ANA MANŞET

Kanserlerin yüzde 30’unun temel nedeni: sigara!

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Muharrem Tokmak, akciğer kanseri ile sigara bağımlılığı ilişkisinin altını çizdi. İşte haberin detayları...

Başta sigara olmak üzere tütün ürünlerinin kullanımı, her yıl 8 milyondan fazlakişinin ölümüne sebep oluyor. İçerdiği nikotin nedeni ile oldukça bağımlılıkyapıcı bir özellik taşıyan tütün kullanımı, solunum yolu hastalıkları vekardiyovasküler hastalıkların yanı sıra başta akciğer kanseri olmak üzere20’den fazla kanser türü için önemli bir risk faktörü oluşturuyor.

Akciğer kanseri hastalarının yüzde 80-90’ında sigara öyküsünün bulunduğunuve sigara kullananlarda, kullanmayanlara kıyasla kanser riskinin 10-30 katarttığını belirten Türkiye İş Bankası grup şirketlerinden Bayındır Sağlık Grubu,Bayındır İçerenköy Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. MuharremTokmak, akciğer kanseri ile sigara bağımlılığı ilişkisinin altını çizdi.Her bir sigarada vücut için zehirli, zarar verici, kanser yapıcı ya da kanserin ortaya çıkmasına nedenolabilecek 4 binden fazla kimyasal madde içeriyor ve bu kimyasalların en az 81 tanesi kanserojennitelik taşıyor.Sigara, başta akciğer kanseri olmak üzere, gırtlak, ağız boşluğu, yutak, yemek borusu, mide, kalınbağırsak, pankreas, böbrek, mesane, meme, prostat ve rahim ağzı kanserlerinin oluşumunda etkin roloynuyor. Tüm kanserlerinin yüzde 30’unun, kanser kaynaklı ölümlerin yüzde 50’sinin, akciğer kanserlerinin yüzde 90’ının nedeninin sigara kullanımı olduğu biliniyor.

Sigara, akciğer kanseri riskini 30 kata kadar artırıyor

Türkiye’de yaklaşık 17 milyon kişinin sigara kullandığını ve her yıl 100 bin kişinin tütün kullanımı kaynaklı hastalıklardan dolayı hayatını kaybettiğini söyleyen Bayındır İçerenköy Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Muharrem Tokmak,

“Sigara dumanından en fazla etkilenen organların başında akciğerler geliyor. Sigara dumanı içerisinde bulunan zararlı kimyasallar, akciğer dokusuna zarar vererek solunum sistemi ile ilişkili ciddi hastalıkların görülme riskini artırıyor. Akciğer kanserinin de en önemli nedenlerinden biri olan sigara, içmeyenlere kıyasla kanser riskini 10 ila 30 kat arasında artırıyor. Pasif içicilerde ise akciğer kanseri riski, içmeyenlere oranla 3 kat fazla oluyor. Ayrıca kronik obstrüktif akciğer hastalığının (KOAH) en önemli sebebinin de sigara içimi olduğu ve sigaranın astım, akciğer sönmesi, tüberküloz, interstisyel akciğer hastalığına yakalanma riskini de artırdığının unutulmaması gerekiyor.” dedi.

Akciğer kanseri belirti vermeden sinsice ilerleyebiliyor

Akciğer kanseri hastalarının %80-90’ında sigara öyküsünün bulunduğunu belirten Uzm. Dr. Muharrem Tokmak,

“Kanser gelişme riskini, sigaraya başlama yaşı, sigara içme süresi, içilen sigaranın tipi ve günlük tüketilen sigara miktarı etkiliyor. Özellikle 20 yıl süre ile günde 1 paket sigara içiminden sonra risk belirgin şekilde artıyor. Bazı kanser türlerinde önceden fark edilen belirtiler erken tanıya götürebiliyor ancak akciğer kanserinde durum her zaman bu şekilde gerçekleşmiyor. Belirtilerin ortaya çıkışı birkaç yıl sürerek, kanser sinsice ilerleyebiliyor. Çoğunlukla doktora başvuracak kadar şikâyet ve belirti verdiğinde ise geç kalınmış ya da ileri evre akciğer kanseri ile karşı karşıya kalınmış olunuyor. Bu nedenle tüm dünyada erken teşhis için akciğer kanseri taramaları yapılıyor. Erken evrede tanı konulan hastalar, cerrahi şansını yakalayarak hastalıkta kür sağlanabiliyor. Bu nedenle akciğer kanseri taramalarını 40 yaş üstü herkesin, tüm risk faktörlerinden bağımsız olarak yaptırması gerekiyor. Sigara içmeyenlerin, yılda bir kez akciğer röntgeni çektirmesi ve şüpheli lezyon görülmesi durumunda akciğer tomografisi ile taranması büyük önem taşıyor. Sigara içenlerin ise yılda bir kez, en önemli tanı yöntemi olan düşük doz akciğer tomografisi çektirmek üzere göğüs hastalıkları kliniğine başvurması gerekiyor.” diye konuştu.

Destek almadan sigarayı bırakmayı deneyenlerin sadece yüzde 4’ü başarılı oluyor

Sigara bağımlılığından kurtulmada uzman desteğinin önemine dikkat çeken Uzm. Dr. Muharrem Tokmak,

“Tütün ürünlerinde bulunan nikotin bağımlılık yapıyor. Kandaki nikotin konsantrasyonu azalınca yoksunluk belirtileri ortaya çıkıyor. Kişi, bu belirtileri yaşamamak için sigara içmeyi sürdürüyor ve bu süreç bağımlılık düzeyinde devam ediyor. Destek olmadan tütün kullanımını bırakmayı deneyenlerin yalnızca yüzde 4’ü başarılı oluyor. Bir hastalık olarak kabul edilen sigara kullanımından kurtulabilmek için bir uzmandan destek alınması gerektiğinin unutulmaması gerekiyor. Göğüs hastalıkları uzmanı tarafından ise kişinin nikotin bağımlılık indeksine göre sigara bırakma yöntemi belirleniyor. Gerekirse psikiyatrik destek de önerilebiliyor. İlaç tedavisi ve bilişsel davranışçı tedavi yönteminin birleştirilmesiyle ise daha iyi sonuç alınıyor” dedi.

Sigarayı bırakmanın olumlu etkisi dakikalar içinde fark ediliyor

Sigarayı bırakmanın faydalarının neredeyse anında görüldüğünü belirten Uzm. Dr. Muharrem Tokmak, sigarayı bırakmanın sağlık açısından faydalarını sıraladı:

  •  Sadece 20 dakika sonra kalp atış hızı düşüyor.
  • 8 saat sonra kandaki oksijen seviyesi normale dönüyor ve kalp krizi geçirme riski azalmaya başlıyor.
  • 12 saat içinde kandaki karbonmonoksit seviyesi normale dönüyor.
  • 48 saat sonra kandaki nikotin düzeyi azalıyor, tat ve koku alma duyularının etkinliği artıyor.
  • 2-12 hafta içinde kan dolaşımı düzeliyor ve akciğer fonksiyonları artıyor.
  • 1-9 ay içerisinde öksürük ve nefes darlığı azalıyor.
  • 12 ay sonra koroner kalp hastalığına yakalanma riski yarı yarıya azalıyor.
  • 12-36 ay sonra mesane kanseri riski yüzde 50 azalıyor.
  • 5 yıl sonra, kalp krizi geçirme riski, yemek borusu ve ağız boşluğu kanserlerine yakalanma riski yüzde 50 azalıyor.
  • 5-15 yıl içinde inme riski, sigara içmeyen birinin seviyesine iniyor.
  • 10 yıl içinde akciğer kanseri nedeni ile ölüm oranı, sigara içen birinin yaklaşık yarısı kadar oluyor.
  • 15 yıl içinde kalp hastalığına yakalanma riski, sigara içmeyen birininki kadar oluyor.

Bayındır Sağlık Grubu Hakkında: Bayındır Sağlık Grubu’nun temeli, 1992 yılında o zamanki adıyla Bayındır Tıp Merkezi ile hizmet vermeye başlayan Bayındır Hastanesi’ne dayanmaktadır. İş Bankası grup şirketlerinden olan Bayındır Sağlık Grubu, kısa sürede sağlık alanında referans kurumlardan biri haline gelmeyi başarırken, bunda tam zamanlı çalışan deneyimli hekim kadrosunun yanı sıra, hedeflenen nitelikli hizmet anlayışını sağlamak için kurum tarafından özümsenen temel değerler de önemli rol oynamaktadır. Etik değerlere saygılı, kanıta dayalı tıp ve hasta odaklı hizmet anlayışına sahip Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Söğütözü Hastanesi ile başlayan bu anlayışını kısa sürede Bayındır Kavaklıdere Hastanesi, Bayındır İçerenköy Hastanesi ve Bayındır Levent Tıp Merkezi’nin yanı sıra, İstanbul’da Fenerbahçe, Beşiktaş, Şirinevler, İş Kule, Tuzla ve İzmir Alsancak olmak üzere 6 farklı lokasyonda bulunan Bayındır Diş Kliniklerinde de başarıyla uygulayarak, vermekte olduğu sağlık hizmetinin etki alanını genişletmiştir.

{ "vars": { "account": "UA-43204872-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }