İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Emir Abdullahiyan'ın da aralarında olduğu heyetin helikopteri Azerbaycan ziyareti sonrasında düştü ve kazada kurtulan olmadı. Bu şok eden ölümlerin sonrasında dünya genelinde suikast ya da sabotaj ihtimalleri dillendirilmeye başlandı.Oğuzhan Osman BİLGİN / HERKES DUYSUN
BURSA (İGFA) - İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Dışişleri Bakanı Emir Abdullahiyan'ın helikopter kazasında hayatını kaybetmesi tüm dünyada şok etkisi yarattı. Orta Doğu'da hali hazırda devam eden çatışmalar ve İran'ın bu çatışmalarda benimsediği politikalar nedeniyle başta ABD ve İsrail gibi güçleri karşısına alması, yaşanan kazanın üzerinde insanların farklı ihtimalleri düşünmesine neden oluyor.
Dış Politika Uzmanı Dr. Barış Adıbelli, söz konusu ölümlerin sabotaj ya da suikast olma ihtimalini Herkes Duysun için değerlendirdi.
“ABD YAPIMI BİR HELİKOPTER İLE TAŞINMASI ANLAMASI GÜÇ BİR DURUM”
Ölümlerde kaza, sabotaj ya da suikast gibi ihtimallerinin dışında bir ihtimal daha olduğunu kaydeden Dr. Barış Adıbelli, “Böyle bir helikoptere bu denli zorlu coğrafi koşulların olduğu ülkede binmek intihar anlamı da taşıyor. Hemen yanı başınızda Rusya ve Çin gibi ilişkilerinizin oldukça iyi durumda olduğu ülkeler mevcut. Çin ya da Rus liderleri de Amerikan malı helikopterler kullanmıyor elbette. İran’ın, devlet büyüklerini taşımak Rusya ve Çin'den VIP nitelikte helikopterler temin etmesi çok da zor olmasa gerek. ABD üretimi hava araçlarına düşkünlüğü anlamak güç. Hele ki ABD ile sorunlu ilişkileri olan ülkelerin bu tarz ABD malı ürünleri kullanması anlaşılması zor bir durum. İran füze yapımından nükleer yatırımlara pek çok konuda büyük harcamalar yapıyor ancak kendi liderini taşıyacak kalite ve niteliğe sahip bir hava aracı bulunmuyor.” ifadelerini kullandı.
ABD VE İRAN ARASINDA İLİŞKİLERİN GELDİĞİ BOYUT DİKKAT ÇEKİCİ
ABD Dışişleri'nin yaptığı açıklamanın da dikkat çekici olduğunu vurgulayan Dr. Barış Adıbelli, “ABD'den gelen açıklamada İran'ın kendilerine arama-kurtarma çalışmalarında yardım için başvurduğunu ancak lojistik gerekçelerle bu yardım talebinin geri çevrildiği açıklandı. ABD bölgede ya da bölge yakınında bu arama faaliyetlerine katılacak teknik ekipmanı olmadığı için yardım talebini geri çevirmiş olabilir. Ancak ABD'nin dünya genelindeki askeri varlığı dikkate alındığında bu durum çok gerçekçi görünmüyor.” şeklinde konuştu.
Yardım talebinde dikkat çeken bir diğer konunun ise ABD ve İran arasındaki ilişkinin düzeyi olduğunu kaydeden Adıbelli, “İran ve ABD'nin diplomatik düzeyde teması olduğu görülüyor. Arka kapı diplomasisi işliyor. Bunu bize gösteren şey İran'ın yardım talep edebilecek teması kurabiliyor olmasıdır. Bu durumu İsrail-İran geriliminde misilleme yapılması sürecinde Türkiye üzerinden ABD ile diplomatik temas kurulurken de görmüştük. Taliban’la dahi barışmış bir ABD var. Bu ilişkiler bize gösteriyor ki bir sabah uyandığınızda ABD ve İran arasında ilişkilerin 180 derece değiştiğini görmemiz hiç şaşırtıcı olmaz.” dedi.