AKP’nin çizdiği pembe ekonomik tabloya bakılırsa yarattığı “borçlu toplum” yapısıyla herhalde gurur duymaktadır. BDDK verilerine göre toplumun tüm kesimleri bankalara borçludur. Çiftçisi, esnafı, sanayicisi, işçisi, memuru hatta işsizi bile borçlanmıştır. Milyonlarca vatandaş bu borçları yüzünden icralıktır. En mağdur olan kesim ise çiftçilerdir.   AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında bu güne, ·   Bankalara borçlu çiftçi sayısı 1,6 milyondan,  13 milyon kişiye çıkmıştır.   ·  Borçlu sayısı 8 kat artmış, her 10 çiftçiden 9’u borçlu hale gelmiştir.   ·   Çiftçinin bankalara olan borcu 5 milyardan 39 milyar liraya yükselmiştir.   ·   Mazot fiyatı 1,09 TL’den, 4,30’a çıkmıştır.   ·   23 kuruş olan üre gübrenin fiyatı 1 lirayı geçmiştir.   ·   AKP’nin “yeşil mazotu” yalan olmuştur.   ·   Köylüye 7.000 liradan verilen süt inekleri 2 bin lira etmemektedir.   ·   Bir kilo süt ile bir kilo yem alınamamaktadır.   ·    3o milyon dönüm tarım arazisinin boş tutulmaktadır.   ·     İlk kez samanın fiyatı, buğday fiyatını geçmiştir. Bu vahim tablo AKP’nin tarım politikalarının ve kazanmadan borçlanma kültürünün sonucudur. Önceden Ziraat Bankası 100.000 TL değerindeki tarlanın karşılığında 10.000 lira kredi verir, o tarladan alınan ürünle borç kolaylıkla ödenirdi.  Hükümetin tüketim üzerine kurduğu ekonomik modelde, bankalar köy köy dolaşarak kredi dağıttılar. Televizyon reklamlarıyla borçların ne kadar kolay ödeneceğine çiftçiyi ikna ettiler ve çiftçinin ödeyemeyeceği miktarlarda krediler verdiler. Bu krediler üretim için verilmediği için, ödenmesi de mümkün olmadı. Esasen borçtan en çok korkan kesim köylüdür. Çünkü kazanacağı para suya, güneşe ve hava şartlarına bağlıdır.  Kısacasıçiftçinin işi Allah’a kalmıştır. Her yıl Türkiye’nin bir bölgesinde sel, dolu, don, kuraklık gibi doğal afetler mutlaka yaşanmaktadır. Tabii ki hasat olmayınca borçlar da ödenememiştir. Bu sıkıntıyı en fazla yaşayan illerin başında Manisa gelmektedir. En fazla tarımsal üretim yapan il olan Manisa’nın birçok köyünde ödenemeyen krediler yüzünden bağlar, tarlalar icralardan satılığa çıkarılmıştır. Ziyarete gittiğim Köprübaşı ilçemize bağlı Kıranşeyh köyündeki Mehmet amcanın köyün hepsini satsak bizim borçları ödemez” sözü her şeyi açıklamaya yetmiştir. Çiftçi Tarım Kredi Kooperatiflerine, bankalara olan borcunu ödemek için didinip durmaktadır. Fakat ürettiği ürünü para etmediği için yapacağı bir şey yoktur. AKP çiftçinin sesine kulak vermeli ve tarım sektörünü daha fazla desteklemelidir. Sadece üretime değil, tarımsal sanayiye ve ihracata daha fazla destek verilmelidir. Üretimden koparılan köylü yeniden üretime dahil edilmelidir. Tarım konusu kar zarar hesabıyla yönetilemez. Konuya sosyal açıdan bakmalı politikalar buna göre belirlenmelidir. Üretmeden borçların ödenmesi mümkün değildir. Borçların rahatlıkla ödenebilmesi için ürün ve ihracat desteği artırılmalıdır. Öncelikli olarak çiftçinin bankalara olan kredi borçları için çözüm üretilmelidir. Borçlar üzerine bindirilen faiz, gecikme cezası, icra ve Avukatlık masrafları silinmeli borçlar faizsiz olarak yeniden taksitlendirilmelidir. Ülkeyi saman ithal edecek kadar kötü duruma düşüren Hükümetten artık köylünün bir beklentisi kalmamıştır. Saman dolu çuval misali kabarık görüntüsünün altında boş olduğunu herkes görmüştür. 90 yıllık dev bir çınar olan CHP, yeni bir filiz olarak halkının yeni umudu olacaktır. CHP iktidarında; çiftçi ÖTV’si KDV’si kaldırılmış mazot, ilaç ve gübre kullanacaktır. Mazot köylüye 1,5 liraya verilecektir.
Editör: TE Bilisim