Kendisine ait televizyon kanalında programlar yapan Adnan Oktar’ın Diyanet’e yönelik sarf ettiği sözler üzerine Diyanet-Sen Manisa Şube Başkanı Ahmet Özdemir ve yönetimi, Manisa Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Özdemir suç duyurusu öncesinde yaptığı açıklamada, “İslam dininin genleriyle oynayan, halkın değerlerini bile bile aşağılayan bu şer unsurların İsrail ve FETÖ hayranlığı dahil arkalarında var olan güçler ve ekonomik beslenme kaynakları araştırılsın ve hak ettikleri ceza kendilerine verilsin” dedi.
Memur-Sen’e bağlı Diyanet Sen Manisa Şubesi, Adnan Oktar hakkında Manisa Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu öncesinde Diyanet Sen Manisa Şube Başkanı Ahmet Özdemir yönetim kurulu üyeleriyle birlikte Manisa Adliyesi önünde basın açıklaması düzenledi.
Basın açıklamasına Memur Sen Manisa İl Temsilcisi Mustafa İrğat ve Genç Memur Sen Manisa İl Temsilcisi Orhan Güzel de destek verdi.
Basın açıklamasına Afrin’de Zeytin Dalı Operasyonuna katılan Mehmetçiklerin muzaffer olması için dua ettiklerini belirterek başlayan Özdemir, operasyonda şehit olan askere başsağlığı dilerken gazi olan askerlere de acil şifalar diledi.
“Milletin gözünün içine baka baka”
“Bu çetin günlerde maalesef biz millet olarak İstiklal mücadelesi verirken bazı mahfiller bu mücadeleyi akamete uğratmak istercesine suni gündemler oluşturma peşindeler” diyen Özdemir, "Yaptığı programlarda İslam ahlakı ile bağdaşmayan görüntülerle halkın karşısına çıkan Adnan Oktar ve sahibi olduğu A9 kanalına duyarlı Müslüman ailelerden tepkiler her geçen gün çığ gibi artmaktadır. İslam’ın kadın ve erkeklerin giyimi ile tavır ve davranışı konusundaki hükümleri açık iken bırakın İslam dinini, Yahudi ve Hristiyan inancının dahi tasvip etmeyeceği nahoş görüntülerle ekranlarda boy gösterip toplumun sinir uçlarına dokunmak normal karşılanacak bir durum değildir. Müslümanların gözünün içine baka baka bu rezilliği sahneleyen Adnan Oktar’a tepki konulduğunda ise ahlaksız ifadelerle bu milletin güzide kurumu Diyanet’i hedef alarak aklınca cevap vermeye çalışmakta, Diyanet’in ve alimlerin halk nezdinde itibarını zedelemeye çalışmaktadır. Adnan Oktar Diyanet’in gelirlerine gelince aklına İslam gelmekte ama kendine saldırı olduğunu hissettiğinde de özgür bir devlette herkesin yaşamına olduğu kadar kendi yaşamına ve kepazeliklerine saygı duyulması gerektiğini vurgulamaktadır” dedi.
“İsrail’e sevgi gösterilerinde bulunuyor”
Adnan Oktar’a “Senin nahoş görüntülerin özgürlükle meşru oluyor da devletin anayasası ve ekonomik yapısı üzerine kurulu olan bir devlet anlayışında Diyanet hangi mantıkla bütçeden istisna olabilsin veya bu durum salt Diyanet’in sorunu mu ki burada Diyanet suçlanıyor?” sorusunu yönelten Özdemir, “İsrail’e sevgi gösterisinde bulunan Adnan Oktar İsrail ve Hristiyan memleketlerdeki dini kurumların bütçelerine de aynı mantıkla bakıyorsa buna ancak gülünür. Her defasında Siyonizm'in önderlerini kendilerine kardeş ilan eden, İsrail’e hayranlığını tehditkar bir üslupla dile getiren Adnan Oktar’ın İsrail’e gösterdiği saygının en azından yarısını ekmeğini yediği ülkenin kurumlarına ve İslam dininin temsil edildiği nezih bir kurumu olan Diyanet’e göstermesini kendisinden bekliyoruz. İslam’a ve insanlığa hizmetkar olan, yüce dinimizin hizmetkarları için kullandığı alçakça cümleleri kendilerine iade ediyor, kurmuş olduğu kerhane içerikli ifadenin kendisine has bir yaşam şekli olduğunu hatırlatarak dünyayı kendi penceresinden görüp algılamamasını tavsiye ediyoruz. Yayın özgürlüğünü halkın değerlerine saldırı olarak gören bu kişinin yapmış olduğu talk şovlar ne İslam’a, ne de bu ülkenin insanına fayda vermediği, kadim geleneği olan İslam’ın bu tür manipülasyonlarla dejenere edilmeyeceği açıktır” ifadelerini kullandı.
“İsrail ve FETÖ bağlantıları araştırılsın”
Adnan Oktar'ın yaptıklarının bir kalkışma olduğunu dile getiren Özdemir açıklamasını şöyle tamamladı:
"Süslü ifadeler, hipnoz yöntemleri, çağdaş algı operasyonları ve tehditlerle gençlerimizi kendi menfaatlerine alet eden kurgulanmış her tür yapılardan rahatsız olduğumuzu ilan ederek bu tür yapılara karşı var gücümüzle mücadele edeceğimizi deklere ediyoruz. İslami değerler üzerinde yıllardır yaptıkları tahribat yetmiyormuş gibi kendi rezil hayatlarını örtbas etme adına ülkemizin dini, manevi, insani, ahlaki ve kültürel hayatını ayakta tutan din görevlileri ve bağlı oldukları kurum, Diyanet hedef alınmıştır. Ahlaksızca, sınırsızca ve arsızca din görevlilerine iftira atılmış, içlerindeki kin, zehir olup kamuoyunu yanıltma, toplumu ifsat etme faaliyeti olarak dışarı akmıştır. Diyanet’in bu fasit yapılara geçit vermeyen halinden rahatsız olan birtakım yapıların uzantısı olan Adnan Oktar’ın ne yapmaya çalıştığının farkındayız. Bu bir kalkışmadır. İslam’a ve insanlığa karşı isyandır. Bunlar; dilleri zehirli, yürekleri zincirli, beyinleri uyuşturulmuş, mankurtlaştırılmış bir ruh hali ile Müslüman Anadolu halkından ve tarihinden intikam alma uğruna kurulan gizli ajandalı organize örgütlerdir. İnsanları Kur’an ve Sünnet’ten ayırma faaliyeti yürüterek halk arasında fitne çıkarıp güzide kurumlara ve alimlere karşı halk nezdinde bilinçli ve sinsi bir değersizleştirme faaliyeti yürütüldüğünün farkındayız. Hakimlerimizden talebimiz odur ki, İslam dininin genleriyle oynayan, halkın değerlerini bile bile aşağılayan, toplumda kin ve nefretin yaygınlaşmasına yol açan, devletin kurumlarına salya sümük saldıran, ahlaksızlığı fikir özgürlüğü diye servis eden bu şer unsurların İsrail ve FETÖ hayranlığı dahil arkalarında var olan güçler ve ekonomik beslenme kaynakları araştırılsın ve hak ettikleri ceza kendilerine verilsin.”