CBÜ REKTÖRÜNDEN FERDİ UZUN'A ÇOK ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR

Her ne kadar etrafındakiler tarafından ciddi ve sert biri olarak tanımlansa da o bunca yılını eğitime ve çok değer verdiği öğrencilerine adamış biri… 78’lerin siyasi buhranından üniversitede öğretim üyeliğine ve sonrasında rektörlük! Evet, Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ)’nün çiçeği burnunda rektörü Prof. Dr. Kemal Çelebi’den söz ediyorum. Manisa ve CBÜ aşığı olan Çelebi, CBÜ’nün fiziki imkanlarından dert yansa da “Öğrencilerle bir arada olup onlara bilgi ve tecrübelerimi anlatmak benim için en büyük mutluluk” diyor. Çelebi’nin hedeflerinden biri ise kopuk olan kent ve üniversiteyi birleştirip klasik rektör anlayışından uzaklaşarak şehirdeki herkesin CBÜ’nün rektörünü tanıması.   Kemal Çelebi nasıl biridir? Kemal Çelebi, okumayı seven, Manisa’yı seven ve en önemlisi insanları seven biridir. Gençliğiniz nasıl geçti? Geçliğimi ve çocukluğumu dolu dolu yaşadım. Bir genç neleri yaşaması gerekiyorsa onları yaşadım. Top da oynadım, mahalle kavgalarına da karıştım. Gençliğim daha ziyade siyasi bir ortam içinde geçti. Bizim gençliğimiz aktif olarak siyasetin içinde yer aldı. 78 kuşağı olarak siyasetin içerisinde Türkiye’nin meselelerine kafa yorduk. Türkiye’nin geleceğini tartıştık, konuştuk. Bu doğrultuda bir mücadelenin içerisinde oldum. Neden rektörlük? Bu benim özellikle talip olduğum bir görev değildir. Arkadaşlarımızın teklifi ve Allah’ın da nasibiyle geldiğim sorumluluğu ağır bir emanettir. Siyasete girmeyi düşündünüz mü? Siyasete girmeyi pek düşünmedim. Üniversitede göreve başladıktan sonra çok mutlu olduğum sevdiğim; okumak, yazmak, araştırmak gibi bir işi yaptım. Bu ülkenin pırıl pırıl gençleriyle sürekli beraber olmak daha önemliydi. Bundan daha büyük bir mutluluk hiç olmadı. Hocalık çok güzel bir hizmet alanı. Siyasi alanda da elbet hizmet etme durumu var ama ben gençlerle birlikte olmayı onlarla iç içe olmayı bilgilerimi fikirlerimi tecrübelerimi onlarla paylaşmayı, onları dinlemeyi önemsedim. Bunlar da benim için yeterli oldu. Sizce CBÜ için geç kalınmış husus nedir? Geç kalınmış husus, fiziki ve teknik yapılanmanın tam olarak gerçekleştirilememiş olmasıdır. Bu konuda çok geç kalınmıştır. Üniversitenin birimleri çok dağınık ve mevcut birimlerimiz de olması gereken kalite ve yeterlilikte değil Mersin’de Özgecan olayı Ege’de Fırat Çakıroğlu’nun ölümü; sizce üniversitelerdeki sorunlar nedir? Özgecan kızımın olayı bizi çok üzdü. O biraz daha kriminal bir vaka ama özellikle üniversite öğrencilerinin ulaşımdan yararlanması bakımından bizi ilgilendiriyor. Ege’de yaşananlar ise siyasi boyutlu bir olay. Türkiye’yi karıştırmak isteyenler her zaman üniversite gençliğini kullanmak istemiştir. Bizim dönemimizde her gün birçok canlar yitiriliyordu. Geriye dönüp baktığımızda bunun bir provokasyon olduğunu fark ettik. Şimdi de üniversite gençliğinin uyanık olması. Bu konuda bize de sorumluluk düşüyor. Onlara sahip çıkma, onları uyarma konusunda. Üniversitelerde bu tür olaylar yaşanmadan önce gerekli tedbirleri, üniversite olarak, emniyet olarak almak gerekiyor. Üniversite öğrencileri kesinlikle uyanık olsunlar. Farklı düşünceler ve görüşler olabilir. Ama bunu medeni bir çerçevede oturmalıyız ve konuşmalıyız.  Kesinlikle bir başkasının canına kas eden herhangi bir görüş düşünce saygıyı hak etmez.     Sizce CBÜ’nün güvenliği yeterli mi? Şuan bizim üniversitemizde bu tür olayların yaşanması konusunda bir düşüncem yok. Elbette bizim öğrencilerimizde de çok farklı düşüncede olanlar var. Ama ben hepsinin gayet muktedir, dikkatli ve uyanık olduğunu gözlemliyorum. Güvenlik önlemleri noktasında da emniyetle sürekli irtibat halindeyiz. Olayı, tahrikleri ve provokasyonları önceden haber alma ve ona göre gerekli tedbirleri sağlama noktasında irtibatlarımız sürekli vardır. Üniversiteye girişte tabiri caizse elini kolunu sallayan giriyor. Bu konuda nasıl bir yol izleyeceksiniz? O yönde çalışmalarımız var. Girişi çıkışları engellemeden ve zorlaştırmadan güvenlik tedbirlerini elbette arttırmalıyız. Şuan da mevcut rektörlük binasına giriş çıkışlarda bile yeteri kadar güvenlik tedbiri oluşturulmuş değil. Bu konuda çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bunun zorlukları da var. Giriş ve çıkışları süre bakımından uzatabiliyor. Araç kuyrukları da oluşabilir. Bunları da en aza indirerek tedbirleri arttırmak durumundayız elbette. Kentin üniversiteye bakışını nasıl görüyorsunuz? Kentin üniversiteden beklentileri var. Üniversitenin kendi üniversitesi olduğunu hissetmek ve görmek istiyor. Genelde üniversitemize bakış olumlu yönde ama üniversitenin yeteri kadar kendisine yaklaşmadığı kanaati var Manisa’da. Üniversite öğrencisinin Manisa’ya katkısı ne yazık ki düşük. İzmir’e bu kadar yakın olması, diğer taraftan da bu ulaşım probleminin çözülmemiş olması üniversite öğrencisinin her bakımdan Manisa’ya katkısını en aza indiriyor. Bu konun karşılıklı görüşülüp konuşulması gerekiyor Öğrenciler genelde CBÜ’de sosyal etkinliğin az olduğunu söylüyor. Aynı fikirde misiniz? Bu öğrenci bakış açısıdır. Ama biz belli etkinlikleri yapıyoruz. Tabi ben göreve yeni geldim. Geçmişte yapılanlar var. Öğrencilerimiz ne bekliyor, ne istiyor? Düzenlediklerimiz etkinlikler aslında var. Bahar şenliklerimiz var. Onun dışında ara ara yapılan etkinlikler var. Onlar muhakkak bu beklentilerinde haklılardır. Biz üniversite olarak onlara üniversitede okuduklarını her zaman hissettirmek durumundayız. Bu sadece derslerle olmuyor. Bu tür faaliyetlere de onların talepleri doğrultusunda ağırlık vermek durumundayız ve veririz de. Öğrencilerin eksik gördüğü bir konuda eylem yapmasını nasıl karşılarsınız? Usulüne uygun, doğru uslüp kullanılarak saygı çerçevesinde olursa bunu anlayışla karşılarım. Kimse eleştirilmez değildir. Kimse hatadan masum değildir.   BESYO ve Demirci Eğitim Fakültesi kampüse taşınacak mı? BESYO’nun da buraya şuanda gelmesi söz konusu değil. O yönde bir çalışmamız yok. Şehir içinde olması bence daha önemlidir. Çünkü şehre de hitap ediyor. Aynı şekilde ilahiyat fakültesini de kampüse getirmeyi pek düşünmüyorum. Bu fakültenin de şehre dönük yüzü var. Demirci Eğitim Fakültesi Demirci’de kalır. Buna Demircililer de müsaade etmez. Çünkü Demirci’yi ayakta tutan Eğitim Fakültesi’dir. Üniversitenin bulunduğu alan dağlık. Buralar sizce nasıl değerlendirilmeli? Bir dağının eteğini oluşturması bence bizim kampüsümüzün bir avantajıdır. Düz bir alanda olmak yerine böyle bir alan üzerinde ve çok güzel bir Manisa ve Spil manzarasıyla çok güzel bir konuma sahip. Spil’e ben dumanlı dağ diyorum. Bu alan içinde öğrencilerin sosyal, sportif ve kültürel aktiviteleri için gerekli alanları oluşturabilirsek burası öğrenciler için keyif alınır, yaşanılır ve kolay vazgeçilemeyecek bir kampüse dönüşebilir. Zaten bu konuda da eksikliklerimiz var. Mevcut belediyelerin üniversite ile olan ilişkilerini nasıl buluyorsunuz? Çok pozitif görüyorum. Belediye başkanları üniversiteye çok pozitif bir yaklaşım içerisindeler. Üniversiteyi sahipleniyorlar. Bu beni fazlasıyla memnun ediyor. Şehir ve üniversitenin kaynaşması için nasıl bir yol izleyeceksiniz? Ben daha çok şehre, insanlarımızın arasına katılmalıyım diye düşünüyorum. Üniversitenin rektörünü bu şehir daha sık görmeli. Kendi arasında, kendi içerisinde görmeli ve dolayısıyla kendisine yakın olduğunu hissetmeli. Üniversitenin kendisine uzak olmadığını benim şahsımda görmeli. Ben bunu şahsen göstermeliyim. Manisa ve üniversite ile ilgili düşüncelerimi açık ve samimi bir şekilde ifade etmekten hiçbir zaman çekinmeyeceğim. Klasik bir rektörlük yapmayacağım. Yeri geldiğinde üniversite olarak kendimizi de eleştireceğiz yeri geldiğinde şehirde varsa gördüğüm yanlışlıklar, kimseyi hedef almadan kimseyi rencide etmeden samimi olarak düşüncelerimi Manisa ile Manisalılarla paylaşacağım. Hangi üniversiteyi kendinize örnek alıyorsunuz? İlk tercihlerin yapıldığı üniversiteler bizim de model olarak örnek aldığımız yararlanmak istediğimiz okullardır. Nedir bunlar: ODTÜ, Boğaziçi, İTÜ gibi okullardır. CBÜ’nün de bu yarışa girmesi için gayret edeceğiz. Girecektir, girmeli. Biz kadro olarak güçlüyüz. Ama mevcut malzemeyi şimdiye kadar çok doğru kullanamadık. Ulaşım için Cengiz Ergün ile görüşmeler yapıldı. Alınan kararlar ulaşımı rahatlatır mı? İlk etapta bir nebze de olsa bizim sıkıntılarımızı giderir. Bu önemli diye düşünüyorum. Yine Cengiz beyin üniversitemize verdiği değeri gösteriyor. Konuyu sahiplendiğini göstermesi bakımından önemlidir. Sorunun kalıcı olarak çözümlenmesi için buradaki kooperatiflerin disiplin altına, denetim altına alınması ve kalıcı kesin çözüm ise buraya toplu taşıma sistemi, bu hafif raylı sistem olur ya da Cengiz beyin ifadesi ile trombüs şeklinde bir yaklaşımla olur. Genelde rektörler öğrencilerle bir araya gelmez. Bu sizin için de geçerli mi? Ben öğrencilere her zaman yakın olmuşumdur. Öğretim üyeliği görevlerimde onlara hep iç içe olmuşumdur. Onları dinleyip onlara değer vermişimdir. Onların yerine kendimi koymuşumdur. Her zaman empati yaparım. Fırsat buldukça onlarla beraber olmayı arzu ederim. Açılması acil olan fakülteler var mı? Şuan itibarıyla açılması acil olan fakülte yok. Ama faaliyete geçecek olan fakültelerimiz var. Bunlar: Diş Hekimliği, Mimarlık Tasarım Fakültesi, Akhisar Tarım Bilimleri ve Teknoloji Fakültesi, Salihli İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’dir. Bizim acil olarak yapmamız gerekenler, mevcut fakültelerimizdeki problemleri, sorunları, her türlü fiziki sorunu ve personel sorununu en kısa zamanda çözmektir. Kemal Çelebi günde kaç saat çalışır? 15 saat çalışıyorum Etrafınızdakiler sizi nasıl tanımlar? Ciddi, biraz sert ve prensip sahibi olarak beni tanımlarlar. Sizce öğrenciler CBÜ’den memnun mu? Ben memnun olmalarını arzu ederim. Tabi bu noktada bir anket yapmak gerekiyor. Ama sosyal medyada okulumuzla ilgili yer yer olumlu ve olumsuz bir şekilde düşüncelerini ifade ettiklerini biliyorum. Fiziki alt yapı, ulaşım ve barınma gibi eksikliklerin olması olumsuz düşüncelere yol açıyor. Yoksa öğrencilerimiz, okulumuzun verdiği eğitim öğretimden memnunlardır. Ekibinizi belirlerken neyi belirliyorsunuz? Aynı prensipleri benimseyip benimsemediğimize, aynı şekilde üniversiteye yaklaşıp yaklaşmadığımıza baktım Sizce CBÜ’nün bütçesi yeterli mi? Tabi kimse bütçenin yeterli olduğunu söylemez. Yapmamız gereken çok yatırım var. Yatırım ödeneklerimizin büyük bir kısmı iktisat ve mühendislik fakültelerin inşaatlarına gidiyor. Onun dışındaki ödeneklerimiz de zaten ağırlıklı olarak cari harcamalarla ilgili ödenekler oluyor. Diğer üniversitelerle hemen hemen aynı bütçelere sahibimiz. Önemli olan bu parayı doğru kullanmaktır. Yerel kaynakları da harekete geçirmemiz gerekiyor. Oturup bütçemiz yetersiz deyip böyle bir mazeretin arkasına sığınmak yerine ne yapabilir nasıl yapabiliriz bunu araştırmalıyız. Uslular arası ilişkilerde üniversitenin durumu nedir? Şuan yeterli olduğunu söyleyemeyiz. O konuya ben şahsen önem veriyorum. Uluslarası boyu ön plana çıkmış bir üniversite mesela bu ne olabilir: yabancı öğrenciler olabilir. Ege’de en düşük yabancı öğrenci sayısı bizde. Uşak bile bizim önümüzde. Bunun dışında öğretim üyesi ve öğrenci hareketliliği bu önemlidir. Dışarıdan buraya gelinmeli. Bizim öğrenci ve öğretim görevlilerimiz dışarıya gitmeli. Uluslar arası bilimsel çalışmaları gerçekleştirmeliyiz. Bilimsel araştırma ve proje üretme de CBÜ’yü Türkiye sıralamasında nasıl görüyorsunuz? İyi bir noktada değiliz. Daha iyi bir noktada olmalıyız çünkü bu potansiyele sahibimiz. Bunun için akademik insan kaynaklarımızı doğru yönlendirmemiz, motive etmemiz, teşvik etmemiz ve desteklememiz gerekiyor. İletişim Fakültesi açılması gündemeydi. Bu konu hala gündemde mi? Şuanda gündemimizde hiç yok. Çok sayıda fakülte açmak yerine mevcutlarını iyileştirmek, eğitim öğretim kalitesini yükseltmeye önem veriyorum. Ama zaman içerisinde olabilir.