Düztabanlık; ayak iç tarafındaki arkın çökmesi ile karakterize ve çocukluk yaş grubunda sıkça görülen bir durum. Erkeklerde kızlara göre daha sık görüldüğünü dile getiren Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Aybars Kıvrak,
“Yine bunun yanı sıra kilolu çocuklarda da daha sık görülür. Genellikle idiopatik (nedeni bilinmeyen) olduğu gibi altta yatan bir hastalığın (nöromuskuler hastalıklar, tarsal koalisyon gibi) habercisi de olabilir. Oluşum mekanizmasında altta yatan ligaman gevşeklikleri ve ayak bileği çevresi kaslarının kontraktürleri suçlanmaktadır.
Çocuklarda ve erişkinlerde görülen düztabanlığa tedavi yaklaşımı aynı olmamaktadır. Yaşamın ilk 10 senesinde düztaban olan çocukların bir çoğunda düz tabanlığın gerilediği görülmektedir. Genellikle bu hastaların herhangi bir şikayeti yoktur. Daha az sıklıkla şikayeti olan hastalarda ayak tabanında ve bilek çevresinde ağrı görülebilir. Bu dönemde daha çok ailenin kaygıları ve kozmetik sorunlar ön plana çıkmaktadır. Aileler çocuklarında kalıcı bir yürüme bozukluğu gelişebileceğinden veya ileride bazı meslekleri yapmalarında engeller oluşabileceği yönünde kaygı duymaktadır” dedi.
Kıvrak,
“Çocuklardaki düztabanlıkta ayrım yapılması gereken en önemli nokta, bu hadisenin çocuğun genel gelişiminin bir parçası mı olduğu yoksa tedavi edilmediği takdirde ileride kalıcı bir sakatlığa neden olabilecek bir patoloji mi olduğudur. Bunun tespiti de konunun uzmanı tarafından değerlendirilmesi ile mümkündür” ifadeleri kullandı.
Doç. Dr. Aybars Kıvrak,
“Çocuklarda düztabanlığın tedavisi altta yatan nedenlere bağlı olarak değişmektedir. Eğer doktor tarafından bu durumun çocuk gelişiminin doğal bir parçası olduğu düşünülüyorsa hasta sadece rutin doktor kontrollerine çağrılır. Bu hastalarda özel ayakkabıların veya cihazların kullanımında hastanın fayda sağlayacağı konusunda literatürde yeterli kanıt bulunmamaktadır. Bunun yanı sıra kas ve kemik hastalıklarına bağlı olarak görülen çocukluk çağı düztabanlıklarında durum biraz daha farklıdır. Bu hastalarda özel ayakkabı-cihaz kullanımı ve cerrahi tedaviler (yumuşak doku ve kemik ameliyatları) ön plana çıkmaktadır” dedi.