İYİ Parti’nin uyuşturucu ticaretinin siyasi bağlantıları araştırılsın önergesi Meclis’te reddedildi İYİ Parti’nin uyuşturucu ticaretinin siyasi bağlantıları araştırılsın önergesi Meclis’te reddedildi
İzmir'de, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimi gecesi sela okuduğu için darp edilen emekli müezzin Mehmet Kuzgun, darbe girişiminin dördüncü yılında o kara geceyi anlatarak, 15 Temmuz’un unutulmaması gerektiğini vurguladı. Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişiminde bulunduğu 15 Temmuz gecesi İzmir Narlıdere Kutlu Yalvaç Camisi'nde sela okuduktan sonra 3 kişi tarafından darbedilen müezzin Mehmet Kuzgun, o gece yaşananları anlattı. Hain darbe girişiminin önlenmesinin ardından devlet övünç madalyası ve gazilik beratı da alan Mehmet Kuzgun, bir süre daha görev yaptıktan sonra emekli olarak memleketi Manisa’ya yerleşti. Evinde İHA’ya özel açıklamalarda bulunan Kuzgun, “15 Temmuz gecesi bize saat 01.00 sıralarında memleketimizde darbe girişimi olduğunu söylediler. Diyanet İşleri Başkanımızdan talimat geldi. Darbenin önlenmesi amacıyla sela verilmesi istendi. Biz de o gece camiye giderek saat 01.40 sıralarında sela verdim. Sela verdikten sonra dışarıya çıktım. Caminin hemen önünde 3 kişi vardı. Bana ‘ne yapıyorsunuz’ diye sordular. Ben de ‘darbe yapılıyor, darbeyi önlemek için biz de sela veriyoruz. Bize Cumhurbaşkanımızdan, Diyanet İşleri Başkanımızdan verilen emri yerine getiriyoruz’ dedik. Onlar da bana ‘Siz bu darbeyi önleyemezsiniz, biz bu darbeyi yapmaya devam edeceğiz. Biz darbe için buraya geldik’ dediler. Biz de ‘hayır bu darbe önlenecek. Biz bu vatan için yaşıyoruz. Kanımızın son damlasına kadar vermeye hazırız’ dedik. Bir anda erkek olan benim boşluğuma yumruk vurdu. Nefessiz kaldım. Eğilince kadının elinde kaldırım taşı vardı. O taşla benim sırtıma vurmaya başladı. Çok fazla darbe aldım. Her tarafım çürüdü. Gözlüklerim kırıldı, kan içerisinde kaldım. Hazırlıksız yakalandım. Zaten bizde kadına el kalkmaz. Kadınlar bizim başımızın tacı, bizlerin anneleridir. Bu yüzden kadına el kaldırmadım. Sonradan evime doğru giderken tekrar yakaladılar ve darp ettiler. O gece biz Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesine gittik. Film çekildik. 10 gün işgöremez raporu aldım. Daha sonra davacı olduk. Mahkemede ‘Hocamıza laf söylemedik. Sadece itişme oldu’ dediler ama işin aslı öyle değildi. Gelip özür dilediler. Sadece Mehmet Kuzgun’dan özür dilemek değil bu iş. Caminin camlarını kırdılar. Burası Allah’ın mescitleridir.Bu camların kırılması dahi tüm Müslümanlara darbedir. Yine aynı durumla karşılaşsam, sancağımıza, vatanımıza, bayrağımıza kanımın son damlasına kadar vermeye hazırız” dedi. “Bir karış toprağımızı kimseye nasip etmeyiz” 15 Temmuz hain darbe girişimi gibi bir gecenin tekrar yaşanması halinde hiç düşünmeden yine sela okuyacağını vurgulayan Kuzgun, “Nasıl ecdadımız son damlasına kadar canını bu topraklar için verdiyse bugün biz de canımızı veririz. Bir karış toprağımızı kimseye nasip etmeyiz” diye konuştu. İzmir’deki bazı camilerden müzik yayını yapılması İzmir'deki bazı ilçelerde bulunan camilerin hoparlörlerinden müzik yayını yapılmasını da tepki gösteren Kuzgun, “Bunlar gerçekten Müslümanlara yapılmış büyük bir darbedir. Gerçekten Allah'ın evlerine, Allah'ın mescitlerinde böyle müzik söylenmesi çok kötü bir şeydir” ifadelerini kullandı. Olay 15 Temmuz gecesi gerçekleştirilen darbe girişimiyle birlikte Diyanet İşleri Başkanlığının duyurusuyla tüm camilerden birlik ve beraberlik çağrısı anlamına gelen selalar okundu. İzmir’de okunan seladan rahatsız olan 3 şahıs Narlıdere Yalvaç Camisi’ne geldi. Biri erkek 3 kişi camide sela okuyan caminin müezzini olan Mehmet Kuzgun’la tartışmaya başladı. Gelen kişilerden elinde taş olan bir kadın cami girişindeki camı kırdı. Daha sonra müezzin Kuzgun’a saldırdı. Bu anlar ise caminin güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı. Mehmet Kuzgun, saldırganlardan kaçmak isterken tekrar yakalanıp darp edildi. Saldırganlar camiden uzaklaşırken müezzin Mehmet Kuzgun, yardıma gelen diğer vatandaşlar ile birlikte hastaneye giderek tedavi oldu ve darp raporu alarak saldırıyı gerçekleştirenlerden şikayetçi oldu. 7 Ekim 2019 tarihinde sonuçlanan davada mahkeme heyeti, sanıklar İlknur F.'yi kamu görevlisine hakaret ve ibadethanelere zarar verme suçlarından toplamda 2 yıl 6 ay 15 gün hapis cezasına çarptırdı. Diğer sanık Adil C. basit yaralama suçundan 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılırken, Pınar D. ise suçlamalardan beraat etti.

Editör: TE Bilisim