Manisa’nın bereketli topraklarında gerçekleştirilen etkinlikte, davetliler zeytin emekçileriyle birlikte ağaçlardan zeytin topladı, naturel kırma yeşil zeytin için tek tek zeytin kırdı. Hasat töreninde konuşan Akhisar Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Alper Alhat, zeytinciliğin özünde emek, sevgi ve paylaşım olduğunu vurgulayarak üreticilere ve tüketicilere önemli mesajlar verdi.
Alhat, “Zeytincilik sabır ve özen isteyen bir yaşam biçimi. Biz kalbimizle üretiyoruz. Kıracaksan zeytin kır, kalp kırma. Çünkü bu topraklarda üretim doğaya ve insana saygıyla yapılır” dedi.
“Akhisar, sofralık zeytinde Türkiye’nin amiral gemisi”
Alhat, Akhisar’ın Türkiye’nin sofralık zeytin üretiminde ve işleme teknolojilerinde öncü olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Nem kontrollü yeraltı sulamalarından gübreleme teknolojilerine, budamadan modern hasat yöntemlerine kadar ülkemizin en gelişmiş bilgi birikimine sahibiz. Ayrıca sofralık zeytin ve zeytinyağı işleme ile paketleme konusunda da lider konumdayız. Bugün Türkiye raflarındaki zeytin ve zeytinyağının yüzde 70’inin arkasında Akhisar imzası bulunuyor.”
Zeytin ağacının periyozite (bir yıl çok, bir yıl az ürün verme) özelliğine dikkat çeken Alhat, bu durumun doğru bakım ve bilinçli hasat yöntemleriyle azaltılabileceğini söyledi. Ancak bu yıl iklim koşullarının üretimi olumsuz etkilediğini vurguladı:
“Bazı yörelerimizi hem sıcak hem soğuk vurdu. Yağışlar az gerçekleşti, yeraltı suları kurudu. Ne yazık ki bu yıl rekoltede dramatik bir azalma var.”
“Bu yıl az ürün ama yüksek kalite bekliyoruz”
Rekolte tahminleriyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Alhat, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Mustafa Tan’ın 310 bin tonluk rekolte beklentisine katılmadığını belirterek, Türkiye genelinde 170–180 bin ton civarında üretim olacağını öngördü.
Alhat, “Bu yıl ürün az ama kalite yüksek olacak. Sofralıkta iri kalibreler, yağda ise aromatik ve kaliteli sonuçlar bekliyoruz. Türkiye artık fiyatlarını sadece İspanya’ya göre belirleyen bir ülke değil. Üreticinin maliyetine, tüketicinin alım gücüne göre adil bir fiyat oluşacağını düşünüyorum” dedi.
“İhracatta tedarikçi değil, marka olmalıyız”
Zeytinyağı ihracatında Türkiye’nin artık tedarikçi konumundan çıkıp rekabetçi bir marka ülke haline geldiğini belirten Alhat, devlet desteğinin önemine dikkat çekti:
“Yıllarca İtalya ve İspanya’ya tedarik sağlamayı ihracat sandık. Oysa onlar bizden aldıkları yağı DİR kapsamında şişeleyip başka ülkelere satıyor. Artık biz de dünya pazarlarında dişe diş rekabet ediyoruz. Ancak ambalajlı ihracat desteklerinin yeniden getirilmesini talep ediyoruz.”
Tüketicinin doğru bilgiye ulaşmasının da önemli olduğunu belirten Alhat, taklit ve tağşiş yapan firmalara yönelik denetimlerin artırılmasını istedi. “Bakanlığımızın sahte üreticilerin lisansını iptal etmesi ve güvenilir markaları listelemesi, sistemin şeffaflığı açısından çok önemli” dedi.
“Zeytin bizim kültürümüz, emeğin ve saygının simgesi”
Zeytinin sadece bir tarım ürünü değil, bir kültür ve dayanışma sembolü olduğunu belirten Alhat, sözlerini şu şekilde tamamladı:
“Zeytin ve zeytinyağı, Akhisar için doğaya, emeğe ve insana duyulan saygının sembolüdür. Eskiden çiftçiden 5 liraya alınan zeytinyağı markette 15 liraya satılırdı. Şimdi daha makul fiyatlar ve daha adil bir sistem var. Bu sayede kayıtlı ve kontrollü satış oranı da her geçen gün artıyor.”
Akhisar Ticaret Borsası’nın bu yılki hasat etkinliği, hem üreticiler hem de tüketiciler açısından umutlu bir sezonun başlangıcı olarak değerlendirildi.