SAĞLIK

Geçmişe takılı kalmaya ve gelecek endişesine dikkat!

Geçmişi ve geleceği sürekli düşünmenin insan üzerindeki etkileri hakkında Psikolojik Danışman Ekrem Çağrı Öztürk açıklamalarda bulundu.

Geçmişi ve geleceği sürekli düşünen kişiler rutinlerinine devam edemeyeceğine vurgulayan Psikolojik Danışman Ekrem Çağrı Öztürk,

“Geçmişi ve geleceği sürekli düşünen kişiler anda kalamazlar. Bu durum kişilerin yaşamdan keyif alamamasına, duygularına kulak verememesine ve fizyolojik rahatsızlıklara yol açabilir. Durgunluk, odaklanamama, ani parlama veya duygularını dışavuramama, yorgunluk yaşamaları muhtemeldir. Aslında bütün bu zorlanmalar kişiyi değişime davet eder. Zorlanma bir problem veya kriz gibi gözükse de artık içinde bulunduğu durumun ona iyi gelmediğinin bir göstergesidir. Yakındığımız ve kendimizi yargıladığımız bir durum olmaktan çıkarabildiğimiz takdirde fırsatlar da bizle beraber gelir.     

Hiç kimse geçmişi sürekli düşünmek istemez. Sürekli düşünüyorsak burada yarım kalmış meselelerimizin olduğunu kendimize hatırlatmalıyız. Meselemiz tamamlanana kadar da zihnimizi bazen hafif bazen yoğun düzeyde meşgul eder. Bu durumu kısa bir örnek ile somutlaştırabiliriz. Diyelim ki bir arkadaş, yönetici veya partnerimiz bize bir şey söyledi ve o anda şaşırıp yoğun bir üzüntü yaşadık. O an dilediğimiz gibi cevap veremediysek hafta boyunca vermek istediğimiz cevabı nasıl vereceğimize dair onlarca senaryoyu kafamızda düşünür ve zihnimizde o durumu bitirmek isteriz. Bu meseleyi bitirmek yerine önce anlamaya kulak vermeliyiz. Bizi yoğun olarak üzen ve o an cevap vermekten alıkoyan şeyin ne olduğunu keşfetmeliyiz. Aksi takdirde bu gibi durumlar tekrarlandığında her seferinde aynı tavrı sergiler ve sonrasında kendimizi düşünür halde bulabiliriz” ifadeleri kullandı.

Geleceği sürekli düşünmek de geçmişi düşünmek gibi yorucu ve bu duruma sevk eden durumların olduğunu dile getiren Öztürk,

“Düşünmemek için efor harcamak, düşünmekten fazla olabilir. Olaya odaklanmak yerine anlama odaklanmak, anlık rahatlamaktan daha sağlıklı ve uzun süreli bir iyileşmenin anahtarıdır. Örneğin; arkadaşlarını kendi şehrine davet eden birinin sürekli hangi rotayı gezdireceğini bu rotada hangi müze, restoran ve etkinlikleri yapacağını her an planladığını varsayalım. Geleceği düşünüyor olmasının kişi için birçok anlamı olabilir. Kişi, olabilecek her ihtimali düşünerek problem çıkma ihtimalini sıfıra indirmeye çalışıyor olabilir. Yargılanmaktan kaygılanan kişi bu şekilde arkadaşları tarafından eleştirilmeyeceğini düşünebilir ya da bir başkasının sevgi ve onayına ihtiyaç duyan biri, takdir görmek için sürekli geleceği planlayabilir. Geleceği düşünmenin bizim için çok anlamlı tarafları olduğunu bu örnekler üzerinden görebiliriz” şeklide konuştu.

Öztürk ,

“Hayatta sonsuz bir şimdi vardır. Geçmiş aslında bir deneyimdir ve bu sayede hayatı anlamlandırırız. Gelecek ise kendimi koruma ve hayatta kalma yollarını aramamızı sağlayan bir durumdur. Hayallerimiz bizi yaşamda tutmak için itekleyici bir güçtür. Planlar hayatımızı kolaylaştırır ve sağlıklıdır. Mesele, geçmiş veya gelecekte takılı kalmaktır. Takılı kaldığımız takdirde duygusal, zihinsel veya bedensel zorlanmalar bizi uyaracaktır. Sonsuz bir şimdinin varlığını kendimize hatırlatarak anda kalmaya niyet etmeliyiz” dedi.

{ "vars": { "account": "UA-43204872-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }