ve uzuv hareketlerinde tutukluk şeklinde belirtiler gösteriyor. Parkinson hastalığının tanısı klinik muayene verilerine dayanılarak konuluyor.

Uzm. Dr. Oğuzhan Onultan, hastalıkta erken tanının öneminin büyük olduğunu belirtti.

Kulalı kadınlar adım adım Manisa'yı gezdi Kulalı kadınlar adım adım Manisa'yı gezdi

Parkinson hastalığının ilerlemesini yavaşlatabilecek veya semptomları yönetebilecek tedaviler olduğunu kaydeden Dr. Onultan, erken tanı konulduğunda bu tedaviler daha etkili olabilir. Erken tanı, semptomların daha iyi yönetilmesine olanak tanırken hastaların yaşam kalitesini de artırabileceğini söyledi.

Hastalığın semptomları arasında; REM uykusu bozukluğu ve diğer uyku sorunları, koku alma duyusunun kaybı, özellikle bir elde titreme, yazının daha küçük olması, hareket etme veya yürüme zorluğu veya öne eğik yürüyüş, kabızlık, yüz ifadesinin kaybı, düşük veya yumuşak ses bulunduğunu açıklayan Uzm. Dr. Onultan, “Parkinson hastalığının ilerlemesi, bir dizi komplikasyona yol açabilir. Erken tanı, bu komplikasyonların önlenmesine veya geciktirilmesine yardımcı olabilir. Bu nedenle, erken belirtiler fark edildiğinde ve hastalıktan şüphelenildiğinde bir nöroloji uzmanına başvurmak gerekmektedir” dye konuştu.

TEDAVİ KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ OLMALI

Hastalığının tedavisinde genellikle semptomların yönetimine odaklanılarak hastanın yaşam kalitesinin artırılmasının hedeflendiğini söyleyen Uzm. Dr. Oğuzhan Onultan, “Tedavi genellikle bir multidisipliner yaklaşımı içerir. İlaç tedavisi, cerrahi müdahaleler, fizik tedavi, konuşma terapisi ve diğer rehabilitasyon yöntemlerini de içerebilir. Parkinson hastalığının tedavisi kişiselleştirilmiş olmalıdır ve bir uzman hekim tarafından yönlendirilmelidir. Tedavi planı, hastanın semptomlarına, yaşına, sağlık durumuna ve diğer bireysel faktörlere göre uyarlanmalıdır” dedi.

Hastalığının tedavi seçenekleri hakkında bilgi veren Uzm. Dr. Oğuzhan Onultan, seçenekleri şöyle sıraladı:

İlaç tedavisi: Parkinson hastalığının semptomlarını kontrol etmek için bir dizi ilaç mevcuttur. Levodopa (L-dopa), en yaygın olarak kullanılan ilaçtır ve Parkinson semptomlarını azaltmaya yardımcı olur. Diğer ilaçlar arasında dopamin agonistleri, MAO-B inhibitörleri, antikolinerjikler ve amantadin bulunur. Tedavi, semptomların şiddetine ve hastanın yan etkilere toleransına bağlı olarak kişiselleştirilir.

Cerrahi tedavi: İlaç tedavisine yanıt vermeyen veya ilaçların yan etkilerini tolere edemeyen bazı Parkinson hastaları için cerrahi seçenekler değerlendirilebilir. Derin beyin stimülasyonu (DBS) en sık kullanılan cerrahi tedavi yöntemidir. DBS, beyindeki belirli bölgelere elektrotların yerleştirilmesini ve bu elektrotlardan gelen elektrik sinyallerinin sinir aktivitesini düzenlemesini içerir.

Fizik tedavi ve egzersiz: Parkinson hastaları için fizik tedavi ve düzenli egzersiz, kas kontrolünü artırabilir, dengeyi geliştirebilir, güçlendirebilir ve esnekliği artırabilir. Bu, hastaların günlük yaşam aktivitelerini daha bağımsız bir şekilde gerçekleştirmelerine yardımcı olabilir.

Konuşma ve yutma terapisi: Parkinson hastalığının ilerlemesi ile birlikte konuşma ve yutma sorunları gelişebilir. Konuşma terapisi ve yutma terapisi, bu tür sorunları yönetmeye yardımcı olabilir ve iletişim becerilerini ve beslenme işlevlerini geliştirebilir.

Rehabilitasyon ve destek hizmetleri: Parkinson hastaları ve aileleri için eğitim ve destek hizmetleri mevcuttur. Bunlar, hastalığın yönetimi, ilaçların kullanımı, günlük yaşam becerileri ve ruh sağlığı gibi konularda rehberlik ve destek sağlarlar.

Kaynak: igf