Manisa izmir istikameti Kuva-yı milliye Anıtı'nı geçince başlıyor yolun güzelliği. Farklı bir güzergah; yeşilin içerisinde giden, yeşilin derinliklerine kıvrılarak girer gibi bir yol her iki yanı gömgök çam yeşili.
57.Tümen Komutanlığı, 1.Ordu Kurmay Başkanlığı ve askeri çeşitli kademelerde görev aldıktan sonra 1966 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı da yapan Orgeneral Cemal Tural’ın emriyle; 1968 yılında yedek subaylığını Manisa'mızda yapan Konyalı olan ziraat mühendisi denetiminde, yetkilendirilerek istediği kadar asker temin ederek bazı günler 500 askerle çalışarak her türlü araç gereç imkanlarıyla dikildi.
Bu çalışmada emeği geçen alınteri akıtan kimselerden askerlerden Allah Razı Olsun.
Vatan böyle de kazanılır.
Çok seviyorum bu güzergahı memleket dediğin böyle olur yemyeşil kıpkırmızı bayrak gibi.
Nazar değdi iki yıl kadar önce kendini bilmezler yaktı güzelim ormanı taa Karakoça'dan Kayapınar sırtlarına kadar. 50 yıllık orman önce karardı kahve rengi olduğunda ormanın oduncular ekibi istila etti. Sonra terasladılar ağaç dikmek için. Bahar geldiğinde ağaçların yerlerine söndürme suyuyla beslenen çalılar otlar yeşerdi, bekleyen teraslar aradan geçen zaman zarfında yağmurlarla akan topraktan çalı çırpıdan bozuldu, onca işçinin emeği heba oldu.
Bir daha ne Rahmetli Cemal Tural gelir Genelkurmaylığa ne de Konyalı ziraat mühendisi gelir askerlik yapmaya...
İzmir güzergahı boyunca ilerledikçe eski, yeni teraslar boş, orman müdürlüğü ağaç bulamamış herhalde dedim kendi kendime öyle ya eskileri dururken yeni terasların üzerinden de iki sene geçti. Sabuncubeli’ne geldim hani doldurula doldurula yükseltilen yol, istatistiklerde en çok kazanın olduğu nokta işte orası, cılız bedenleri ile Top Akasyalar, ormanda kelebek gibi duruyorlar. Çam ağaçlı ormanın ağaçsız yerlerinde Top Akasya, kimlerin diktiği belli.
Top Akasya peyzaj ağacıdır, dalları taclanmadığı için dar yol ve kaldırım ağacıdır, şimdi bulvarlarda refüjlerde de görüyoruz yine kelebek gibiler...
Bunlar İzmir yolu güzergahında bir de güzergah açılmak isteniyormuş, nerede? Manisa Özel Huzurevinin arka sırtlarında. Ağaçların sıklığından yürüyemezsiniz böyle bir yer. Zannederseniz ki 4. Havaalanı da buraya yapılıyor neden bu kadar ağaç katliamı kimse bilmiyor. Kireçle işaretlenmişler var, onlarda yakında mevta olup soyulmuş vaziyette kefenlenmeden kamyonlara yüklenip depolama alanına istife gidecekler. bazıları mikap, kereste olarak bazıları çeki, odun olarak satılacak.
(Zaten biz de ormandan bahsederken 100-200 yıllık ağaçlar denmez 50-60 yaşında ağaçlar deriz.
Ülkemizde bu rakamlar yani 50-60 rakamları; evler, işyerleri, fabrikalar, insan hayatı... olarak da kullanılan zaman dilimidir. 60 senede bir her şeyimiz yenilenir işyerleri fabrikalar batar kapanır yenileri açılır, evler yıkılır yenileri inşa edilir, bir türlü yaşlanmayız, Genç nüfus, genç orman, yeni yerleşimler, kentsel dönüşümle yenilenen şehirler…)
Özel huzurevi üstlerinde yeni kesilmeğe başlayan orman için ise, maksat bir rivayet muhtelif:
-Orman yangın yoluymuş, yerleşim alanlarının korunması içinmiş, orman yolu var zaten.
-Alternatif yol açılacakmış hangi meclis karar almış il trafik komisyonundan geçmiş mi? Hayır.
-Toki arsa üretiyormuş. El insaf.
-Bir kaç gazeteci gidip baktı. Haber yok.
Evet:
Ağaçların pırasa gibi doğrandığı, ormanın yeşile boyadığı yerlere Yırca, Kırca, Çaldağı, Çampınarına, Uncubozköy Tımarına... santral, geçid, yol, köprülerin... yapıldığı.
Yeni Türkiye.
Editör: TE Bilisim