MANİSA Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Halil Memiş, TBB tarafından düzenlenen Büyükşehir Belediyeleri Genel Sekreterleri ile Su ve Kanal İdareleri Genel Müdürleri İstişare Toplantısı’na katılarak, belediyelerde yaşanan istihdam sorunlarını gündeme getirdi.
Türkiye Belediyeler Birliği tarafından Antalya’da gerçekleştirilen toplantı, aralarında Manisa’nın da bulunduğu yeni kurulan büyükşehir belediyeleri ile mevcut büyükşehir belediyeleri genel sekreterleri ve su ve kanal idareleri genel müdürlerini bir araya getirdi. Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Halil Memiş de MASKİ Genel Müdürü Yakup Koç ile birlikte katıldığı toplantıda bir konuşma yaptı. Toplam 6 oturumda 2 gün boyunca süren toplantılarda Büyükşehir Belediyesi ile Su ve Kanalizasyon İdaresi Teşkilatı, Büyükşehir Belediyesi ile Su ve Kanalizasyon İdaresi Teşkilatı, Çevre Temizlik Vergisi ile Atık Ücretlerinin Birleştirilmesi, Büyükşehirlerde İmar ve Planlama Uygulama Sorunları ve Öneriler, Mali Yapı ve Devreden Borçlara ilişkin sorunlar, çözüm önerileri ve Ulaşım Hizmetlerindeki sorunlar ve çözüm önerileri konularında yapılan konuşmalarda görüş alışverişinde bulunuldu.
Norm Kadro Sistemi Sağlıklı Hazırlanmadı
Büyükşehir Belediyesi ile Su ve Kanalizasyon İdaresi Teşkilatı, sorunlar ve öneriler konusunda yaptığı değerlendirmede; mahalli idarelerde norm kadro düzenlemesinin çok yeni sayılabilecek bir sistem olduğunu belirten Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Halil Memiş sisteme ilişkin Devlet Personel Başkanlığı’nın sitesinde yer alan "Mahalli İdarelerde Norm Kadro Sistemi" başlıklı değerlendirmeden bire bir bazı hususlara yer vererek, burada yer alan hususlarla, realitenin birbiriyle uyuşmadığının altını çizdi. Memiş; “Mevcut sistem hiçbir şekilde, belirtilen bu amaca hizmet eder durumda değildir. Yönetmelik ile belirlenen kadro sayıları ve öngörülen teşkilat birimleri, hiçbir analiz yapılmadan, görev tanımlaması yapılmadan oluşturulmuştur. Bir belediyenin aynı ölçekte olması (nüfus itibariyle) o belediyelerin ihtiyaçlarının aynı olduğu, aynı personel sayısının yeterli olacağı anlamına gelmez. Burada şu denebilir. Belediyeler, kendi ihtiyaçlarına göre kadrolarını, birimleri ve personel sayılarını ve unvanlarını belirleyebilir. Ancak bunun içinde, belediyelere hiçbir kriter getirilmemiş, görev tanımlaması, iş analizi zorunluluğu öngörülmemiştir. Belediye mevzuatındaki değişikliklerle, artık belediyelerin bir çoğu bir çok hizmetini planlayamaz duruma getirilmek üzeredir” dedi.
Taşeron Sistemi Esas Haline Getirildi
Norm kadrodaki bu açmazların yanında belediyelerin başka sorunları da olduğunu ifade eden Memiş, personel istihdamında diğer kamu kurumlarında olduğu gibi parçalı bir yapı söz konusu olduğunu, belediyelerde geçerli ana istihdam şekillerinin memur, sözleşmeli personel ve işçi istihdamı olması gerekirken, taşeron istihdamının esas haline getirildiğini, bunun da sistemi çok zorladığını ifade etti. Taşeron uygulamasının değişik nedenleri olduğunu, en önemli nedenlerden birinin de uygulanan ücret politikaları olduğunu ifade etti.
Personel Alım ve Görevde Yükselme Amaca Hizmet etmiyor
Sözlerine “Personel uygulamalarındaki en önemli sorunlardan bir tanesi de, uygulanan sınav sisteminden kaynaklanmaktadır. Mevcut sınav sistemi, belediyelerin merkezi yerleştirme ile memur alınmasının önünde en büyük engel olarak durmaktadır. Bu nedenle, KPSS puanından sonra yürürlüğü Danıştay tarafından durdurulan İtfaiye ve Zabıta personeli alımına yakın bir sistemin getirilmesi zorunludur. Belediyeler, kendilerinin seçme insiyatifi olmadığı için merkezi sistemle memur talep etmemektedirler” şeklinde devam eden Memiş, en önemli diğer bir sorunun da standardı tam olarak oturtulamayan görevde yükselme uygulaması olduğunu gerekçeleriyle ifade etti.
Büyükşehirlerin 6360 Sayılı Kanun Sorunları
Büyükşehirlerde, personel istihdamı konusunda yaşanan sorunların Devirden ve Alanın Büyüklüğünden kaynaklanan sorunlar olduğunu ifade eden Memiş, “6360 sayılı Kanun gereğince yürütülen Devir Tasfiye ve Paylaştırma İşlemlerinin, belediyelerin gerçek ihtiyaçları göz önüne alınarak yapılamamıştır. Kanun yürürlüğe girdikten sonra, Bakanlık bununla ilgili uygulama esasları veya bu yönde bir düzenleme yapmadığı için, başından sonuna kadar, ilgili komisyonlar kendi öngörüleri çerçevesinde ve her ilde farklı olabilecek uygulamalar yürütmüşlerdir. Öncelikle kapanan belediyelerin personelinden, hangi birimde olduğuna bakmadan ve analiz etmeden su, kanalizasyon gibi büyükşehirin görev alanına giren işlerde çalıştığı beyan edilen herkes büyükşehir belediyelerine devredilmiştir. Bunun yanında ilçe belediyelerinin birçoğu 6360 sayılı Kanunu bünyelerinde bulunan personellerinden kurtulma aracı olarak görmüş, sadece devre konu olan personeli değil, bunun dışında başka birimlerde çalışan bir çok personeli de Valiliklere bildirmiş ve bunların büyükşehir belediyesine devrini sağlamıştır. Özellikle yeni kurulan büyükşehir belediyelerinde, teşkilatlanma bulunmadığından devre konu edilen personelle büyük sıkıntılar yaşanmıştır. Birçoğu işe gelmeden maaş alır duruma düşmüştür. İhtiyaç veya norm fazlası bildirilenlerden hiçbir şekilde verim alınamamıştır." şeklinde konuştu. Sözlerine Büyükşehir Belediyeleri ile Su ve Kanalizasyon idarelerinin il ölçeğinde nasıl teşkilatlanacağı konusunda uygulamada birlik olmadığının görüldüğünü, tüm ilçelerde yürüteceği hizmetlere ilişkin olarak hizmet birimleri oluşturacak olan büyükşehir belediyeleri ve su ve kanalizasyon idarelerinin hangi düzeyde teşkilatlanacağı, ilçelerdeki hizmet birimleri arasında koordinasyonun nasıl sağlanacağı konularında da hukuki düzenlemelerde boşluklar mevcut olduğunu belirten Memiş, “Özellikle, büyükşehir belediyelerinin, merkezden planlanması mümkün olmayan hizmetlerinin yürütülmesinde birimlerin nasıl koordine edileceği konusunda düzenleyici bir çalışma yapılması zorunludur. Bazı büyükşehir belediyelerinin ilçelerde yürütülecek hizmetlerde birimler arasında koordinasyonu sağlamak amacıyla, Daire Başkanlığı düzeyinde bir çalışma yaptığı, bazılarının ise ilçelerde şube müdürü düzeyinde bir çalışma yaptığı veya oradaki bir memuru koordinasyonla sorumlu ve yetkili tuttuğunu görüyoruz. Burada bir düzenleme ile sistemin oturtulması, ilgili birimlerin bağlı oldukları daireler ile ilişkileri noktasında koordinasyonla görevlendirilen yetkililer arasındaki işleyişin nasıl olacağı net bir şekilde ortaya konmalıdır. Kısacası, hizmetlerin ve teşkilatların ilçelerde koordinasyonunun nasıl sağlanacağı konusunda detaylı bir çalışma yapılmasında fayda vardır”
Devir Tasfiye ve Paylaşım Temel Şikayetler Arasında
Memiş, toplantının sonunda yaptığı değerlendirmede toplantıya katılanların temel olarak Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonlarının icraatlarından şikayetçi olduğunu gözlemlediği belirterek, “Birçok sorun, ilçe belediyeleri ile büyükşehir belediyeleri arasında sorun olmaya devam etmektedir. Bu nedenle, söz konusu komisyonların büyükşehir belediyeleri ve ilçe belediyelerinin etkin katılımı ile süresinin uzatılarak yıl sonuna kadar görev yapmaları sağlanmalıdır. Yaşanan bir başka sorun olarak alan, cadde, meydan, yeşil alan ve benzeri alanlarda ilçe belediyeleri ile büyükşehir belediyeleri arasındaki görev, yetki ve sorumluluk alanlarının belirlenmesi olarak görülmektedir. Bu konuda, objektif kriterlere dayalı bir yasal düzenlemenin yapılması zorunludur” şeklinde konuştu.
Editör: TE Bilisim