TBMM Maden Kazalarını Araştırma Komisyonu Başkanı Ali Rıza Alaboyun, 13 Mayıs’ta meydana gelen Soma faciasının derin bir iz bıraktığını ve unutturmamak gerektiğini belirterek, “Komisyonumuz çalışmasını tamamladıktan sonra ifadeleri bütünleştirip bir senaryo yazmak, bu konuda bir film çekmek çok faydalı olur diye düşünüyorum. 13 Mayıs sürekli hatırlanıp, gündemde olmalı” dedi.

HABER MERKEZİ

TBMM Maden Kazalarını Araştırma Komisyonu Başkanı Ali Rıza Alaboyun Manisa Oreko Otel’de devam eden tanıkların dinlenmesi programının öğleden sonraki bölümüne başlamadan bir basın toplantısı düzenledi. Alaboyun, “Bugünkü işçi ifadeleri ve uzman ifadeleriyle sanıyorum bin 500 sayfanın üzerinde bir ifadeye sahip olacağız. Bu ifadeler sayesinde de önümüze çok geniş bir bilgi ağı veri ağı ortaya çıkacak. 13 Mayıs’ın sürekli hatırlanıp, bu olayın sürekli gündemde olması açısından bizim bu ortaya çıkacak olan raporumuzdan sonra bizim meclisteki kayıtlarda incelenerek, işin uzmanı bir senarist tarafından bu ocağın sinemaya filme veya bir diziye bir şekilde aktarılması gerekiyor. Bu çok ibret alınması gereken bir olay. Bizim çabalarımız tabi soruşturma komisyonu değiliz hiç kimseye suçlu deme yetkisinde değiliz. Bunu savcılık ve idare araştırıyor ama bizim olayı net ortaya koymamız için işçilerin ifadeleri çok önemli. Onların ne yaşadığı önemli. Oradaki kurtarma çalışmaları, havanın ters çevrilme çalışmaları ile verilmiş olan mücadeleler dışarıdan görüldüğü gibi değil. o yüzden komisyon üyeleri olarak sürekli ocağa giriyoruz. Ocağa girdikçe bakış açımız değişiyor. Bu ifadeleri bütünleştirip bir senaryo yazmak, bu konuda bir film çekmek çok faydalı olur diye düşünüyorum” dedi.

Kazanın neden meydana geldiği konusunda bir fikir sahibi olunup olunmadığı sorusuna ise Alaboyun şöyle cevap verdi:

“Burada bir kere kasıt diye bir şey yok. Kasti ihmal denen bir şey yok. Bu kanıksama olabilir ‘Bu önemsizdir’ denmiş olabilir. Veya bu geçer denmiş olabilir. Bu bizim kültürümüzde çok yaygın olan bir şey. Şuan şundan oldu denilebilecek 2-3 tane alternatif üzerinde duruyoruz. Bu konuda işletme müdürümüzü çağırdık bilgisini alacağız. Sabahleyin gelen arkadaşımızdan o konuda bilgi aldık. Bizdeki bulguları, işçilerin ifadelerini birleştirmeye çalışıyoruz. Yani bir mantık örgüsü içinde olaya bakmaya çalışıyoruz. Tek yönlü bakmıyoruz. Her görüşe açığız bu konuda. Olayı net çıkartalım, resmin bütününü ortaya koyalım. Bu çok büyük bir facia. 301 insan öldü, onların hepsinin vebali var. Onun dışında içeride yatan insanlar ki bu insanların çoğu da kurtarma faaliyetlerine bizzat katıldılar. O dumanın içerisine el yordamıyla giderek insan çıkardılar. Yaralı çıkardılar, cenaze çıkardılar, insan çıkardılar. Kimseyi de şuradan suçlu olarak görmek niyetinde değiliz. Yarın onları da ziyaret edeceğiz. Onların da görüşleri bizim için çok önemli. Facianın nedeni olarak üzerinde durduğumuz birkaç alternatif var. Bunlardan birincisi metan ikincisi de kızışma. Detaylarına giremem. Bu ikisi en çok üzerinde odaklandığımız konular. Metan ve kızışma etkisi nedir, nasıl oluşmuştur, olaya etkisi nedir, bant niye yanmıştır? Burada kızışma sonrası banttan bir zehirlenme olduğu ortaya çıkıyor büyük ölçüde. Galeri yangını var. Galeride yangın havalandırma nedeniyle bir tarafta tahta kamalar yanmış bir taraftan yanan bazı kablolar var. Başka unsurlar var. Yani büyük ölçüde bir galeri yangını sonucu bantlarda dahil olmak üzere böyle bir zehirlenme var. Olayı tetikleyen kızışma metan parlaması nedir, ne değildir bunları netleştirmeye çalışıyoruz.”

Çinli BYD üretime Yetiştiremiyor: Sorun Manisa Fabrikasında çözülecek! Çinli BYD üretime Yetiştiremiyor: Sorun Manisa Fabrikasında çözülecek!

Dünkü Soma ziyaretleri sırasında güvenlik gerekçesiyle kapatılan ve geçtiğimiz haftalarda yeniden faaliyete başlayan Işıklar Ocağını da gezdiklerini aktaran Alaboyun, “Işıklar Ocağı hakikaten çok modern bir şekilde dizayn edilmiş. Tahkimatları, teaş bağlantıları. Her 200-300 metrede de insanların hemen ani bir durumda başlarını sokup temiz hava alabileceği küçük kulübeler, kabinler yapmışlar. Dar bir bölgede çok mantıklı düşünülmüş. Aynı zamanda bantlar üzerinde sıcaklık 40-50 derece olduğunda otomatik olarak bizim odalarımızda olan otomatik yangın söndürme püskürtme gibi tedbirler almışlar. Bunların çoğu bizim mevzuatımızda yok. Sıkıntının çoğu mevzuatımızda olmamasından da kaynaklanıyor. Yeni maskeler almışlar özellikle. Eskiden karbonmonoksit maskeleri vardı bizim komisyonun çalışmaları sonrasında ilk günlerinde o karbonmonoksit maskeleri yerine oksijen maskeleri kullanılması yönünde görüşümüzü bakanlığa ilettik. Onlarda en son yaptıkları düzenleme ile oksijen maskelerini ve biz takım düzenlemeler yapmışlar. Bu rapor sonrasında bir kömür kanunu çıkartmamız gerektiğine inanıyorum ben. Buna dayalı çok geniş belki de her ocağa ayrı bir çalışma rehberinin yayınlanması gerektiğine inanıyorum. Mevzuatı genişletmemiz lazım burada inisiyatifi sadece yöneticilere mühendise veya oradaki çavuşa işçiye bırakmamak lazım. Mevzuatın şartlarını çok zorlarsak daha işin başında maliyet unsurlarını da ona göre hesaplarlar, ona göre yatırıma girerler” ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilisim