Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, seçim çalışmaları kapsamında Manisa'da binlerce kişiyle bir araya geldi. Demirtaş, Manisa gibi illerde emekçilerin yoğun bir şekilde yaşadığını ve bu yerlerde işçilerin birliğinin önemli olduğunu vurgulayan Demirtaş, "Soma'da yaşanan işçi katliamı ve cinayetleri, aslında bu ülkede emekçilerin ve yoksulların ödediği en acı faturalardan biri oldu. Bütün emekçiler el ele verip bu soygun düzenini değiştirmeliyiz" dedi. Binlerce kişinin katıldığı miting alanına "Ne ekmeledin ne teklemedin dengê xwe bidin kekê Selahattin" pankartı asıldı. Mitinge, HDP İstanbul Milletvekili Levent Tüzel, HDP Mardin Milletvekili Erol Dora ile SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, HDK ve HDP Kadın Meclis Koordinasyon üyeleri, HDP ve DBP Manisa ve İzmir İl ve ilçe yöneticileri de katıldı. YENİ YAŞAM ŞİARI Türkiye'de tüm kimliklerin ve ezilen kesimlerin "yeni yaşam" şiarına sahip çıktığını ifade eden Demirtaş, artık var olan sistemin dışında daha onurlu ve özgür bir yaşam istendiğini kaydetti. Ezilenlerin ortak adayı olarak katıldığı cumhurbaşkanlığı seçimine az bir süre kaldığını kaydeden Demirtaş, "İki hafta sonra bir devlet adamı değil bir para babası değil bir halk insanı orada olacak. Biz Türkiye'nin emekçi, yoksul ve ezilen kesimleriyle birlikte yeni yaşam yolunda, düşmanlık yapmadan kardeşlik teklifini sunuyoruz. Bu ülkede kardeşlik ve barışı inşa edeceğiz" dedi. Yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminin halkların geleceği için çok önemli olduğunu kaydeden Demirtaş, "Oy kullanırken, 100 yıl sonra nasıl yaşanılacağının tercihini yapacaksınız. Herkes bulunduğu sandığa ve oyuna sahip çıkarak, bu yeni özgür yaşamı inşa etme mücadelesinde katkısını sunmalıdır" diye konuştu. ‘BÜTÜN EMEKÇİLER EL ELE VERİP BU SOYGUN DÜZENİNİ DEĞİŞTİRMELİYİZ’ Manisa gibi illerde emekçilerin yoğun bir şekilde yaşadığını ve bu yerlerde işçilerin birliğinin önemli olduğunu vurgulayan Demirtaş, "Soma'da yaşanan işçi katliamı ve cinayetleri, aslında bu ülkede emekçilerin ve yoksulların ödediği en acı faturalardan biri oldu. Şunu her işçi ve emekçi kendine sormalıdır: Biz üretiyoruz, çalıp çırpmıyoruz. Atölyede, madende, hastanede her yerde işçi ve memuruyla siz üretiyorsunuz ve ter döküyorsunuz. Ama iş, sizin emeğinize değer biçmeye geldiğinde bu hükümet ve devlet yönetimi sizi insan yerine koymuyor. Sadece işvereni düşünüyor. Bütün emekçiler el ele verip bu soygun düzenini değiştirmeliyiz" dedi. İş güvenliği olmadığı için Türkiye'de her gün birçok emekçinin yaşamını yitirdiğini kaydeden Demirtaş, "Devlet iş güvenliği almış olsaydı, Çankaya'da bir devlet adamı ve halk adamı olsaydı bunların hiçbirisine izin vermezdi. Emekten, kadından ve işçiden yana bir cumhurbaşkanı olursa bunların hiçbiri olmayacak. Ege Bölgesi'nde üretilen her ürünün ve inşaatta dökülen her terin karşılığını almak istiyorsanız, sizi insan yerine bile koymayan bir düzeni değiştirmek için elinizde artık mühür var. Biz istiyoruz ki Türkiye'nin ezilenleri hepsi bir araya gelip bu soygun düzenine son versin. Serveti bizim hayal etmediğimiz kadar olanlar, maden işçisinin, ırgatın derdinden anlayamaz. Biz kendi kendimizi yönetirsek ve içimizden çıkan birini Çankaya'ya gönderirsek özgürlüğü ve adaleti kuracağız" ifadelerini kullandı. ‘EMEKÇİNİN YANINDA OLACAĞIM’ Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda her zaman olduğu gibi yine emekçinin yanında olacağını kaydeden Demirtaş, "Ben sizin adınıza görev yaparsam, kesinlikle taşeron sözleşmesini anayasa mahkemesine götüreceğim. Öyle bir sistem inşa edildi ki taşeronun da taşeronu var. Taşeron uygulaması kalkmalıdır. Taşeron sistemi kölelik sistemidir. Türkiye'de 25 milyon emekçi çalışıyor ancak 1 milyonu sendika üyesidir. 24 milyonu kaçaktır. İşçi ve emekçinin aleyhine olan tüm yasaları, iptal için Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğim. Cumhurbaşkanı seçilirsem Kenan Evren'in anayasasını değil uluslararası sözleşmeleri dikkate alacağım" dedi. 'TEKLİK FAŞİZMDİR' Başbakan Erdoğan'ı sevenlere çağrıda bulunan Demirtaş, "Eğer Erdoğan'ı seviyorsanız onu Başbakanlık koltuğunda bıraksınlar. Biz cumhurbaşkanı olalım ki Erdoğan'ı frenleyelim. Kendi başına ülkenin sultanı olmak istiyor. Tek adam, lider, dil ve millet olmayı savunmayacağız. Teklik Allah'a mahsustur, onun dışındaki teklik faşizmdir" dedi. Türkiye'de yeni inşa edilecek yaşamı nar tanesine benzeten Demirtaş, "Bizi birleştiren kabuk bir olacak ve birbirini tamamlayan farklı binlerce tane gibi olacağız. Herkesin mezhebini, inancını yaşamasının teminatı olacağız. Cemevi ve camide ibadetlerini yapmak isteyenler, özgürce yapabilecek" diye konuştu. 'ASIL BÖLÜCÜ BAŞBAKANDIR' Cumhurbaşkanı seçilen kişinin tüm Türkiye'yi birleştirecek bir aday olması gerektiğini ve duble yol ve yolsuzluk yapanlara karşı barışı ve kardeşliği tesis edeceklerini kaydeden Demirtaş, "Seçim sonuçları bizim savunduğumuz ilkelerin zaferiyle sonuçlanacak. İstedikleri kadar tehdit etsinler, hakaret etsinler, kullanabildikleri tek dil, küfür ve hakarettir. Bize bölücü-terörist diyorlar, biz yıllardır ülkeye demokrasi ve adaletin gelmesi için çabalarken, onlar ülkeyi ayrıştırdı. Asıl en büyük bölücü Başbakanın kendisidir. Kendi halkına bu kadar hakaret eden bir lider, cumhurbaşkanı olamaz. Bırakın halk başkanı sınıf başkanı bile olamaz" dedi. Halkların birbirine düşmanlık yapmak yerine barış ve kardeşlik içinde yaşaması durumunda, iktidarlara gelenlerin halka bu kadar pervasızca yaklaşamayacağını ifade eden Demirtaş, "Büyük Menderes nehri canlıların bile yaşam bulmadığı bir atık deresi oldu. Bu dere kurursa buradaki çiftçinin hali nasıl olacak? Hükümetin derdi işverenlerin çıkarlarıdır, işçinin derdi değil. Kimse nehirlerimizi, derelerimizi kirletemeyecek, HES'ler kuramayacak. AKP'ye yakın bir şirket, orada termik santral yaptığında burada zeytincilik yapılamayacak. Yani neredeyse 10 milyona yakın bir nüfusu besleyecek zeytinlikler yok olacak. Bunların çözümü, seçilecek bir halk başkanıyla mümkündür" diye konuştu. Yapılan mitingin ardından Demirtaş, İzmir'de STK temsilcileriyle yapılacak toplantıya katılmak için İzmir'e doğru yola çıktı.
Editör: TE Bilisim