Sarıgöl’den bir annenin feryadı yükseliyor, göklere. “Ters gelesiciler, Allah da sizi yaksın” Bu öyle bir çığlıktı ki duyanlar gözyaşlarını tutamıyor, ağlayanlar ise daha da haykırarak gözyaşları akıtıyordu. O anne nasıl feryat etmesin ki? Evladını kendi büyütmüştü. Hem anne, hem baba olmuştu ona. Kolay mıydı başta koca olmadan, bu memlekette ev idare etmek, bir erkek çocuğu yetiştirip iş, güç sahibi etmek? İki de torunu vardı o acılı annenin. Hepsinin boynu bükülü kaldı. Torunları da babasıyla aynı acı kaderi paylaşacak, onlarda babasız büyüyeceklerdi. Bu ateş önce Sarıgöl ve yakın çevresini, sonra Manisa’yı daha sonra da tüm yurdu yaktı. Oysa daha aradan bir hafta bile geçmeden Sarıgöl’deki ateş soğuyacak, üç ay sonra ülkenin gündemi değişecekti. Ama o kor ateş düştüğü yerde hala teze kalacaktı. Bu şehit cenazesinde de söylenecek her şey söylendi de çok beklediğim o bir tek cümle yine kurulmadı. “Vatan sağ olsun” Nedendir bilinmez, son operasyonların ardından gelen şehit cenazelerinde artık bu kutsal cümle kurulmuyor. Çok kritik ve tehlikeli bir nokta. Bu aynı zamanda şehit ailesinin bu millete hakkını helal etmediği anlamına da geliyor mu bilmem. Acaba terörle mücadelede baştakilerin zafiyet gösterdiği gibi yaygın bir algı mı oluştu? Yani samimiyet şüphesinden dolayı mı böyle oluyor? Oysa bu millet çok daha fazla şehitler verir de kimsenin gıkı çıkmazdı. Bunu tarihte defalarca gördük.  Bu defa bir şeylerin yolunda gitmediği belli. HDP ESKİDEN PKK’DAN UZAK MIYDI? Bir yanda şehit cenazeleri, diğer tarafta milletin kabaran öfkesi. Neyse ki öfkenin adresi Kürt kökenli vatandaşlarımız değil. Öfke PKK’ya bir türlü terör örgütü diyemeyen HDP’ ye yöneliyor. Sanki HDP geçmişte PKK uzantısı değildi de yeni olmuş veya bu durum yeni ortaya çıkmış gibi bir hava yayıldı tüm yurda. Sanki terörle mücadele bırakılıp barış süreci işletilirken, karşılıklı samimi pozlar verilirken, bu adamların PKK ile bağlantıları yoktu. İşte tam da bu ortamda koalisyon kurulamıyor ve Türkiye tekrar seçime gidiyor. Peki şu sorulara ne dersiniz? 1-Sizce bütün bunlar tesadüfen mi üst üste geldi? 2-Böylelikle seçime girmeden önce sandıktan çıkması istenen sonucun şartları oluşturuluyor olabilir mi acaba? 3-Belki de mide bulandıran bu sorular nedeniyle şehit anaları “Vatan sağ olsun” diyemiyordur. İnşallah yanılırım. Aksini düşünecek olursak vay bu memleketin haline. YARIN SEÇİM OLSA? Kim ne derse desin. Bu seçimin adı erken seçim değil. Çünkü bir hükümet kurulmadı. Bu seçimin adı olsa olsa tekrar seçim olur. Tekrar eden bu seçimden çıkacak sonucu bugünden tespit etmek güç. Ama çok önemli bir değişiklik beklemiyorum. Peki neler olabilir? 1-HDP barajı yine aşar. Bu durumda AK Parti yine tek başına hükümet kuramaz. 2- Geriye bir tek iyimser senaryo kalıyor. MHP ve CHP oylarını biraz daha artıracak ve bu iki parti koalisyon hükümeti kuracak.
  1. TANRIVERDİ DÖNEMİ
Manisa’nın ve memleketin gündemi böyle iken AK Parti kulislerinde çok çarpıcı gelişmeler yaşanmıyor değil. AK Parti’deki üç dönem kuralı tüm itirazlara rağmen işletildi. Arınç ve Tanrıverdi 7 Haziran seçimlerinde liste dışı kaldı. Recai Berber de partinin bir numaralı milletvekili oldu. Ama bu kısa dönemle birlikte o da üçüncü dönemini doldurdu. Böylelikle Arınç ve Tanrıverdi’nin tekrar milletvekili listesine girmesi durumu söz konusu oldu. Ak Parti kulislerinde Bülent Arınç’ın Urfa’dan aday gösterileceği, Hüseyin Tanrıverdi’nin bir numaralı Manisa adayı olacağı, onunla birlikte Muzaffer Yurttaş’ın da listenin ilk dört sırasında yer bulacağı konuşuluyor. Peki kim dışarıda kalacak? Bunu bekleyip göreceğiz. Ama konuşulanlara göre, Hüseyin Tanrıverdi 12 Eylül’deki kongrede de MKYK’da kalmayı başarıp Manisa’da 2. Tanrıverdi dönemini başlatmaya hazırlanıyormuş.    

Editör: TE Bilisim