-Aaaaa buraya kadar bununla mı geldin?
Bir başka biri.
-Çok iyi ama yaaa.
Bir diğeri.
-Devamlı kullanıyor musun?
Başkası.
-Ben de alacağım.
Son cümle ekseri bu oluyor ‘Ben de alacağım.’ Ufaktan ufaktan yönetim kurulu, arkadaş, dost toplantılarına gitmeye başladım bisiklet ile. İyi de oluyor. Biraz da bizim otopark yani Karaköy otoparkı bakıma alındı ondan dolayı, her halde 15 güne biter. Hal böyle olunca arabaya yer bulunca kıpırdatmıyorum. Geçenlerde arabayı kullanmam icabetti beyaz araba gri olmuş kapısını tutamadım ceketimin eteklerini topladım da bindim. Trafik durdursa haklı ne rengi belli ne görüş açısı net. Eğitim öyle böyle oluyor da! ‘otopark şart.’ Yok mu? Var. Kullanılıyor mu? Arabanın rengi değişiyor, onunla da kalmıyor sağı solu çiziliyor, bazen yamuluyor ama yine de otoparkın kapısına kadar gelip kapının önüne park ediyoruz içeriye girmiyoruz. Kullanmıyoruz. Üç yıkama parasına bir aylık otopark. Kaporta doğrultmasına bir yıllık abonelik.
Yakında elektrikli otobüsler toplu ulaşımda kullanılacak. Uçak uçak. O kadar rahat. Telefonunu şarj et oturduğun yerden, al kitabını geç arkaya bak keyfine. Gittiğin yerde park yeri arama derdi yok, stres yok, trafik canavarı yok, magandası hiç yok. Ne çakarı ne sireni var ama tercihli yolu var. “Oğlum 5 numara ne zaman gelecek” Bak telefonuna (zaten elinde) “Beş dakka sonra teyzecim.” Şak, beş dakika sonra elektrikli bısss kapıyı açıyor sana doğru reverans yapar gibi eğiliyor. B uyrun der gibi. Trafiğe girmek yok. Konfordan rahatsız mı oldun, keyfini mi kaçırdılar ara büyükşehir ulaşım işlerini.
Özel arabanla gidiyorsun biri çarptı. “Bırak gideyim” “Olmaz, sen git, gitmem.” Trafik rapor, sigorta anafor ne uğraşacaksın. Bir başka lüksünüz daha var elektrikli otobüsün önünde bisiklet askılığı var. Durağa kadar gel veya yoruldun bi durakta otobüsü bekle koy bisikleti askılığa. İneceksin, sol sinyal yok bas kırmızı ineceğim düğmesine (parmaklar cep telefonundan zaten alışık tıklamaya) otobüs duruyor bisikleti al askılıktan başla pedallamaya. Bundan güzeli şam da kayısı veya bundan konforlusu Manisa Büyükşehir Belediyesi elektrikli otobosu.
Cuma günü Cumhurbaşkanı geldiğinde: Doğu, Cumhuriyet, M.Kemalpaşa caddeleri çarşıda yollar, caddeler boşaltıldı, üç büyük otopark tam otomatik de dahil onlarda boşaltıldı, karaköy otoparkı zaten tadilatta. Ama hiç bir arabayı üst üste görmedim. Bu kadar araba nereye gitti? Üstelik otoparklar da kapalıydı.
Arabanıza ihtiyaç var düğüne derneğe gezmeye gideceksin. Otopark evinize uzak mı? Atla bisiklete otoparka kadar pedalla bırak bisikleti al arabanı. Evde hanım hazırlanıp kapıya çıkıncaya kadar bekleme stresin yok. Bisikletle otoparka gittin gevşedin, bütün gülücükler dudaklarında, mutluluk rüzgarları bedenini sararken, heyecan, neşe. Benlik kimlik bi kenarda. Arabayı alıp evin önüne geldin hanımınız daha bi güzel gözükecek inanın. Neden? Kapıdan çıkmayı bekledin sıkıldın, araba toz toprak içinde utandın, veya uzağa parkettin yürü yürü; üşüdün, ıslandın, terledin dört mevsim sıkıntı, bir de sürttürmüşler gel de keyifli ol. Bi kantar surat ne o düğüne gidiyorsun. Kaşlar çatık arabada çoluk çocuk babam haşlayacak diye pusmuş ne o seyahate çıkıyorsun. Asabiyetin duvarlarını tırmanırken toplantıya giriyorsun ne konuşacağın hatırında ne üyeler ile diyaloğun ayarında.
Bir üye gülüyor bisikleti var. Bir başkası düğünde kuğu gibi uçuyor dans ederken düşünüyorsun uzak yakın dememiş bisiklet ile otoparkı var. Seyahatte yanından geçen bisikletleri bagaja asılmış arabada, çoluk çocuk herkes gülücükler atıyor mutluluk selamı veriyorlar size, asılmış yüzünüze. Neden diye düşünüyorsun. Arabasında bisikletleri var.
Bisiklet sükûnet demek, bisiklet huzur demek, bisiklet insancıl olmak, sevecen olmak, selamlamak demek. Yolda kalana yardıma koşmak. Neşe kaynağı, beden sağlığı, ruh dinginliği, eksersiz, spor, rahatlama, farklı olmak, kentli medeni, komşuna komşu olmak demek.
Anlatmayayım bisiklet kullandığınızda farkına varacaksınız doğru söylediğimin. Yaa adam bisikletiyle karşı yolda sen de bisikletinle bu tarafta gidiyorsun selam vermek için sesleniyor, el sallıyor. Torunlar iki bisikletli gördü mü, gülerek “Dede bunlar senin arkadaşın mı” diyorlar.
Ben her hangi bir araçtan el sallayıp selam vereni son olarak Avrupa’da görmüştüm, şimdi bisikletlilerde.