Manisa’nın bereketli topraklarında yetişen Sultaniye üzümü, hem sofralık hem de dünyaca ünlü kuru üzüm olarak ün kazanmış bir lezzet harikasıdır.
Volkanik toprakların sunduğu eşsiz aroma, bol güneş ışığı ve yüzyıllardır süregelen bağcılık geleneğiyle birleşerek, Sultaniye’yi sadece Manisa’nın değil, Türkiye’nin en değerli simgelerinden biri haline getirmiştir
Manisa’nın bereketli topraklarında yetişen ve “sultanlara layık üzüm” olarak anılan Sultaniye üzümü, hem sofralık olarak hem de dünyaca ünlü kuru üzüm halinde ününü asırlardır korumaktadır.
Volkanik toprakların sağladığı zengin mineraller, Gediz Ovası’nın verimli yapısı, yıl boyunca bol güneş ışığı ve Manisa’ya özgü iklim koşulları Sultaniye’ye eşsiz bir tat, ince kabuk ve yüksek kalite kazandırmaktadır.
Bu özellikleriyle Sultaniye, hem Türkiye’nin hem de dünyanın en çok tercih edilen üzüm çeşitlerinden biri haline gelmiştir.
Yüzyıllardır süregelen bağcılık geleneği, Manisalı üreticilerin emeği ve bilgeliğiyle birleşerek Sultaniye’nin bugünlere ulaşmasını sağlamıştır.
Özellikle kuru üzüm üretiminde Türkiye, dünya pazarında lider konumdadır ve bu başarının büyük payı Manisa’nın bağlarına aittir.
Sultaniye üzümleri, sofralarda taze haliyle şifa kaynağı olurken; kurutulduğunda ise enerji deposu, doğal atıştırmalık ve pek çok tatlı ile unlu mamulün vazgeçilmez malzemesi olarak kullanılır.
Ayrıca içerdiği yüksek oranda antioksidan, vitamin ve mineraller sayesinde sağlık açısından da değerli bir besin kaynağıdır.
Bugün Manisa’nın simgelerinden biri haline gelen Sultaniye üzümü, hem çiftçisinin alın terini temsil eder hem de bölge ekonomisinin can damarı olma özelliğini taşır.
Bağ bozumu şenlikleriyle kültürel bir mirasa dönüşen Sultaniye, “bereketin ve emeğin simgesi” olarak anılmaya devam etmektedir.