Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Türk Delegasyonu Üyesi, Edirne Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Akalın, konuşmasında Epstein davasına da dikkat çekti.Erdoğan DEMİR / EDİRNE (İGFA) -Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Türk Delegasyonu Üyesi, Edirne Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Akalın, Strazburg’da AKPM kış oturumunda ; Avrupa’da çocuk istismarı ve dünyayı etkileyen Epstein davasına dikkat çekerek dünyada yaşayan her çocuğun güvenliğinin ve refahının tartışılamaz öncelikler olduğuna dair birlikte hareket edilmesi için önerilerde bulundu.
Akalın’ın konuşmasında, Avrupa çapında çeşitli kurumlarda yaygın olan çocuk istismarı sorunu, son derece acil ve ahlaki öneme sahip bir konu olduğuna vurgu yaparak, "Halkın temsilcileri olarak, toplumumuzun en savunmasız üyeleri olan çocuklarımızın refahını ve güvenliğini sağlamak bizim ortak sorumluluğumuzdur. Raporda da belirtildiği gibi çocuk istismarı, kökleri gençlerimizi yetiştirmeyi ve korumayı amaçlayan kurumlara kadar uzanan derinden rahatsız edici bir gerçektir. Mağdurların fiziksel yaralanmalar, duygusal travmalar, düşük özgüven, zihinsel sağlık sorunları ve gelecekte güvene dayalı ilişkiler kurmada zorluklar yaşadıkları biliniyor. Hayatta kalanların çoğu aynı zamanda utanç, suçluluk ve ihanet duygusuyla da mücadele ediyor. Bu, sınır tanımayan, Avrupa'daki ve dünyadaki çocukları okullar, yetimhaneler, dini kurumlar ve son zamanlarda savaş bölgeleri gibi çeşitli ortamlarıda etkileyen bir sorundur" diye konuştu.
Çocuk istismarının belirli bir bölge veya ulusla sınırlı olmadığının bilinmesi önemli olduğunu belirten Akalın, konuşmasında şunlara dikkati çekti:
"Jeffrey Epstein'ın Amerika'da ortaya çıkan mevcut vakası, otuz yılda artan ve çok fazla genç kıza zarar veren bir dizi istismar hakkında yeni ayrıntılar sunuyor; bunun bir örneği. Çocuk istismarı, özellikle insan tacirleri ve istismarcılara karşı özellikle savunmasız ve kolayca erişilebilen çocuk göçmenler için, işbirlikçi bir müdahale gerektiren ulusötesi bir sorundur. Bu sorunu etkili bir şekilde ele almak için üç yönlü bir yaklaşım olmalıdır: 1 - Standartlaştırılmış Raporlama Mekanizmaları, 2 - Uyumlaştırılmış Yasal Çerçeveler, 3 - Önleyici Tedbirler ve Eğitim. Sonuç olarak çocuklarımızın geleceğini korumak, rahatsız edici gerçeklerle yüzleşmek ve kararlı adımlar atabilmekte yatıyor. Gelin hep birlikte, çocuklarımızın güvenliğinin ve refahının tartışılamaz öncelikler olduğuna dair güçlü bir mesaj verelim. Kurumlarımızdan çocuk istismarını ortadan kaldırmak ve her çocuğun güvenlik ve bakım ortamında büyüyüp gelişebileceği bir geleceğin yolunu açmak için ortak kararlılıkla birlik ve beraberlik göstermenin zamanıdır."