Akhisar Belediyesi meclis toplantı salonunda gerçekleşen toplantıda, gündem dışı söz alan Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Lütfü Akdağ, Cumhuriyet Halk Partili meclis üyeleri adına bir bildiri okudu. Bildiride şu ifadelere yer verildi;
“Esenyurt Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Özer’in hukuki hiçbir izahı olmayan uyduruk gerekçelerle tutuklanması ve yerine seçmenden hiçbir yetki almamış hukuksuz bir kayyımun atanması devletimiz ve milletimiz adına utanç verici bir seçmen iradesi gaspıdır. İktidarın bu tutumu demokrasinin, halk iradesinin ve hukuk düzeninin çiğnenmesinden başka bir şey değildir. Devletin verdiği temiz kağıdıyla aday gösterilen, adli sicil arşiv kaydı bile olmayan, Esenyurtluların helal oylarıyla seçilen belediye başkanımıza reva görülen ve halkın iradesini yok sayan bu kararı reddediyoruz. Siyasi iktidarın yargıyı istediği gibi kullanarak kendi çıkarlarına göre hukuk dışı süreçler işletmesini asla kabul etmiyoruz. Kapalı kapılar ardında, toplumsal birlik ve bütünlüğümüze siyasi kumpas operasyonlarıyla müdahale etmek isteyenlere karşı çok kuvvetli bir mücadele sergileyeceğiz. Ahlaksız, hukuksuz ve gayrimeşru baskılara asla boyun eğmeyeceğiz.
Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye’nin birinci partisidir. 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde halkın büyük desteğini kazanarak iş başına gelen Cumhuriyet Halk Partisi belediyeleri, demokratik yollardan yönetime gelmiş ve yetkisini yalnızca ve yalnızca milletten almıştır. Ancak bugün, halkın sandıktan çıkan iradesini yok sayan bu siyasi operasyonla halk iradesi gasp edilmekte, halkımızın seçme ve seçilme hakkı ayaklar altına alınmaktadır. Hiçbir hukuki gerekçe olmamasına rağmen, şafak operasyonları yapılması, daha mahkeme karar vermeden iktidar medyasında karar yayınlanması, daha atanmadan kayyım isminin haberlere konu olması, bu kumpasın “'ne istediniz de vermedik' denilen zamanlardan kalma yöntemlerle iş yapma alışkanlığının devamı olduğunu gözler önüne sermektedir.
Öyle ki, Abdullah Öcalan’ın meclise getirilmesi yönünde çağrı yapan iktidar; eski ortaklarından kalma ilhamla hayata geçirilen bir şekilde, Türkiye’nin en büyük ilçesinin, Esenyurt’un seçilmiş belediye başkanını siyasi bir kararla hapse atma pervasızlığını göstermiştir. Bununla birlikte, soruşturma ve tutuklama süreci; adil yargılanmayı, savunma hakkını ve tutuklama gerekçelerini düzenleyen birçok mevzuat kurallarına uyulmaksızın gerçekleştirilmiştir. Kendini ev sahibi, milleti kiracı zanneden, halkıyla didişen, seçmenin iradesine saygı duymayan bu iktidar artık tüm kredisini tüketmiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi Esenyurt’ta gözünü kırpmadan kayyımın takipçisi olacak, her kararının, her uygulamasının gayrı meşruluğunu teşhir edecektir. Bununla birlikte Esenyurt halkının hizmetlere erişme hakkının gaspına asla göz yummayacak, Esenyurt halkıyla görülmemiş bir hizmet dayanışması gösterecektir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, her türlü baskıya ve hukuksuzluğa karşı halkımızın iradesini savunmaya, demokrasiyi korumaya kararlıyız.
Halkın iradesini çiğneyen siyasi iktidara bir kez daha sesleniyoruz: Bu ülkenin seçilmişlerine karşı yürüttüğünüz hukuk dışı operasyonlar, vatandaşlarımızın Cumhuriyete ve demokrasiye olan bağlılığına gölge düşüremeyecektir. Bu hukuksuzluk sona erene kadar, halk iradesini korumak için meydanlarda, yargı önünde ve tüm demokratik platformlarda sesimizi büyüteceğiz. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir!” denildi.
“UMUYORUM BU HATADAN DÖNÜLÜR”
Yapılan kayyım atamalarının hukuksuzca ve keyfi kararlarla yapıldığına değinen Akhisar Belediye Başkanı Besim Dutlulu, iktidar partisi ile diğer siyasi partilere mensup veya gönül veren, demokrasiye inanan herkesin elini vicdanına koyarak bu durumu sorgulamasını istedi.
Başkan Dutlulu, konuşmasında şu ifadeleri kullandı; “Kendisi bir akademisyen, bir profesör olan Ahmet Özer, yaklaşık 10 yıl önceki çözüm süreçlerinde, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın emriyle terör örgütünün lideriyle maalesef görüşme yapmış birisidir. Ben kendisini şahsen tanımam. Gündem olduktan sonra araştırdım. Türkiye’nin en büyük ilçesi Esenyurt’ta da halkın yüzde 50 oyuyla seçilmiştir. Anti demokratik yollarla halkın iradesine darbe yaparak, halkın büyük bir oy farkıyla seçtiği belediye başkanını görevden almalarını ben de kınıyorum. Sandık konusunda, demokrasi konusunda, darbeler konusunda çok hassas olduğunu söyleyen mevcut iktidarın bu yaptığını çok yanlış buluyorum. Umuyorum bu hatadan dönülür, bu keyfi uygulamalara son verilir. İktidar partisine mensup veya gönül veren, demokrasiye inanan herkesin elini vicdanına koyarak bu durumu sorgulamasını istiyorum.
“ASIL GÜNDEM, GİTTİKÇE ARTAN SEFALET VE EKONOMİK KRİZDİR”
Bir siyasi partinin başkanı çıktı ve “Apo meclise gelsin, konuşsun ve terörü bitirsin” dedi. Biz buna da kesinlikle karşıyız. PKK lideri terörist başının meclise gelmesini kesinlikle istemiyoruz. Herhangi bir sorunun, meclis dışında teröristler veya terör örgütleriyle çözülmesine karşıyız. Ülkemizde bir sorun çözülecekse bunun yeri meclistir, siyasi partilerdir. 1 haftadır Sayın Bahçeli’nin bu talihsiz açıklaması maalesef ülkemizde gündem oldu. Ama asıl gündem bu değil. Asıl gündem, gittikçe artan sefalet ve ekonomik krizdir. Vatandaş şu anda eriyen maaşlarını, hayat pahalılığını ve düşmeyen enflasyonu konuşuyor. Hepimizde çok ciddi bir gelir kaybı söz konusu. İnsanların alım gücü çok düştü. Her kesimi etkileyen çok ciddi ekonomik sıkıntılar var. Asgari ücretle, artan kiralarla hayat mücadelesi veren insanlar var. En kısa zamanda bununla ilgili önlemler alınmalı ve halkın gerçek gündemine geri dönülmeli” dedi.
“TERÖRİSTLERLE MÜZAKERE EDİLMEZ, MÜCADELE EDİLİR”
Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Lütfü Akdağ ve Akhisar Belediye Başkanı Besim Dutlulu’nun konuşmalarının ardından söz alan Milliyetçi Hareket Partisi Akhisar Belediye Meclis Üyesi Tamer Demir, “Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin adının geçmesi üzerine söz aldım. Genel Başkanımızın duruşu devletçe bir duruştur. Biz onu destekliyoruz” demesi üzerine Başkan Dutlulu araya girerek yeniden söz aldı.
Dutlulu, şu şekilde konuştu; “Kimse kusura bakmasın ama ben bunu desteklemiyorum. Bu benim kırmızı çizgimdir; terörist başı, PKK lideri Apo’yu meclise çağıramazsınız. Ne onu mecliste konuştururuz, ne de onun heykelini dikmelerine müsaade ederiz. Sizin genel başkanınızın bu açıklaması tarihi bir hatadır. Teröristlerle müzakere edilmez, teröristle mücadele edilir.
Bir konuda siz de hataya düşüyorsunuz. İzah edeyim. Ben, kendi Genel Başkanım Sayın Özgür Özel’i çok seviyorum. Her yerde sonuna kadar izinden gider, desteklerim; ama Apo ile ilgili bir çözüm, bir uzlaşma önerilirse ben o işte yokum. Bunu da denk geldiğimizde yüz yüze söylemekten çekinmem. Siz sürekli bahsettiğiniz Türkiye Yüzyılı’nı Apo’yu serbest bırakarak, gazi meclisimize getirerek mi gerçekleştireceksiniz? Biz teröristlerle asla pazarlık etmeyiz, kimse kusura bakmasın. Esenyurt Belediye Başkanı altı boş sebeplerle tutuklanıyor, belediyeye kayyım atanıyor. Ama Apo meclise gelsin konuşsun diyen Devlet Bahçeli devlet aklı oluyor. O zaman Devlet Bahçeli’ye de kayyım atansın.
Kimse kusura bakmasın, bu bizim hassas olduğumuz bir konu. Çünkü biz, bu ülkenin gerçek vatanseverleri olarak yıllardır sizin terör suçlamalarınızla karşı karşıya kaldık. Biz selam verdiğimizde terörist ilan ediliyoruz, siz selam verdiğinizde devlet aklı oluyor. Seçim zamanı kandilden montaj videolar yaptılar bunu televizyonlarda yayınladılar. Türlü iftiralar attılar. Terörist başının kardeşinin AK Parti‘ye oy istediği mektubunu, bizim vergilerimizle ayakta duran devlet kanalımız TRT’de okudular. Şimdi de terör örgütü liderini Türkiye Büyük Millet Meclisine, gazi meclisimize davet ediyorlar. Bunlara göre, AK Parti’ye oy veren Kürt iyi Kürt, AK Parti’ye oy vermeyen Kürt kötü Kürt. Böyle bir dünya yok. Sayın Devlet Bahçeli’nin bu söylediklerini herhangi bir Cumhuriyet Halk Partili söyleseydi şu an hapisteydi. Başka sözüm yok” dedi.