Terör eylemleri nedeniyle olağanüstü günler yaşıyoruz. Acı tüm yurdu sardı. Ve Türkiye uzun yıllar sonra ilk kez bu dönemde terörle ciddi bir biçimde mücadele ediyor.
Etkili terör mücadelesi çerçevesinde köşeye sıkışan hain örgüt, sinsice eylem ve pusularla can alıyor. Amacı korku ve panik.
Ankara’daki son elim olay tüm yurdu adeta yasa boğdu. Kahrolası eylem ile terör örgütü ne yazık ki amacına ulaştı. Korku ve güvenlik endişesi Manisa’ya kadar ulaştı. Üzülerek belirtmeliyim ki terör örgütünün bu hain emeline ulusal ve yerel basınımız da elinden geleni yardımı yaptı dersek hata etmiş olmayız.
Ruh hastası iki kafadarın tweet’lerini bile, “Manisa kana bulanacak” başlığıyla son dakika haber diye yayımlayan basınımız ne yazık ki sınıfta kaldı. Meslektaşlarıma hak vermiyor değilim. Olağandışı bir şeyler yayınlamalılar ki daha çok okunsunlar. Ancak yaptığımız işle ilgili mevzuatı da iyi bilmemiz gerek. Halkı isyan, korku, endişe ve paniğe sevk etmek suç. Hele hele bu eylem yersiz ve asılsız haberlerle yapılıyorsa suç olmanın da ötesinde toplumsal boyut olarak ele alınacak olursa ihanetten başka bir şey değil.
İşte böylesi bir ortamda Ankara patlamasının ardından 476. Mesir Festivali’ndeki konserler iptal edildi. O toplantıda Valimiz Erdoğan Bektaş, hiçbir güvenlik endişesi olmadığını, yurtta yaşanan acı nedeniyle sadece konser ve eğlence programlarının kaldırıldığını duyurdu. Ancak basınımız güvenlik nedeniyle iptaller olup olmadığını irdeledi. Vali tekrar açıkça ifade etti. Tarihi gelenek bu yıl da yaşatılacaktı ama yurtta yaşanan acı nedeniyle konserler iptal edilmişti. Daha o an son dakika haberlere Mesir’in iptal edildiğini yazan da oldu, şok karar diyen de oldu. Sanki şehit acısı nedeniyle bu memlekette ilk kez konser iptal ediliyormuşçasına yorumlandı olay. İşte bu yorum, toplumdaki kaygı ve endişeyi daha da perçinledi ve terör Manisa’da da emeline ulaşmış oldu.
Oysa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün de Valimiz Erdoğan Bektaş da “Devletimiz güçlüdür. Güvenlik ve halkın huzuru ile ilgili en küçük bir şüpheye yer yoktur.” İfadelerini üzerine basa basa vurgulamışlardı.
Gazetecilik mesleği işte böylesine önemli ayrıntıları ve sorumlulukları içinde barındıran bir meslek. Anormal, hatta en olağan bir gelişmeyi dahi olağandışılığa iterek çok okunur bir haber haline getirme hırsı işte böylesi sonuçlar doğurabiliyor. Biraz da insanoğlunun yapısı böyle. Normal, günlük hayatın akışına uygun konular üzerine yoğunlaşıp konuşmuyoruz ki basın da o türden yazılar yazsın. Hal böyle olunca da terörün amacına hizmet ediyoruz haberimiz yok.
Sadece yerel basınımız değil, aslında ulusal basınımız da terör eylemleri karşısında takınacağı tavırla ilgili ABD ve AB basınını iyi irdelemeli. Hain bir terör eyleminden sonra içerideki ayrışmayı körükleyici, iktidar – muhalefet çekişmesine malzeme olabilecek başlıklar çıkartılabilir mi? Bu işin sonu nereye gider? Normal bir gündemin olduğu dönemde hükümetin terörle mücadele programı tabi ki eleştirilebilir. Facianın ardından yapılacak her yorum terör örgütü ve dünyaya bir mesajdır. İşte bu mesajı doğru kullanmak zorundayız. Düşman gazetelerimize baktığında “Bir hain bir eylemle darmadağan oldular” diyememeli.
CÜLEN BEDELSİZ HİZMETE TALİP OLMUŞ
Hain terör saldırısı Manisa Büyükşehir Belediye Meclisi’nin de birinci gündem maddesi oldu. Meclisteki tüm grupların temsilcileri terör eylemlerini lanetledi.
Toplantının gündem dışı verilen bir önerge ise yerel siyasi gündemin bir numaralı konusu oldu. Kısa bir süre önce AK Parti Grubu’ndan istifa ederek, MHP’ye geçen ve Büyükşehir İlçe Koordinatörlüğü’ne atanan Gölmarmaralı Meclis Üyesi Ahmet Cülen’in aldığı maaş soruldu. Soru Ak Parti Grubu’ndan geldi. Amaç belliydi. AK Parti’den MHP’ye geçen Cülen’i zor durumda bırakmaktı. Cevap ise çok şaşırtıcı oldu. Ahmet Cülen meclis üyesi olduğu için maaş almıyordu. Kısacası Cülen Gölmarmara Büyükşehir Koordinatörlüğü görevini hiçbir maaş veya ücret almaksızın yapıyor. Meğer Ahmet Cülen, Gölmarmara’da hiçbir bedel almaksızın, Büyükşehir Belediyesi bünyesinde hizmet etmeye talip olmuş.
BELDELERE HİZMET GİDİYOR
Meclis toplantısının ardından yapılan MASKİ genel kurulunda ise 104 milyon TL tutarındaki çok sayıda proje onaylandı. Buna göre, MASKİ Saruhanlı, Salihli, Alaşehir, Ahmetli, Merkez ve Kırkağaç’taki çok sayıda mahallede içme suyu şebekesi, kanalizasyon alt yapısı ve arıtma tesisleri projeleri gerçekleştirecek.
Genel kurulda hangi mahallede, hangi projenin yapılacağı ve yatırım tutarı tek tek açıklandı. Burada dikkatimi çeken bir konu oldu. Projelerin uygulanacağı mahallelerin neredeyse tamamı daha önce belde belediyesi olup Büyükşehir Yasası ile mahalleye dönüşen yerleşim birimleri. Meğer belde belediyelerimiz uzun yıllar alt yapı yatırımlarını ertelemek zorunda kalmış. Bu yatırımlar acil ve yılların ihmali olduğu için MASKİ tarafından öncelik verilmiş, kredi kullanma gereği duyulmuştu.
Şunu düşündüm. Acaba Büyükşehir olmasaydık belde belediyelerimiz, her biri 4-5 milyon TL tutan bu ağır alt yapı yatırımlarını yapabilecekler miydi?
Editör: TE Bilisim