Manisa'da fırtına ve yağış ekipleri seferber etti Manisa'da fırtına ve yağış ekipleri seferber etti
Türk Sağlık-Sen Manisa Şube Başkanlığı’nın  istişare toplantısında konuşan Kamu-Sen Genel Sekreteri ve Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı ÖnderKahveci, Türkiye’nin sınırlarının tamamen ciddi sıkıntı içerisinde olduğunu bildirdi. Türkiye’nin bin 250 kilometre Suriye-Irak’a sınırı olduğunu hatırlatan Kahveci, sınırların yol geçen hanına döndüğünü ifade etti. Bu sürecin Arap Baharı diyerek, Büyük Ortadoğu projesi diyerek Türkiye gündemine sokulan, birilerinin eş başkan yapıldığı süreçle başladığını dile getiren Kahveci, “Türkiye’de de bir demokratikleşme süreci, çözüm süreci diye başlatılıyor. Aslında neyi çözüyorsunuz, neyi demokratikleştiriyorsunuz. Eğer bu millet, 77 milyon insan demokratik haklardan yoksun ise herkese vermek gerek.” diye konuştu.  Ferdi UZUN Türk Sağlık-Sen Manisa Şube'si Taylant Plaza’da istişare toplantısı düzenledi. Toplantıya Kamu-Sen Genel Sekreteri ve Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci de katıldı. Birilerine demokratik hak verip de başkalarını ondan mahrum etmenin veya göz ardı etmenin hiçbir aleminin olmadığını belirten Kahveci, “Bize göre o çözüm süreci zaten Türkiye’nin çözülme süreciydi, maalesef geldiğimiz noktada 50 bin kişinin katili ile görüşmeler yapılıyor, müzakereler yapılıyor hatta oda yetmiyor, eli silahlı güçlerle, teröristlerle daha gidip müzakereler yapılıyor. İşte akil adamlar heyeti yeniden türemeye başladı. Gidip onunla görüşecekmiş. Ne görüşeceksiniz, neyi anlatacaksınız? Ne yapmak istiyorsunuz? Türkiye’de birilerinin talebi olan ana dilde eğitim, otonomi, özerklik, federalizm gibi şeylerin artık iyice ayyuka çıktığı şeylere sizde mi bir destek vererek Türkiye’de hayata geçirmeye çalışıyorsunuz. Türk milleti buna müsaade etmez. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yaşayan 77 milyon insanımızla biz birlikte ve beraber yaşacağız. Eşit vatandaşlar olarak, eşit bireyler olarak. Hiçbir ayrımcılık yapmadan. Tek söyleyeceğimiz şey şu. Hep beraber söyleyeceğiz bunu birlikte. Bizimi istiklalimizi temsil eden, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bağımsızlığını temsil eden ay yıldızlı al bayrağın altında yaşamaktan şeref duyuyorum diye hepimiz hep beraber söyleyeceğiz. Bunu söylediğiniz sürece zaten mesele yoktur.” dedi. SOMA’DA 301 MADENCİNİN ÖLMESİ BİR KATLİAM Soma’da 301 maden işçisin hayatını kaybettiği kazaya, iş kazası demeye dilinin varmadığına değinen Kahveci, çünkü bunun bir iş kazası olmadığını söyledi. Bunun bir felaket olduğunu belirten Kahveci, “Bir ihmalin sonucu, adeta bir katliam gibi. Alınmayan tedbirlerin sonucunda hayatını kaybeden 301 tane can. Babalar evlatsız, evlatlar babasız, eşler kocasız kaldı. Neden? Çok küçük tedbirlerin alınmaması neticesinde ortaya çıkan feci bir sonuçtur. İnşallah bundan sonra yaşanmaz, bir daha tekrar etmez. Çünkü Soma madenin yoğun olduğu bir bölge. Dünyanın geldiği nokta nerede biliyor musunuz? Son 60 yılda, 80 yılda gelişmiş batı ülkelerinde madenlerde kaza görülmüyor. Hani birileri diyordu ya, bu işin fıtratında var diyenlere ithaf olunur. Batı artık bu iş kazalarını yaşamıyor, bu ölümleri görmüyor. Onun için çıkarılan iş sağlığı, iş güvenliği ile ilgili kanunda inşallah bu anlamda önemli yaptırımlar içermesiyle de hayata geçer, iltimastan öte adam kayırmacılıktan öteye merkezine, odağına insanı esas alarak, emeği esas alarak bir kanun uygulamaya geçer. Ülkemiz öyle bir hale gelmiş ki, çok iyi bir kanun çıkarıyorsunuz ama maalesef o kanun uygulamada karşılık bulmuyor. Soma’daki facia bir gaz dedektörünün sonucunda ortaya çıkıyor. Alınmayan tedbirlerin sonucunda ortaya çıkıyor. Bu işte adam kayırmacılığının, para kazanma hırsının, kapitalizmin kara yüzüdür. Dolayısıyla ülkemiz bunu atlatacak. Artık biz bu ülkede iş kazalarının yaşanmasına görmek istemiyorum. Kamu hayatını da görmek istemiyoruz.”  şeklinde konuştu. GEMİNİN KAPTANI ÇAKMA BİR KAPTAN Artık kamu çalışanları kararını vermesini ve yetkili sendikalarını değiştirmelerini isteyen Kahveci, “Her şey ortada, Gemiyi yüzdüremiyorlar bir, gemi su almaya başladı iki, kamu çalışanları bu anlamda mağdur oluyor üç. Bu geminin kaptanı kaptan değil. Bu kaptan çakma bir kaptan. Tayfası da tayfa değil. O zaman genin dümenine bizi geçirin. Türkiye Kamu-Sen Konfederasyonu olarak geminin dümenine geçsin. Kamu çalışanlarının gemisi o zaman nasıl yüzdürülüyormuş hep beraber görelim. Mücadele nasıl veriliyormuş hep beraber görelim.” dedi. DEVLETİN KENDİSİ KAYIT DIŞI Devletin kendisi kayıt dışı olduğunu belirten Kahveci, “Kamu çalışanlarının almış olduğu ücretlerinin üçte birini kayıt altına almamış devlet. Buradan pirim kesmiyor ek ödemelerden. Ek ödemelerden pirimi almıyor. Emekliliği esas hale getirmemiş. Şimdi bir taraftan devletin kendisi diyor ki, sisteme ne kadar insan katılırsa o kadar sistem kolay işler, bir taraftan da kendisi ek ödemelerle az bir para değil bu para, 800 lira civarında 830, 850 lira civarında bir ücret. Biz yıllardır bunu talep ediyoruz. Toplu sözleşme masalarına götürdük. Ek ödemeler emekliliğe esas haline getirilsin. Çünkü kamu çalışanları, sağlık çalışanları emekli olmak istemiyor. Emekli olmamalarının sebebi de maaşlarının neredeyse yüzde 50 oranında düşüyor. Şu anda ebe, hemşire grubunun, genel idari hizmet sınıfındaki ve hizmetli arkadaşlarımızın maaşları yüzde 50’den fazla düşüyor. Hekim arkadaşların maaşları da emekli oldukları an aşağı, yukarı üçte iki düşüyor.” diye konuştu.   Toplantı sonunda Türk Sağlık-Sen Manisa Şube Başkanı Rıdvan Mutlu, Kamu-Sen Genel Sekreteri ve Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci’ye plaket verdi.

Editör: TE Bilisim