10 yılda 720 binden fazla kişinin ziyaret ederek deneyimlediği İstanbul Diyalog Müzesi, Dünya Kadınlar Günü’ne ithafen ziyaretçilerine “Kadın” temalı yeni, ilginç ve ilham verici bir deneyim sunmaya hazırlanıyor.İSTANBUL (İGFA) - İletişim dili birbirinden farklı olan engelli ve engelsiz bireylerin diyaloğunu geliştirmeye odaklanan ve ön yargı duvarlarını kırarak hayata aktif ve eşit katılımlarını sağlamak için farkındalık yaratmaya destek olan İstanbul Diyalog Müzesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne ithafen “Kadın” temalı Karanlıkta Resim Atölyesi (Paint in the Dark Workshop) düzenliyor.

Karanlıkta Resim Atölyesi, katılımcıların hayal güçlerini özgür bırakacakları ve kendilerini sınırlamadan resim yapmanın keyfini çıkaracakları bir ortam sunacak. Retro-fütüristik atmosfer ise katılımcıları zaman ve mekânın ötesine taşıyarak kendilerini bir yolculuğun içinde bulmalarını sağlayacak. İstanbul Diyalog Müzesi'nin düzenlediği atölyeye katılım sağlayanlar bir yandan sanatı farklı bir bakış açısıyla deneyimleme şansına sahip olurken, diğer yandan da kendilerini ifade etme ve yaratıcılıklarını keşfetme fırsatı bulacaklar.

“KARANLIKTA RESİM YAPMAK, BENİ KISITLAYAN ÖNYARGILARIMI YOK EDİYOR”

Manisa'da dereler taşkın riskine karşı temizleniyor Manisa'da dereler taşkın riskine karşı temizleniyor

Bu deneyime katılan Klinik Psikolog İlkay Osanmaz'ın yorumları oldukça etkileyici:"Paint in the Dark içerisinde geçirdiğim vakit, sanatın ve karanlığın içinde kendimi keşfettiğim bir yolculuk gibiydi. Tuvalimin yarısını kullandım ve bu süreçte fark ettim ki, karanlıkta resim yapmak, beni kısıtlayan önyargılarımı yok ediyor ve içimdeki sanatçıyı özgür bırakıyor. İlk başta titizlikle çalışırken, zamanla rahatladığımı ve hislerimi özgürce ifade ettiğimi gördüm. Karanlıkta Resim Atölyesi, benim için sadece bir sanat etkinliği değil, aynı zamanda kendimi ve duygularımı keşfettiğim bir deneyim oldu."

“PAİNT İN THE DARK HERKESİN EĞLENDİĞİ BİR DENEYİM”

Atölye Danışmanı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Burçin Erdi ise, Paint in the Dark’ı herkesin eğlendiği bir deneyim olarak nitelendiriyor ve şöyle devam ediyor: “Katılımcılarımızın neyle karşılaşacaklarını bilemedikleri bir ortamda ortaya çıkan eserler gerçekten şaşırtıcıydı. Bu atölyede farklı amaçlar ve kaygılar bir araya geldi. Başlangıçta biraz gerginlik hissedildi, çünkü toplumsal olarak da heyecanlı bir yapıya sahibiz. Ancak, zamanla bu gerginlik yerini rahatlamaya ve içimizdeki bastırılmış duyguları keşfetmeye bıraktı.”.

Atölye sonunda eserlerin birbirinden ne kadar farklı olduğunu görmenin çok etkileyici ve heyecan verici olduğunu belirten Erdi, “Boya seçiminden fırça darbelerine kadar her detayda kişisel ifadeler ve özgün tarzlar öne çıkıyordu. Paint in the Dark, başlangıçta çekinilen bir deneyim olabilir ama sonunda katılımcıların kendilerini keşfetmesine ve sanatsal ifadelerini özgürce ortaya koymasına olanak tanıyan bir ortam sunuyor.” Şeklinde konuşuyor.

Kaynak: igf