Manisa’daki temasları sırasında katıldığı bir TV programında konuşan Manisa Milletvekili Doç.Dr, Selçuk Özdağ, yaklaşan rektörlük seçimleri ve Celal Bayar Üniversitesi ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. CBÜ ile aynı tarihte kurulan Isparta SDÜ’ nde yetmiş bin öğrenci var, benim şehrin üniversitesinde ise otuz yedi bin öğrenci var. Demek ki bu üniversite doğru yönetilememiş. Bu üniversitenin rektörleri hem şehirle bütünleşememişler hem de geleceği kuşanamamışlar. Biz bu dönemde her türlü desteği verdik. Önümüzde rektörlük seçimi var. Öncelikle kırmızı çizgilerimiz nedir diye bakmamız lazım. Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekası adına paralel yapıyla mücadelemiz var bizim. Biz paralel yapı içerisinde yetişmiş birine kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Üniversitenin içinde görev yapan 685 öğretim üyesi de bu konuda duyarlı olacaktır. Çünkü devletimizin bekası, milletimizin geleceği açısından beni vesayet altına almak isteyen kimseye müsaade etmeyeceğim. Bir yandan darbecilerle mücadele edeceğim, bir yandan da kirli ve şantajcı sermaye ile mücadele edeceğim. Ben siyasetçiyim ve beni ancak halk terbiye eder. Hiçbir yapı; adı ister cemaat olsun ister bir dernek olsun, cunta olsun beni kimse terbiye edemeyecektir. Sandıkla geldim ve sandıkla gideceğim. Üniversitedeki 685 öğretim üyesi paralel yapıya karşı duyarlı olmalıdırlar. Paralel yapıyla bağı olmuş, paralel yapıya inanmış, hükümete karşı vesayetçi zihniyet taşıyan bir kişiye müsaade etmemiz mümkün değildir. İkincisi; 685 kişi kendi içerisinden bir rektör adayı çıkaracaktır. Bunlar mutlaka liyakatli, ehliyetli ve İzmir’de yaşayan değil; Manisa’da oturan, Manisa’nın kültürel hayatını, ekonomik hayatını idame ettiren bir üniversite inşa edeceğiz. Salihli, Akhisar, Turgutlu, Demirci’deki veya başka fakültelerle öğrenci sayısını yetmiş bine, seksen bine nasıl çıkartırım, akademisyen sayısını bin iki yüzlere, bin üç yüzlere nasıl çıkartabilirim diye kafa yoracağım. YÖK her üniversiteye kadro verdi. Bunu kalkıp kendilerine verilen kadroyu, “bu kadro benim kadromdur, ben eğer YÖK tarafından gözden çıkarılsaydım bu kadro bana verilir miydi” diye propaganda yapmaya gerek yok! Türkiye’deki tüm üniversitelere en azından akademisyenlerin özlük haklarını korumak, geleceklerini inşa etmek adına belli miktarlarda kadrolar verilmiştir. Bu bir YÖK politikasıdır ve bir rektöre verilmiş bir imtiyaz veya iltimas değildir. Üniversiteler milletleşme sürecini tamamlayan en önemli unsurlardandır. Bugün üniversitemizde özlediğimiz nokta yok. Bu özlediğimiz noktaya ulaşmak için inşallah aranan bir kan var ve bu kan mevcut adaylar içerisinden biri olacaktır ve ben inanıyorum ki en liyakatliyi, en ehliyetliyi seçeceğiz. Manisa da fakülteleriyle, yüksek okulları ile özlenen noktaya gelecek ve huzurun ve barışın kenti olan Manisa, bilginin de merkezi olacaktır.
Editör: TE Bilisim