Şehit kanı üzerinden algı yönetiliyor. Ve üstelik Türkiye bu duruma alıştı. Bir yandan terör ve şehit haberleri, diğer tarafta anket sonuçları. Asılsız, sahte, yalan anket haberleri ve her bir kelimesi kan kokan adi beyanatlar. Milletin anası ağlıyor ama kimin umurunda. Son şehidimiz Kula’ya geldi. O acılı anne, çaresiz evlatların yüz ifadeleri… Yürek dayanacak gibi değil. İşte böyle bir ortamda AK Parti’nin Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ çıkıp şunu söyleyebiliyor. “Bu süreç AK Parti’nin lehine işliyor” Ne diyelim hayırlı olsun. Aslında anket şirketleri de öyle söylüyor. Süreç AK Parti’nin lehineymiş. İyi de son bir ayda sizinle anket yapan oldu mu? Benimle veya etrafımdaki herhangi biriyle yapılmış bir anket yok. Eğer sizinle anket yapan yok ise etrafınıza sorun. Eğer hala yoksa kendinize şu soruyu sorun. Açıklanan bu rakamlar sahte mi? Evet ben de sizinle aynı kanıdayım. Algı yönetiyorlar. Daha sonra da halk oluşan bu algıya göre oy kullanıyor. Böylelikle anket şirketleri doğru tahmin yapmış oluyor. Tabi bir de birbiriyle çelişen, şu kadar terörist öldürüldü, haberleri var. Ne yazık ki bu haberler de inandırıcı bulunmuyor. Hain pusular, şehit haberleri, terörist öldürüldü haberleri ve anket sonuçları. İşte son bir aydır takip ettiğimiz tüm haberler bunlar. Bu arada sanırım bir şeyi gözden kaçırıyoruz. Bu teröristler daha ne zamana kadar yola mayın döşeyip patlatacaklar? Hainler keklik gibi bir bir avlıyor kınalı kuzularımızı. Yok mu bu işin bir önlemi? Öte yandan “Bu süreç AK Parti’nin lehine işliyor” diyen AK Partili Milletvekili Selçuk Özdağ da şu beyanatından dolayı özür dilemeli. Aleyhimize işliyor, deseydi yine aynı tepkiyi verirdim. Çünkü evlatlarımız elden gidiyor, vatan elden gidiyor; şimdi böyle bir ortamda sürecin hangi partinin lehine yada aleyhine işlediğinin ne önemi kaldı? Olacak şey değil. Milletin vekilleri kafayı sürecin siyasi sonuçlarına takıyor. BU OPERASYONLAR NE ZAMAN BAŞLAYACAK? Bakın bu hain tuzaklar bu şekilde patlamaya devam ederse asker ve polis kışlasından sokağa çıkamaz hale gelir. Zaten şu an da yaptığımız bir operasyon yok. Onlar tuzak kurup saldırıyor, biz karşı operasyon başlatıyoruz. İzlediğiniz haberler hep böyle değil mi? Yani biz teröriste saldırmıyoruz. Ne yazık ki Türkiye’nin kararlı terörle mücadele reçetesi bu ve bu kadar. İktidara yakın yayın organlarının “Büyük operasyon başladı” başlıklı haberleri de çok tuhaf oluyor. Bakıyorsunuz büyük operasyon başlıyor ertesi gün o haber unutuluyor, daha sonraki gün tekrar operasyon başladı haberi geliyor. Ama o operasyonlar bir türlü başlayamıyor. İnanıyorum ki paralel yapıyla bile bundan daha esaslı mücadele ediliyor. Finans kaynakları, bağışçılar, toplantı salonları, eğitim kurumları tüm illerde bir bir basıldı. PKK’yla mücadele çerçevesinde güvenlik güçlerimiz terörün finans kaynakları ve onların şehirlerdeki ve dağlardaki yığınaklarını bilmiyorlar mı da baskın yapmıyorlar? Elbet biliyorlar. Peki biliyorlarsa neden bu operasyonlar 81 ilde aynı anda yapılmıyorlar. Bilmiyorlarsa neden ve nasıl bilmiyorlar? Akan bunca kanın hesabını kime soracağız? *** İşte tam da bu noktada Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabı’nın son cümleleri geliyor aklıma. “Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”          

Editör: TE Bilisim