Araması bulunan şahıs silahlarla yakalandı Araması bulunan şahıs silahlarla yakalandı
Hürriyet yazarı Ayşe Arman Manisa'da Vestel City'de işitme engelliler için yapılan istihdama yönelik bir röportajı kaleme aldı. İşte Arman'ın o röportajı   Türkiye’de üç milyona yakın işitme engelli var. Onlara lise seviyesinde eğitim veren de 19 meslek lisesi. Acı olan şu ki: Mezunlarının sadece yüzde 10’u iş bulabiliyor. Evet doğru okudunuz, gerisi, yani yüzde 90’ı işsiz. Hayat boyu üretemiyorlar. Kös kös evlerinde oturuyorlar. İşe yaramaz addediliyorlar. Adamdan sayılmıyorlar! Hatta, konuşamadıkları ama bazı farklı sesler çıkardıkları için ‘deli’ olarak damgalananları, dışlananları da var. Oysa, onların zekâ geriliği diye bir sorunları yok, sadece duymuyorlar. Ben, durumun bu kadar vahim olduğunu bilmiyordum. Daha da ileri gideyim, işitme engellilerin bu ülkede bu kadar çaresiz olduklarının farkında değildim. Neredeyse her kurumda problem yaşıyorlar hastanelerde, emniyette, adliyede... Çünkü işitme engelliler için işaret dilini bilen yok, tercüman da yok. Onlar için hayat yok! Gençlerin anlattığına göre, eğitim gördükleri yerlerde bile, işaret dilini bilmeyen öğretmenleri varmış. O öğretmenlerin de bir suçu yok, atanmışlar oraya... Haliyle, doğru düzgün okuma-yazma bilen işitme engelli sayısı çok az. Çok şaşırdım tabii bunları öğrenince. O yüzden de Vestel’in ‘Eşit Şans’ projesini avuçlarım patlayınca kadar ayakta alkışlıyorum. 104 gence iş imkânı sağlayarak hayatlarında fark yaratmışlar. Ailece oraya göç edenler bile var. Bir kısmı ev tutmuş, bir kısmı Celal Bayar Üniversitesi’nin yurtlarında kalıyor. Nasıl mutlular, nasıl hayat dolular anlatamam. Birey olmuşlar, bağımsız olmuşlar, kimseye yük olmuyorlar, paralarını kazanıp paşa paşa hayatlarını sürdürüyorlar. Çok etkilendim hem bu projeden, hem işitme engelli gençlerin azminden hem de tüm Vestel City’den... Heyecan verici bir yer... Modern bir şehir gibi. İçinde yedi fabrika var. Düşünün; National Geographic’in ‘Mega Fabrikalar’ belgeselinde yer alan tek Türk fabrikası... Discovery Channel da, bilim teknoloji serisinde haber yapmış, eli kulağındaymış, yayımlanacakmış. “Led televizyon nasıl üretilir”i onlara sormayı uygun görmüşler... Bence bu ‘Eşit Şans’ projesi, insanlık için büyük bir adım. Zaten dünyanın hiçbir fabrikasında bu kadar çok işitme engelli çalışmıyormuş. Tebrik ediyorum. Darısı bütün şirketlerin başına diyorum... Projeyi Vestel CEO’su Turan Erdoğan’la konuştuk. Vestel CEO’su Turan Erdoğan bizi işitme engelli gençlerle tanıştırırken projeleriyle gurur duyduklarını söylüyor. Tebrikler! ‘Eşit Şans’, benim bugüne kadar duyup en çok etkilendiğim sosyal projelerden biri. Nasıl doğdu? - Vestel City olarak bizi, cuma günleri, okullar, üniversiteler ziyaret eder. ODTÜ’den, Boğaziçi’nden öğrenciler gelir. Biz de okulları ziyaret ederiz. İşte o ziyaretlerden biri, İzmir Kınık Özel Eğitim İşitme Engelliler Meslek Lisesi’neydi. Pırıl pırıl gençlerle tanıştık orada. O okuldan mezun iki arkadaşımız da, işaret diliyle bir sunum hazırlamıştı. Büyük bir ilgiyle karşılandı. Orada öğrendik ki, pek çok yetenekleri olmasına rağmen, özel meslek lisesi mezunlarının sadece yüzde 10’u iş bulabiliyor. Türkiye genelinde böyle üzücü bir sorun var. Biz de onlara, “Gelin bizimle çalışın!” dedik. İş teklif ettik yani... Engellilere eşit fırsat, doğru çalışma ortamı Müthiş bir şey bu! - Valla, aslında her şey kendiliğinden oldu. Müthiş bir şey olsun diye yapmadık. Biz dedik ki, “Biz, sizlerden üretimde faydalanabiliriz. Önce bir işitme engelliler bandı kurarız. Alışırsınız. Sonra sizi, fabrikanın diğer bölümlerine de yayarız.” Amacımız, iyilik yapmak filan değildi. Çünkü gençler çalışmak istiyorlar. Ayrıca zehir gibiler. Engellilere eşit fırsat verildiğinde ve doğru çalışma ortamı sağlandığında, engelsiz çalışanlarla birlikte uyum içerisinde iş hayatına katılabileceklerine inanıyoruz. O yüzden projemize ‘Eşit Şans’ adını verdik.   Sonra? - Sonra deneme bandını kurduk ve gördük ki bazı konularda performansları, engelsiz çalışanlarımız kadar iyi, hatta bazen daha iyi! İşe inanılmaz konsantreler bir kere... Şimdi diğer çalışanlarla birlikteler mi? - Tabii, tabii. İletişim sorunu yaşanmıyor mu? - Hayır, hiç. Bizim kullandığımız bazı iş terimlerini bilmiyorlardı. Onları da öğrenmeleri için Celal Bayar Üniversitesi’yle işbirliğine gittik. Hızlıca öğrendiler.   Onlarla yakın temasta bulunan iş arkadaşları, ustabaşılar... - Onlar da işaret dilini öğrendi! Kimseyi de zorlamadık. Bu bile, bu projenin ne kadar başarılı olduğunu gösteriyor.   Şu anda işitme engelli kaç çalışanınız var? - 104 oldu. Ama bir sayı sınırlamamız yok. Biz, sayı daha da artsın istiyoruz. Sosyal medyada ilanlarımız var. Hatta, sizin aracılığınızla da duyuralım: Proje kapsamında Türkiye’de eğitim veren 19 özel eğitim meslek lisesi mezunlarının tamamına çağrıda bulunuyoruz ve onlara iş imkanı sunuyoruz. Projemiz Manisa’dan başlayarak tüm Türkiye’ye yayıldı ve yayılmaya devam edecek. Bir de Manisa ve İzmir dışından gelenlere yurt ayarlıyoruz. Celal Bayar Üniversitesi’nin kampüsünde kalabiliyorlar.   Duydum! Aylık 900 lira olan yurt masrafını 300 liraya indirmişsiniz! - Evet. Ama karşılıklı anlaşmayla oldu. Celal Bayar Üniversitesi’ne de teşekkür etmek lazım. Herkes bu işte katkım olsun istiyor. İşitme engelli arkadaşlarımızla tanışınca göreceksiniz, çok kıymet biliyorlar. Yıllarca ‘işe yaramaz’ muamelesi görmüşler. Oysa, bu doğru değil. İnanılmaz seri çalışıyorlar. Onlar da mutlu oluyor, biz de...   Kadın-erkek ayrımı nasıl? - Aşağı yukarı yarı yarıyalar. Fakat itiraf edeyim, kızlar sanki biraz daha becerikli!   Sırf verdiğiniz bu fırsattan dolayı bir kısmının aileleriyle Manisa’ya göç ettiği doğru mu? - Evet. Hatta, iki oğlu da işitme engelli olan bir anne geldi, fabrikamızı gezdi, beğendi. Sonra, “Bana da iş verin, buraya taşınalım, hep birlikte çalışalım” dedi. Ne mutlu ki, bize katıldılar...   Aynı fabrikada bu kadar işitme engelli dünyada yok   Bu proje, İŞKUR’un aracılığıyla alınan zorunlu engelli personel istihdam kuralından bağımsız, değil mi? - Elbette. Diğer bölümlerde çalışan başka engelliler de var. Bu, tamamen işitme engellilere yönelik bir proje. Aynı fabrikada bu kadar fazla sayıda işitme engellinin bir arada çalıştığı başka bir örnek dünyada yokmuş. Fabrikanızda ne tür bir farklılık oldu? - Valla, bu proje, herkese mutluluk veren bir şey oldu. Tamam, üretim önemli, sayılar önemli ama esas olan insani boyut. Projemizle gurur duyuyoruz. Daha da geliştirmek istiyoruz. Amacımız, işitme engelli arkadaşlarımızın, daha fabrikaya gelmeden okullarında eğitim almaya başlamaları...   Alkışlanacak adamlar \n Bu projenin en büyük destekçisi Vestel CEO’su Turan Erdoğan, mimarı ise, tek tek bütün işitme engelli okullarını gezen, bütün o gençlerle irtibata geçen, aileleriyle tanışan, bu projeye yüreğini koyan Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Keskiner (solda). Keskiner, 104 işitme engellinin manevi babası.   Recep - Hatice - Hüsnü Devrik Ailece Manisa’ya taşındılar Hatice Devrik’in iki oğlu da işitme engelli. 12 yıl önce eşini kaybetmiş. Oğullarının üzerine titriyor. Eğitimleri süresince Kınık’ta ev tutmuş. Çocuklarıyla yaşamış. Okul bitip Manisa’da böyle bir iş imkânı çıkınca, gelmiş fabrikayı gezmiş, kafasına yatmış, demiş ki: “Bana da iş verirseniz, buraya taşınırız, üçümüz de fabrikanızda çalışırız.” “Hayhay” demişler. Oğlanlar Fenerbahçeli; maçlar, diziler, filmler işaret diliyle anlatılmadığı için şikâyetçiler.   Muhteşem âşıklar! Onlar Vestel City’nin işitme engelli, nişanlı çifti. Çok âşıklar birbirlerine. Muhammed, Ayşe için dağları devirmiş, şehirleri aşmış. Ayşe, burada işe girdiği için o da peşinden girmiş. Biri Bursa’da okumuş, diğeri İzmir’de... Dört yıl önce Facebook’ta tanışmışlar. Muhammed kafayı takmış, Ayşe’yi ziyaret etmeye başlamış. Aileler de tanışmış, onay vermiş, ikili nişanlanmış. “Bir-iki sene içinde de evleniriz!” diyorlar.   O, bir selfie canavarı. Müthiş selfie’ler çekiyor. Hatta fabrikadaki bir gününü belgelemek için çektiği selfie’lerden harika bir albüm yapmış. Gözlerinin için gülen bir kız. İzmir’de normal lisede okumuş ama mezun olamamış. Burada çok mutlu olduğunu söylüyor. Altı kardeşler, tek işitme engelli oymuş. “Türkiye’de bizim durumumuz çok zor” diyor. “Her yerde, her şey problem. Biz, bu konuda düa yedi aydır çalışıyor. Kolları selfie çubuğu gibi. Ailesi onu korumak için her şeye “Hayır” diyormuş. Burada çok mutlu ve özgür olduğunu söylüyor, kendine güveni gelmiş. Röportaj: Hürriyet / Ayşe Arman    

Editör: TE Bilisim