İYİ Parti Ekonomi, Tarım ve Hayvancılıktan Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Şenol Özkaya, Türkiye'de süt içme oranının Avrupa ülkelerine göre oldukça düşük olduğunu belirterek, hem üreticinin kazancının artması hem de tüketicinin daha sağlıklı ve hijyen süt kullanabilmesi için kooperatifleşmenin şart olduğunu söyledi.
İYİ Parti Ekonomi, Tarım ve Hayvancılıktan Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Şenol Özkaya, 1 Haziran Dünya Süt Günü kapsamında açıklamalarda bulundu. Özkaya, çözüm ve önerilerde bulundu. Türkiye'de süt içme oranının Avrupa ülkelerine göre oldukça düşük olduğunu dile getiren Özkaya, “Avrupa ülkelerinde yıllık kişi başına düşen içme süt tüketimi 100 litre iken, ülkemizde 27 litre civarıdır. Sağlığımız için gerekli planlamalar yapılarak içimlik süt tüketimimizi artırmalıyız. Türkiye'de 2019 yılı kayıtlarına göre yıllık bazda 22 milyon ton civarı süt üretimi yapılmaktadır. Güncel çiğ süt fiyatı (yüzde 3.62 yağ oranlı, yüzde 3.20 proteinli) 2.30 TL/LT bakanlık desteği 10 KRŞ/LT açıklandı. Son üç ayda destek 15 KRŞ/LT olacağı açıklandı. 2019 yerel seçimlerden önce süt desteği 25KRŞ/LT olarak ödeniyordu. Süt üreticilerimize gerekli destek ve teknoloji kullanımı ile bu miktar artacaktır.Bu kadar sağlıklı ve faydalı üründen herkesin faydalanması gerekmektedir.Bunun için çok radikal kararlar alınmalıdır” diye konuştu.
Avrupa ülkelerinde süt fiyatları yıllara göre değişiklik göstermediğini, sebebinin ise maliyetlerinin değişmemesi ve devlet desteklerinin üreticiyi tatmin etmesinden kaynaklandığını ileri süren Özkaya, “Türkiye gerek toprak yapısı gerek iklim koşulları ile hayvancılık için oldukça uygun bir coğrafyaya sahiptir. Bu uygunluğa karşılık ülkemiz devamlı süt için düve, et için besi danası ithal eden durumdadır. Bu ithalattan kurtulmanın yolu hayvancılıkla uğraşan üreticimiz desteklenmelidir. Bu destekleme projeleri bir reform gibi olmalıdır. Avrupa ülkelerinde süt fiyatları yıllara göre değişiklik göstermemektedir, sebebi ise maliyetlerinin değişmemesi ve devlet desteklerinin üreticiyi tatmin etmesinden kaynaklanmaktadır.Ülkemizde ise üreticinin giderleri anlık olarak değişmektedir,bir ay içinde yeme yüzde 15 civarı zam gelmekte, kaba yemler bulunmamakta, elektrik, akaryakıt, araç ekipmanı, ilaç gibi sayısız girdiler anlık olarak zamlanmaktadır.Bunun üzerine çalışacak eleman sıkıntısı da eklenince zor durumda olan üretici ya küçülmekte yada işi bırakmaktadır” dedi.
Özkaya, şöyle devam etti: “Buzağılar ülke hayvancılığın gelişmesinde en önemli yeri teşkil etmektedir.Ülkemizde yıllık 650 bin civarında buzağı ölümleri vardır.Şayet biz buzağılarımızı yaşatabilsek canlı hayvan ithalatına hiç gerek kalmayacaktır.Acilen il ve ilçe bakanlık yetkileri buzağı ölümleri konusunda gerekli çalışmaları yapmalıdır.Bu çalışmalar buzağının fiziksel koşullarını iyileştirilmesini sağlamak, eğitimi vermek,kontrolünü sağlamak.Bakanlık olarak da buzağıların tüm aşılarının eksiksiz yapılması,uygun olmayan yerlere buzağı kulübesi verilmesi, ilk iki ay buzağı maması verilmesi kısacası buzağıların yaşaması için tüm önlemler alınmalıdır. Et ve Süt Kurumu ette olduğu gibi süt ürünlerinde devre girip üretim yapmalıdır. Ekonomik gücü olmayan kişilerde rahatlıkla süt ve süt ürünlerine ulaşmalıdır. Çiğ sütte mikroorganizmaların üremesi için çok iyi bir ortamdır. Bu nedenle süt çok çabuk bozulur ve sağlığa olumsuz etkisi olur. Memeden sağılan süt acil olarak soğutma tankına girmesi gerekmektedir.Hızlı bir şekilde artı dört derecede soğutma tankına alınan sütte herhangi bir zararlı bakteri üremez, süt ve süt ürünlerinde soğuk zincir çok önemlidir. Ayrıca çiğ sütten yapılan kontrolsüz bir şekilde köy pazarlarında satılan taze peynir ve ürünlerinden Brucella, koli enfeksiyonları gibi hastalıklar insanlara geçmektedir. Çiğ sütü soğuk zincir olan Ari belgeli işletme sütleri veya Tetra Pak (UHT) ambalajlı süt tüketilmesi gereklidir. Hem üreticinin kazancının artması hem de tüketicinin daha sağlıklı ve hijyen süt kullanabilmesi için kooperatifleşmek şarttır. Kooperatifleşme ile üreticiler birlik içinde daha uygun fiyata hammaddelerin almakta, sütlerini en kısa sürede soğuk zincire ulaştırmakta ve teknolojik imkanlara ulaşmaları kolaylaşmaktadır. Birlik içinde oldukları için ikinci aşama olan imalata geçmektedirler. Bunlara örnek göstermek gerekirse Tire süt, Torku, İğdeli kop, Foça süt, Bademli kop gibi üretim yapan kooperatiflere örnek gösterebiliriz. İYİ Parti Genel merkezimiz olarak yapacağım öncelikli hedeflerimizde topyekûn ülke genelinde kooperatifleşme etkinliği başlatmak olacaktır. Sağlıklı süt içelim sağlıkla kalalım.”
Editör: TE Bilisim