TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Manisa Şubesi, 17 Ağustos 1999 Marmara Depreminin 26. yılı dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye’nin deprem gerçeğine ve ihmallerin yol açtığı tehlikelere dikkat çekti. Şube yetkilileri, “Depremler değil, ihmaller öldürüyor. Marmara Depreminde hayatını kaybeden yurttaşlarımızı saygıyla anıyoruz” dedi.
Açıklamada, Türkiye’de son yüz yılda 85 yıkıcı depremin yaşandığı ve yaklaşık 85 bin kişinin hayatını kaybettiği hatırlatıldı. Şube, nüfusun %96’sının deprem riski altında bulunduğunu ancak mevcut yapı stokunun büyük kısmının güvenli olmadığını vurguladı. Yetkililer, TBMM raporları ve Bakanlık verilerine göre 6 milyon civarı yapının riskli olduğunun tahmin edildiğini, ancak bunların hangileri olduğunun net olarak bilinmediğini belirtti.
TMMOB Manisa Şubesi, kentsel dönüşüm çalışmalarını da değerlendirdi. “2012’den bu yana tespit edilen riskli yapılardan yalnızca 238 bin civarı dönüştürüldü. Bu da toplam riskli yapıların yüzde 4’ü demek” ifadeleri kullanıldı. Ayrıca dönüşümlerin genellikle rant değeri yüksek bölgelerde yapıldığı, riskli bölgelerde çoğu yapının hala dönüşüm görmediği belirtildi.
6 Şubat 2023 depremleri ile ilgili olarak ise yetkililer, “Resmi rakamlara göre 50 binden fazla insanımız hayatını kaybetti. Yaklaşık 200 binden fazla bina ağır hasar aldı. Bugüne kadar vaat edilen konutların yalnızca yüzde 32’si teslim edildi” diye konuştu. Açıklamada, depremzedelerin hak ettiği konutların hala tamamlanmadığı ve altyapı hizmetlerinde eksiklikler bulunduğu ifade edildi.
Şube, depremlere hazırlıksızlığın önlenebileceğini, bunun için bilimsel bilgi ve mühendislik birikiminin yeterli olduğunu vurguladı. Yetkililer, “Depremler doğal; afete dönüşmesi tamamen insan kaynaklıdır. Siyasi irade ve yerel yönetimler sorumluluklarını yerine getirmeli, yapı denetimi ve kentsel dönüşüm süreçleri bilimsel ilkelere göre yürütülmelidir” dedi.
Son olarak, Manisa Şubesi temsilcileri, toplum yararını önceleyen bir kentleşme anlayışının önemini yineledi. Açıklamada, “Toplumun yaşam hakkı siyasal ve ekonomik çıkar hesaplarına kurban edilemez. Artık tek bir can bile kaybolmadan bilimin ve kamusal sorumluluğun rehberliğinde hareket edilmelidir” ifadeleri kullanıldı.