Eczacılar Odası Başkanı 1 Ekim 2014 tarihinden itibaren uygulanacak olan ilaç taban birim fiyatına uygulamasına dair açıklamada bulundu. Kurtuluş, açıklamasında eczacıların yaşadığı sorunlara da değindi. İlaçta uygulanan tasarruf tedbirlerini ve sağlık politikalarında uygulanan yanlışlıkları hakkında düşüncelerini paylaşan Kurtuluş, çözüm önerileri sundu.
Haber Merkezi
Manisa Eczacılar Odası Başkanı Burçin Kurtuluş 1 Ekim 2014 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanacak olan ilaç taban birim fiyat uygulaması ile ilgili ve sağlık politikalarına ilişkin değerlendirmeler yaptı. Uygulanacak sistemi hastanın cebine bir kez daha el uzatmak olarak yorumlayan Kurtuluş, “3 Eylül’de SGK bir duyuru yayınladı. O duyuruda 1 Ekimden itibaren ilaçta taban fiyat uygulamasına geçileceği bildirildi. Taban fiyat dediğim şey ilacın en düşük fiyatıdır. Eş değer dediğimiz ilaçlar var. Eş değer denilen ilaçlarda kısaca aynı etken maddeyi içeren ve aynı etkiyi gösteren ilaçlar. Bunlardan eczacılık sektöründe çok fazla var. Örneğin mide rahatsızlıklar için birçok ilaç çeşidi var. Üreten firmalar ve isimleri farklı olsa da içindeki maddeler ve miktarları aynıdır. Bu ilaçlar belli bir fiyat bareminde ödeniyordu. En düşük fiyatın yüzde onuna kadar ödenmeye başlanmıştı. Hatta bu yüzde 22’den yüzde 15’e düştü. En son yüzde 10’a düştü. Şimdi bu yüzde 10’luk kısmı sıfıra indiriyorlar. Yani 10 tane aynı görevi gören ilaç var. Bu ilaçlardan en düşük fiyata sahip olanın fiyatı 7 TL; SGK diyor ki, ‘bu ilaçlardan biri yazıldığı zaman ben 7 TL ödeyeceğim’ bunun içinde 10 TL olan ilaçta var, 12 TL olan ilaçta var. Doktor 12 TL’lik ilacı yazdığı zaman biz sisteme girdiğimizde bize 7 TL ödenecek. Arada çıkan 5TL’lik fiyat farkını biz hastadan almak zorunda kalacağız. Açıkçası bu durum hastanın cebine bir kez daha elini uzatmaktır. Eczacılar bu uygulama ile hasta ile bir kez daha karşı karşıya gelmiş olacak” dedi.
İlerde ilaç sıkıntısı yaşanabilir
Çok yakında ilaç bulmada sıkıntıların baş göstereceğini belirten Kurtuluş, “Bu fiyat farklarının ortaya çıkmaması için ilaç firmaları ilaç fiyatlarını ödene bilir seviyeye çekecekler. Büyük bir ihtimalle ilaç fiyatlarını düşürecekler. Bu da bizim eczanelerimizde raflarımızda bulunan ilaçlarda yapılacak indirim stok zararımıza sebep olacak. Bunlar ödenmiyor. Biz eczacılar olarak ilaç fiyatlarlının düşük olmasından yanayız. Çünkü ilaç ucuzsa insanlar kolay ulaşabilir. Ancak burada yapılan yanlış şu; maliyet bedelinin altında ödenmeye başlayınca otomatikman ilaç yokluğu yaşanmaya başladı. Piyasada bir takım ilaçlar şuanda bulunmuyor. Yurt dışından aldığımız ilaçlar var. Firmaların dışı yurt dışı kaynaklı olduğu için maliyetini kurtarmadığı için bize ilaçları göndermiyorlar. 111 adet ilacın fiyatı şuanda 1 TL’nin altındaymış. 111 tane ilaç çok büyük bir rakamdır. İlacın kutu bedeli 1 TL, etken maddesini, içindeki ambalajı geçin bu fiyat ancak karton bedelidir. Bu aklımıza şunu getiriyor. Bu ilaçlar maliyetleri düşürüp, ucuz iş gücüyle üçüncü dünya ülkelerinde üretilmeye başlanacak. Buda kaliteyi düşürecektir. Birde ilaç yokluğu yaşanmasına sebep olacaktır. Ayrıca biz yıllardır yerli ilaç firmalarının desteklenmesinden yanayız. Sağlıkta dönüşüm projeleri hem ilacı, hem bizleri derinden etkilediği içinde açıkçası yerli ilaç firmalarının birçoğu kapandı ya da ayakta kalabilmek için yurt dışından gelen büyük ilaç firmaları ile ortak olmak zorunda kaldılar” dedi.
Bizim mesleğimiz kötü gün dostluğudur
Eczacıların yaşadığı sıkıntılara da değinen Kurtuluş, “Bizler yıllardır sağlıkta tasarruf olmaz, olmamalıdır dedik. Bu insan hayatını ilgilendiren bir konudur. Sağlıkta ne muayene ücretlerinin olması, ne fiyat farkı hiç biri olmamalıdır. Hastalardan para istenmemelidir. Sonuçta bizim işimiz insanla, bizden ilaç almaya gelen hastayı ilaçsız bırakmamaya gayret ediyoruz. Bu çok önemli bir vicdan meselesi, kucağındaki çocuğun öksürdüğünü görüp de parası yetmedi diye ilacını alamadığını görmek bizi vicdanen çok zedeliyor. Birçok eczacı arkadaşımız ilaçları veresiye olarak da olsa veriyor. Eğer vermesek vicdanımızla baş başa kalıyoruz ve bu bizleri rahatsız ediyor. Verdiğimiz takdirde acaba ücretini alabilecek miyiz diye düşünüyoruz. Sonuçta bizim ekonomimizi etkiliyor. Aslına bakarsanız bizim mesleğimiz kötü gün dostluğu, bu tür uygulamalar bizi hastayla karşı karşıya getiriyor. Hastaların sorduklarına cevap vermediğimiz zamanlar oluyor. Hasta haklı olarak soruyor muayene ücretleri sizinle ilgili bir konu değil diyor. Doğru ve haklılar. Bizimle ilgili bir konu değil. Ama bize devlet diyor ki; ‘muayene ücretini alacaksın ben sana reçete ücreti öderken içinden keseceğim’ bu parayı aslanda almasan da devlet ödeyeceği ücretti kesiyor. Kaldı ki veresiye yazıyoruz. Ne zaman gelirse o zamana kadar idare ediyoruz. Eczacının artık ilaçta tasarruf tedbirleri tasarruf tedbirleri denerek ekonomisi çok büyük ölçüde sarsıldı. Birçok meslektaşımız rahat ve mutlu bir şekilde mesleğini icra edemez duruma geldi. Muayene ücreti almaktan, katılım payını anlatmaktan bıkmış
Editör: TE Bilisim