Manisa’da 2017’nin son gününde Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Manisa Şubesi tarafından tarihi Rum Mehmet Paşa Bedesteninde Mekke’nin ve Kudüs’ün Fethi programı düzenlendi. Programda konuşan eğitimci yazar Mustafa Akkuyu, “Bizler Noel Baba’yı değil, Hoca Nasreddin’i, Akşemseddin’i, Yunus Emre’yi, Seyit Çavuş’u ve Erbakan Hocamızı çocuklarımıza örnek olarak anlatmalıyız. Çünkü biz havada hayali geyikleriyle dolaşan Noel Babanın değil, karadan gemileri yürüten Sultan Fatih’in evlatlarıyız, Sultan Fatih’in nesliyiz” dedi.
Manisa’da Mekke’nin Fethinin 1387’nci yılı AGD Manisa temsilciliği tarafından tarihi Rum Mehmet Paşa Bedesteninde düzenlenen Mekke’nin ve Kudüs’ün Fethi programı ile kutlandı. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan gecede sinevizyon, kum sanatı gösterileri ile Ahmet Aksoy tarafından ilahi ve ezgiler seslendirildi.
Programın açılış konuşmasını yapan AGD Manisa İl Başkanı Hüseyin Eroğlu, “Kâbe, yeryüzündeki bütün Müslümanların kıblesidir. Mekke şehirlerin anasıdır. Biz şehirlerin anası Mekke’nin fethinin önemini özellikle genç nesle her yıl tekrar tekrar hatırlatmak gerektiğine inanıyoruz. Mescidi Aksa, ilk kıblemizdir. Kudüs, Mekke’den sonra yeryüzünde en eski şehirdir. Etrafı bereketlendirilmiş topraklardır. Peygamberler şehridir. İstanbul’u, Diyarbakır’ı, Kudüs’ü, Mekke’yi birbirine bağlayan ruh fetih ruhudur. Bugün Kudüs işgal altındadır. 100 yıllık bir işgal var ve bu işgalin devam ediyor oluşu canımızı yakıyor. Filistin’in işgal altında oluşu, Suriye’deki iç savaşın bitmemiş oluşu, Yemen, Arakan ve diğer İslam coğrafyasındaki gelişmeler canımızı yakıyor. Bütün bu işgallerin, çatışma ortamının, sebebi en başta İslam coğrafyasının parçalanmışlığıdır. Bu parçalanmışlık üzerimizdeki sorumluluğu daha da artırıyor. Genç nesiller mutlaka fetih kavramını anlamalı, fetih ve işgal arasındaki farkı bilmeli, fetih aşkıyla yaşamalıdır” dedi.
Programda neden yılbaşında Mekke’nin fethinin kutlandığına açıklık getiren eğitimci yazar Mustafa Akkuyu, “Hüsranda olan insana ve hüsranda olan insanlığı kurtaracak olan değerler hep aynı değerlerdir ve bu değerler insanlığın değişmez değerlerinin diğer adı olan İslam’dır. İnananların yaşadığı coğrafyalar sadece topraklarıyla değil, zihinleriyle de işgal altındadır. Bugün milyonlarca insan farkında olarak veya olmayarak kendisine ait olmayan bir yaşam biçimine sürüklenmektedir. Geçmiş zamanlarda sıradan masum kutlamalar gibi gözüken bu organizeler bugün artık bir ideoloji haline gelmiştir. Noel’le birlikte adeta haramların meşruiyeti söz konusu olmaktadır. Kazanma hırsını tek yol olarak gören bu ideoloji mensupları için alkol sonucu kazalar olmuş, insanlar ölmüş, kumar sonucunda ocaklar sönmüş hiç önemli değildir. Zaten onların medeniyeti bu kaynaklarla beslenmektedir. Bu ideoloji mensupları insanın mana boyutunu ortadan kaldırıp insanı maddeleştirmekte ve insanı fiyatı olan bir eşya muamelesine tabi tutmaktadır. Maddeleşen insan değer değil, fiyat üretmeye başlamaktadır. Eşya konumuna gelmiş olan bu insana sunulan hayatta ister istemez yemekhane, yatakhane ve abdesthane arasında hortum olmaktan ibarettir. Bu akşam Batı medeniyeti Noel’i niçin kutluyor biliyor musunuz? Noel’in ilk başlangıcı dağılmış ve dinlerinden kopmuş olan Hıristiyanlar için tekrar bir heyecan oluşturmak ve onları bir araya getirmek için yaygınlaştırılmıştır. Yılbaşının biz Müslümanlar için resmi ve milletlerarası bir takvim başlangıcı olmaktan başka kıymet ve ehemmiyeti yoktur. Dolayısıyla bu kutlamalar Batı’yı körü körüne taklitten başka bir şey değildir. ‘Kim hangi millete benzerse ondandır’ hadisi mucibince aslımızı inkar etmektir. Noel Baba karakteri kapitalizmin oyuncağı olduğu gibi emperyalizmin simgesidir. Hediyelik eşya sektörüne milyonlarca dolar kazandıran Noel Baba kapitalizmin oyuncağı olduğu gibi Üstat Necip Fazıl’ın deyimiyle ‘Haçlı seferlerinden kalma bir kılıç artığıdır’ O zaman kılıçla giremediği yerlere şimdi beyaz sakalıyla saygılar ve sevgiler dağıtarak girmeye çalışmaktadır. Üstelik en can alıcı noktamızdan kucağında getirdiği oyuncaklarla çocuklarımızdan başlamaktadır. Bizler Noel Babayı değil, Hoca Nasreddin’i, Akşemseddin’i, Yunus Emre’yi, Seyit Çavuş’u ve Erbakan Hocamızı çocuklarımıza örnek olarak anlatmalıyız. Çünkü biz havada hayali geyikleriyle dolaşan Noel Babanın değil, karadan gemileri yürüten Sultan Fatih’in evlatlarıyız, Sultan Fatih’in nesliyiz” şeklinde konuştu.
Mekke’nin Fethi’nin 31 Aralık’a denk gelmemesine rağmen 31 Aralık’ta kutlandığı için eleştirenlere de yanıt veren Akkuyu şunları söyledi: “Bu programlar asılsızdır gibi ifadeler olayın özünü kavrayamamaktan ibaret, şuursuzca söylemlerdir. Çünkü bu programlar, şerrin karşısına hayrı, batılın karşısına Hakkı ikame programlarıdır. Dolayısıyla bu programların bu akşam kutlanmasına vesile olanlardan Rabbim binlerce kez razı olsun.”