Yapay zeka, nükleer silah, hastalıklar, virüsler... Dünyanın sonuna neden olabilecek şeylerin listesi neredeyse sonsuz! İngiliz Daily Mail gazetesi ise dünyanın sonunun nasıl geleceği konusunu manşetlerine taşıyarak korkutan bir 'kıyamet' senaryosu paylaştı.
Gazetenin haberine göre, korkutucu bir grafik, Güneş'in devasa bir 'kırmızı dev' yıldıza dönüşeceğini ve bildiğimiz güneş sisteminin sonu olacak kadar büyüyeceğini ortaya koydu.
Güneş hakkında korkutan senaryo
Korkutan senaryoya göre, Güneş hidrojenini tükettiğinde, çekirdeği kendi yerçekiminin etkisi altında çökmeye başlayacak. Dış katmanlar içe doğru çöktükçe, ortaya çıkan basınç ve ısı o kadar yoğunlaşacak ki, bu katmanlar helyum atomlarını karbona dönüştürmeye başlayacak. Ortaya çıkan enerji patlaması Güneş'in orijinal boyutunun yüzlerce katına kadar genişlemesine neden olacak.
Greenwich Kraliyet Gözlemevi'nde kıdemli astronom olan Dr. Edward Bloomer, bu sürecin kaçınılmaz olarak güneş sisteminin yok olmasına yol açacağını iddia ediyor.
Merkür ve Venüs yok olacak
Şu anda çapı yaklaşık 1,4 milyon kilometre olan Güneş'in kırmızı bir dev hâline geldikçe çapının 300 milyon km ulaşabileceği söyleniyor.
Tahminlere göre bu gerçekleştiğinde, en içteki gezegenler olan Merkür ve Venüs Güneş'in içine çekilecek ve yok olacak.
Peki Dünya ne olacak?
Dünya'ya gelince... Dr. Bloomer'a göre olası boyutların üst sınırında Dünya tamamen Güneş tarafından yutulabilir ve bu da onun sonu olur.
Ancak Güneş, Dünya'yı bütünüyle yutmayabilir de. Dr Bloomer, Dünya yutulmasa bile bunun, yine de iyi bir haber olmadığını söylüyor.
Dr.Bloomer'a göre Dünya'nın yüzey sıcaklığı, atmosferin uçup gitmesine ve okyanusların kaynayarak yok olmasına yol açacak. Geriye kalan "Dünya" en iyi ihtimalle radyasyondan kavrulmuş, cansız bir kaya topu olacak.
Mars, Jüpiter ve Satürn gibi dış gezegenler de büyüyen kırmızı devin yoğun ısısından zarar görmeden kurtulamayacaklar.
Ancak Dr. Edward Bloomer şunları söyledi:
"Güneş'in kırmızı dev aşamasına gelmesine muhtemelen 5 milyar yıl kadar bir süre var. Yani biraz zamanımız var."
Yani Dr. Edward Bloomer'ın sözlerinden yola çıkarsak, henüz endişelenmeye başlamanıza gerek yok.
