Spil’in şifa dağıtan mahallesi; havası ve suyu her derde deva oluyor
Manisa’nın Spil Dağı zirvesi yakınlarında kurulu Ayvacık Mahallesinin havası ve suyunun başta kanser olmak üzere birçok hastalığa iyi geldiğine inanılıyor. Muhtarlı...
Manisa’nın Spil Dağı zirvesi yakınlarında kurulu Ayvacık Mahallesinin havası ve suyunun başta kanser olmak üzere birçok hastalığa iyi geldiğine inanılıyor. Muhtarlığını felçliyken ayağa kalkan Berrin Akduman’ın yaptığı mahallede; kanser, böbrek ve çeşitli hastalıklarına şifa bulan vatandaşlar yaşıyor.
Manisa’nın 1513 metre yüksekliğindeki Spil Dağı Milli Parkı’nın 1255 metresinde bulunan Ayvacık Mahallesi, bol oksijeni, suyu ve ekolojik çeşitliliğiyle bir çok hastalığa şifa oluyor. Osmanlı döneminde hastalanan şehzadelerin de tedavi edildiği belirtilen bölgede kurulan Ayvacık Mahallesi, başta kanser olmak üzere çeşitli hastalıklarla mücadele eden insanların akınına uğruyor. Manisa’da bir şirkette özel kalem müdürü olarak çalışırken bel rahatsızlığı nedeniyle 2001’de kısmı felç geçirip yatağa bağlanan iki çocuk annesi 56 yaşındaki Berrin Akduman da yerleştiği Ayvacık Mahallesi’nde azmi sayesinde hastalığını yenmeyi başardı. Doktorların ‘Bir daha yürüyemezsin’ dediği Akduman, eşinin de desteğiyle önce yatağa bağımlı olmaktan kurtuldu, ardından şifa bulduğu mahalleye muhtar oldu. Spil’in temiz havası ve suyunun kendisine çok iyi geldiğini vurgulayan muhtar Akduman, şimdilerde hem mahallesine hem hizmet ediyor hem de kendi bahçesinde tarımla uğraşarak sağlıklı vakit geçiriyor.
“Yatak yaraları, bez yaraları nedeniyle köye taşınmak zorunda kaldık”
Belinden yaşadığı rahatsızlık sonrası geçirdiği ameliyatın ardından yatağa bağımlı kaldığını belirten Ayvacık Mahalle Muhtarı Berrin Akduman, “Bel ile ilgili rahatsızlık yaşadım. Acil ameliyat olmam gerektiğini söylediler. Daha sonra şanssız bir ameliyat geçirdim. Ameliyat sonrası yatağa bağımlı kaldım. O süreçte buraya taşınma kararı aldık. Çok fazla kortizon yüklendiğinden dolayı aşırı kilo aldım. Yatak yaraları, bez yaraları nedeniyle köye taşınmak zorunda kaldık” dedi.
“Doktorlar ‘yatalak kalırsın' dedi”
Doktorların kendisine umutlu konuşmadığını ve yatalak kalacağını söylediklerini belirten Akduman, “Bana yeni doğmuş bir bebek gibi önce oturmayı öğrettiler. Kaslarım eridiği için oturamıyordum. Annem, babam, eşim ve çocuklarım destek oldu. Eşim ve köylüm çok büyük destek çıktı. Eşim çınar ağacına çelik tel çekti. Ben emeklemeye başladıktan sonra kademe kademe yükselterek kol kaslarımı ve beden kaslarımı güçlendirmeye başladım. Hiçbir doktor ‘yürürsün’ demedi, ‘yatalak kalırsın’ dedi. Ama ben hiçbir zaman yatalak kalacağımı beynimde kabul etmedim, ‘ben yürüyeceğim, size de yürüyerek geleceğim’ dedim. Hep bunu dile getiriyorum, eşim ve evlatlarım çok büyük destek çıktı. Büyük oğlum beni yürütebilmek için okulundan oldu” ifadelerini kullandı.
“Bana toprakla uğraşmak çok iyi geldi”
Spil Dağı Milli Parkı’nın havasının kendisine iyi geldiğini ve toprakla uğraşmaktan büyük keyif aldığını söyleyen Akduman, “Burası havadar. Benim yatak ve bez yaralarıma iyi geldi. Hava alması ve oksijeni çok. Hava olarak dolaşımımı hızlandırdı. Kanın ulaşmasını daha da hızlandırdı. Toprağı çok iyi geldi. Hiçbir psikolojik destek almadım. Çok zor bir süreç yaşadık ailece. Ama bana toprak, toprakla uğraşmak çok iyi geldi. Hala daha toprakla uğraşırım. Dizlerimle çapa yapıyorum” diye konuştu.
“Şifa bulduğum toprakların muhtarlığını yapıyorum”
Şifa bulduğu topraklarda muhtarlık yaparak hizmet verdiğini belirten Akduman, “Tekerlekli araba sürecindeki dönemde ilk muhtarımın birinci azasıydım. Onlar kaza yapınca onun muhtarlık dönemi birkaç bana kaldı. Onun adına muhtarlık yaptım. Daha sonraki süreçte benim muhtar olmamı istediler. Bana çok büyük destek çıktılar. ‘Berrin hanım Manisa’da çok çevreniz var, sizi ben muhtar olarak görmek isteriz’ dediler. Ben de ahde vefa olarak onların bana yaptıklarına karşılık ben de muhtarlık yapıyorum. Şifa bulduğum toprakların muhtarlığını yapıyorum. Hem haz alıyorum hem keyif alıyorum ve şevkle muhtarlığımı yapıyorum” dedi.
“Şimdi yürüyor ve bütün ihtiyaçlarını kendisi görüyor”
Eşinin zorlu mücadelesinde her zaman destek verdiğini belirten Cumhur Akduman, “Eşim rahatsızlandıktan sonra uzun bir süre gelip gittik. Sonrasında da hayatımıza burada devam etmeye başladık. Buranın havası eşime iyi geldi. Kendini daha iyi hissetti. Bunun yanında kendi azmi ve çabası da etkili oldu. Biz bir vesile olduk ama onun azmi her şeyden daha önemli. Şimdi yürüyor ve bütün ihtiyaçlarını kendisi görüyor. Biz de kendisine yardımcı oluyoruz” diye konuştu.
Şifayı Spil Dağı Milli Parkı’nda buldular
Eşi Mustafa Hızlı’nın 2008 yılında rahatsızlanması ve ardından felç kalması sonrası Spil Dağı Milli Parkı’nda bulunan Ayvacık Mahallesi’ne yerleştiklerini belirten Şükran Hızlı, “Eşim 2008 yılında rahatsızlık geçirdikten sonra buraya geldik. Burası ona çok iyi geldi. Burada motive olduk. Burayı benden daha çok seviyor” derken, şifayı Ayvacık Mahallesi’nde bulduğunu belirten Mustafa Hızlı “Boşluğumda bir ağrı vardı. Daha sonra hastaneye gittim. Hastanede bir felç olayı geçirdim. Ama şu an ayaktayım. Sağ tarafım yoktu. Sürekli burada kalıyoruz. Elim ayağım tutmuyordu. Konuşamıyordum. Bu halime geldim şükürler olsun. Burası da bize her yönden iyi geldi” diye konuştu.
Başka illerden hastalığı nedeniyle mahalleye gelenlerin olduğunu söyleyen Mustafa Er, “Dışarıdan şifa almak için buraya çok gelen oluyor. Buranın havasına alıştım artık. Şehre indiğimiz zaman çok sıcak geliyor ve bunalıyoruz. Buraya gelince bir huzur buluyoruz. Pandemi döneminde hep buradaydık. Eşimin karaciğer rahatsızlığı vardı. Burası da eşime iyi geldiğinden dolayı burada bir ev yaptık” dedi.
Karaciğer rahatsızlığı sonrası Ayvacık Mahallesi’ne yerleştiklerini belirten Aysel Er, “Benim karaciğer rahatsızlığım vardı. Burası çok iyi geldi. Şu anda pandemiden dolayı şehre inmeyi de düşünmüyoruz. Kalabalık yerlere girilmiyor artık. Bazen arada şehre iniyoruz çok sıcak olduğundan dolayı geri buraya dönüyoruz. Burada çok tanıdığım vardı. İyi olup gidiyorlar. Buraya annesi hasta olduğu için gelen vardı. 1 ay kadar oğluyla beraber kaldılar. Oğlunun izni bittikten sonra geri döndüler. Kadın burada 1 ay içerisinde tek başına gezmeyi başardı” ifadelerini kullandı.